Somewhere around here traducir turco
1,015 traducción paralela
Then he'll plant himself somewhere around here to cover Griff's back.
Sonra Griff'in arkasını kollamak için bir yerlerde kendisini yem yapacak.
You living somewhere around here these days. Jake?
Bugünlerde, yakında bir yerlerde mi kalıyordun, Jake?
And put those trunks somewhere around here.
O sandıkları da bir yerlere bırakın.
Somewhere around here Sam Houston is trying to organise an army.
Buralarda bir yerde Sam Houston, ordu toplamaya çalışıyor.
Look... well, why can't your partner meet us somewhere around here?
Bak... ortağın burada bir yerde bizle buluşsa?
We're somewhere around here.
Buralarda bir yerdeyiz.
Yes. Somewhere around here.
Evet, buralarda bir yerdeydi.
Somewhere around here's a little house that was yours.
Fougasse, buraya yakın bir yerde, bir zamanlar içinde yaşadığın küçük bir ev biliyorum.
Given the time frame, it had to be somewhere around here.
İşte, size göstereyim. Pekala.
Are you gonna play somewhere around here?
Buralarda çalacak mısın?
They must be somewhere around here...
Buralarda bir yerlerde olmalı...
- Somewhere around here.
- Çeka'ya sızan siz miydiniz?
They're around here somewhere.
Buralarda bir yerdeler.
Man says the Slayton gang's around here somewhere.
Slayton'ın çetesi buralardaymış, öyle diyor.
There's gotta be dough to nab around here somewhere.
Buralarda bir yerde kazanacak para olmalı.
Say, have you got a thermos or a jar around here somewhere?
Termosunuz veya kavanozunuz var mı?
So there are two loose heads just floating around in here somewhere?
Yani buralarda uçuşan iki tane kayıp kafa mı var?
There's an extra glass around here somewhere.
Burada bir yerde bardak olacaktı.
They gotta be around here somewhere.
Buralarda bir yerde olmalılar.
- Heck Tate's around here somewhere.
- Heck Tate buralarda bir yerde.
He must be around here somewhere
Burada bir yerde olmalı.
She's around here somewhere.
Buralarda bir yerde olmalı.
Is there a scarecrow around here somewhere?
Buralarda bir yerde korkuluk var mı?
Samantha has gotta be around here somewhere.
Samantha buralarda bir yerde olmalı.
It's gotta be around here somewhere?
Buralarda bir yerde olmalı.
But if your father's passport is here... it's not wandering around somewhere else, right?
Ama madem babanızın pasaportu burada ortalıkta dolaşacak hali yok, değil mi?
Probably one around here somewhere.
Buralarda bir tane olmalı.
He's got to be around here somewhere.
Buralarda bir yerde olmalı.
I heard that Bennet's Raiders used to have one of their hide-outs around here somewhere.
Bennet'ın Haydutları'nın, saklanmak için,... bu civarda gizli bir yerleri olduğunu duydum.
Unquestionably, an immensely powerful field of energy is being generated around here somewhere, but we're having difficulty focusing on it.
Şuradan çok yüksek bir enerji alanı yaratılıyor. - Üzerine yoğunlaşmakta zorlanıyoruz.
I reckon the other one's around here somewhere.
Tahminimce diğeri de buralarda bir yerde.
He's probably still hiding around here somewhere.
Hala buralarda bir yerde saklanıyor olmalı.
The clue to the location of the control room must be around here somewhere.
Kontrol odasının yerini gösteren ipucu buralarda bir yerde olmalı.
My instincts tell me there's a little bit of transportation around here somewhere.
İç güdülerim bana burada bir yerde araba olduğunu söylüyor.
Hell, I've even got one of his broads hanging around here somewhere.
Hatta kadınlarından biri bile buralarda bir yerde dolanıyor.
With all these trees around here, there should be a stream somewhere.
Etrafta bu kadar çok ağaç varken, bir yerlerde bir dere olmalı.
There oughta be some proof walking around here somewhere.
Buralarda bir yerde yürüyen birkaç kanıt olmalı.
He's around here somewhere. Hurry and find him!
- Burada bir yerlerde olmalı, çabuk bulun şunu!
He must be around here somewhere.
Burada bir yerde olmalı.
In a coffin around here somewhere.
Buralarda bir yerlerde bir tabutun içinde.
Now let me see, it must be around here somewhere.
Bir bakayım, buralarda bir yerde olmalı.
There's one around here somewhere.
Şuralarda bir yerlerde.
It's gotta be around here somewhere.
Buralarda bir yerde olması lazım.
Those smart ones of us, the ones who stayed around we kind of figure that the mother lode she's still around here somewhere, probably laughing at us.
Zeki olanlarımız, yani burada kalanlar ana damarın hala buralarda bir yerde olduğunu ve muhtemelen bize güldüğünü düşünüyoruz.
Here I am in a dark house somewhere in the world, with my arms around you and you are here in my arms.
Şimdi dünyanın bir yerinde, gecenin bir yarısında karanlık bir evde sana sarılmış oturuyorum. Sen de bana sarılmışsın.
I was sure there was a Jizo statue around here somewhere. Jizo : a stone statue of Bodhisattva Jizo, patron protector of travelers, women, and children. Jizo : a stone statue of Bodhisattva Jizo, patron protector of travelers, women, and children.
Bir Jizo heykeli mi?
There's got to be a gas station around here somewhere.
Bu taraflarda bir benzin istasyonu olmalı.
Oh, she's around here somewhere.
Buralarda bir yerlerde.
White Hand's around here somewhere, men, waiting to pounce on you little boys.
Beyaz El ve adamları buralarda olabilir, Onun için dikkatli olun.
I got one around here somewhere.
Buralarda bir yerde olacaktı.
He's got to be around here somewhere.
O, buralarda bir yerde olmalı.
somewhere around 22
around here 182
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
around here 182
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545