Somewhere around traducir turco
1,613 traducción paralela
Somewhere around there.
O civarda.
- Can you tell me please, there's a boy's birthday being celebrated somewhere around here?
buradaNbir çocuğun doğum günü partisi var mı?
- He " s somewhere around here.
- Burada bir yerde.
There's probably some rattlesnakes somewhere around.
Yakınlarda çıngıraklı yılanlar olmalı.
You know, so you'll probably ultimately rank somewhere around there, you know, so I really... You'll excel at a lot of things, just not this.
Belki de eninde sonunda orada kendine bir yer bulacaksın, işte bu yüzden ben gerçekten...
I was looking for somewhere around here to have lunch.
Buralarda yemek yiyeceğim bir yer arıyorum.
Yeah, right up until the assault began, somewhere around 10 : 30.
Evet, saldırı başlamadan önce. 10 : 30 sıralarında.
Aspergillus sydowii don't travel to New York, but they do make it to the southeastern portion of the United States, somewhere around...
Aspergillus sydowii New York'a gelemez, ancak Amerika'nın güney bölgesinde bir yerlere...
My guess is he or she is somewhere around here close.
Tahminimce buralarda bir yerde olmalı.
Yes, well, I think I might have left it somewhere around here at Kaitlin's birthday party.
Evet şey, sanırım onu Kaitlin'in partisinde buralarda biryerde bıraktım.
And if you're lucky, I might even have a T-shirt from that tour somewhere around here.
O turneden bir de tişörtüm olacaktı şuralarda bir yerlerde.
Somewhere around here, but he doesn't remember.
Buralardaymış, ama Loel tam yerini hatırlamıyor.
They passed somewhere around here.
Buralardan bir yerden geçmişler.
I believe that he / she lives somewhere around in some street.
Sokaklarda bir yerde yaşıyor.
That excitement might end when he gets there and discovers that his underwear fell out somewhere around Amish country.
Oraya varıp, iç çamaşırları Amish bölgesinde bir yerde düştüğü için heyecanı bitebilir.
Somewhere around early morning's fine.
Sabahın erken bir saatinde olur.
So.. he must be somewhere around here.
Buralarda bir yerlerde olmalı
You're going to get somewhere around 10 miles per gallon, constant on the road.
Sürüş halinde, sürekli olarak 1 galonla 16 km yol gideceksiniz.
I guess I was standing somewhere around here.
Sanırım burada bir yerdeydim.
- Where? - Somewhere around South Boston, Virginia, 13 years ago.
- Güney Boston, Virginia civarında 13 yıl önce.
Same guy who was treated for a broken knee at a free clinic somewhere around Salt Lake City.
Salt Lake civarında, kırılan bacağı için gittiği ücretsiz bir klinikte tedavi olan biri.
It just happened to land somewhere around here
O sadece burada bir yerlere düştü.
The last known whereabouts of each one is somewhere around here.
Kayıp kişinin son görüldüğü yer, buralarda olmalı!
Timberline's gotta be around here somewhere.
Timberline bu civarda bir yerde olmalı.
When you say that you didn't see him around here... do you mean that you haven't seen him at all... or that you've seen him somewhere else?
Onu buralarda hiç görmedim derken onu hiç görmediğinden mi yoksa daha önce bir yerlerde... -... gördüğünden mi söz ediyorsun.
Around here somewhere.
Buralarda bir yerde olmalı.
She's around here somewhere!
Buralarda bir yerlerde olmalı!
Must be some crutches around somewhere.
Burda bir yerlerde sorun olmalı.
- They're around here somewhere.
- Buralarda bir yerde olmalılar.
Yeah, I bet you dollars and donats that I got a little girl flowing around out there somewhere in this great nation of ours.
İddiaya girerim ki bu büyük ülkenin orasında ya da burasında bir yerlerde gezinen bir kızım vardır.
The river is around here somewhere.
Nehir buralarda bir yerdedir.
The batteries have to be around here somewhere.
Bataryaları burada bir yerde olmalı.
I've never been there, but... it's around here somewhere.
Öyle sanıyorum.
There's got to be an opening around here somewhere.
Buralarda bir yerde bir çıkış olmalı.
It's gotta be around here somewhere.
Buralarda bir yerde olmalı.
Well, if this is where they genetically modify the plants, there's got to be a house around here somewhere.
Şey, eğer burası bitkilerin genlerinin değiştirildiği bir yer ise, buralarda bir yerde bir ev falan olmalı.
I wouldn't be much help with any of that. We could bowl or go to a movie or maybe there's a zoo around somewhere.
Bovlinge, sinemaya veya bir yerlerde hayvanat bahçesine gidebiliriz.
I know there's a wireless internet hub around here somewhere. Ah!
Buralarda bir yerde kablosuz internet noktası olduğundan eminim.
Well, I'm sure it's around here somewhere.
- E minim buralarda bir yerdedir.
We lost contact. For all we know, they're out wandering around somewhere lost.
Yani kaybolmuş ve bir yerlerde dolaşıyor olabilirler.
I have some bodyguards following me around everywhere, and colonel Sheppard's probably somewhere close by.
Beni gittiğim her yerde izleyen korumalar var ve Yarbay Sheppard muhtemelen yakında bir yerde.
I'm sure he's around here somewhere.
Eminim buralarda bir yerdedir.
Oh, he's gonna jump off something and raft down somewhere, climb up a thing, swing around on a vine, stuff like that.
Bir yerlerden atlayacak. Botla bir yerden gidecek. Bir şeye tırmanacak ve sarmaşıkla uçacak falan işte.
We got one in a security guard's uniform around here somewhere.
Burada bir yerde güvenlik görevlisi üniforması giyen biri vardı.
Around that time there were masses of T-Rex here, somewhere in Montana.
O zamanlar T-Rex'lerin toplandığı yer Montana civarıydı.
I don't know, maybe around 15th somewhere.
Bilemiyorum, 15. cadde civarında bir yerlerde olabilir.
He's gotta be around here somewhere.
Buralarda bir yerde olmalı.
It stands to reason he was carrying them around on his person somewhere.
Duruma bakacak olursak belirli bir zamana kadar... onları içinde taşıyormuş.
It s gotta be around here somewhere.
Buralarda bir yerlerde olmalı.
It's around here somewhere.
Buralarda bir yerde.
Well, it's got to be around here somewhere.
Buralarda bir yerlerde olmalı.
somewhere around here 22
around 956
around the world 31
around noon 17
around the corner 75
around me 18
around midnight 41
around here 182
around money 20
somewhere 622
around 956
around the world 31
around noon 17
around the corner 75
around me 18
around midnight 41
around here 182
around money 20
somewhere 622