English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Still waiting

Still waiting traducir turco

1,741 traducción paralela
Still waiting for the good news.
Hala iyi yeri bekliyorum.
Still waiting for the change part.
Hala değişim bölümünü bekliyorum.
She's still waiting on her no-good daddy to show up.
Hala o babası olacak adamın çıkıp gelmesini beklediğini bilmiyor musun?
We ordered 500 extra items, and we're still waiting for them!
Fazladan 500 adet daha söyledik, ve hala gelmelerini bekliyoruz!
And I'm still waiting on you to answer the first question I ever asked you.
Hala sana sorduğum ilk sorunun cevabını bekliyorum.
If you have a point, detective, I'm still waiting to hear it.
Bir şey ima etmeye çalışıyorsanız, sizi dinliyorum, detektif.
We're still waiting on confirmation from the White House.
Ama halen Beyaz saraydan bu konuya ilişkin bir açıklama yapılmış değil...
Yes, sir.We're still waiting for the city- - i'm sorry, jerri.
Evet, efendim. Hala şehir planlamadan bekli... Affedersin, Jerri.
We're still waiting!
Hâlâ bekliyoruz.
- Still waiting for Oncology.
- Hâlâ onkoloji uzmanını bekliyoruz.
Sometimes I think, she's still waiting for him... like Santa Claus or something.
Bazen hala babamı Noel Baba'yı bekler gibi beklediğini düşünüyorum.
He's still waiting on a big vote from the zoning commission.
İmar komisyonundan önemli bir oylama bekliyor.
Yes, but I'm still waiting on the hand writing samples from the lab.
Evet, ama hala laboratuvardan el yazısı örneklerini bekliyoruz.
She's probably still waiting for me at the falafel place.
Muhtemelen lokantada beni bekliyordur.
We're still waiting on a positive ID. Okay.
Hala kimlik teşhisi için bekliyoruz.
I hope you weren't thinking that she must be still waiting for you..
Herhalde onun seni oturup beklediğini düşünmüyorsun..
He is still waiting for you since 12 years Mahi..
O 12 yıldan beri hala seni bekliyor Mahi..
We're still waiting to see if her prints are in the system.
Halen sistemde kaydı olup olmadığı ile ilgili bilgiyi bekliyoruz.
I'm still waiting for some bastard to tell me what happened.
Hala birinizin ne olduğunu açıklamasını bekliyorum.
Towiller got called in, and that left four spots, with eight of us still waiting.
Towiller çağrıldı ve geriye dört kişilik yer kaldı. Sekizimiz hala bekliyorduk.
We're still waiting on the I.D.
Kimlik bilgilerini bekliyoruz.
As the dolphins and gannets track down the shoals out at sea, the people here are still watching, still waiting...
Yunuslar ve sümsük kuşları denizde balık sürülerinin izini sürerken buradaki insanlar hâlâ bakıyor ve bekliyor.
We're still waiting from Scotland Yard to confirm.
Scotland Yard'dan hala bir teyit bekliyoruz.
Father went there once.. .. and we are still waiting for him!
Baban oraya bir gitti bir daha geri dönmedi!
( Laughs ) I'm still waiting on the okay.
Biz iyi bir takımız, unutma.
I'm still waiting for my visa.
Vizemin çıkmasını bekliyorum.
Are you still waiting for me to eat?
Hala yemeğe bekliyor musun beni?
Still waiting for our first bird family to move in.
Hâlâ ilk kuş ailemizin gelip birine yerleşmesini bekliyoruz.
All Hitman victors, still waiting.
Tüm Hitman "anahtarları", hâlâ bekliyoruz.
Be advised we're still waiting for the battalion translator.
Hala tabur çevirmenini bekliyoruz, bilginize.
Still waiting for B.D.A.
Hâlâ zayiat raporunu bekliyoruz.
And Hoberman's still waiting on a cholecystectomy.
- Yakala onu, koca oğlan. - Hoberman safra kesesi için bekliyor.
GREENE : We're still waiting on the coroner.
Hâlâ sorgu yargıcını bekliyoruz.
Still waiting on the DNA results on the hair from under her nails.
Hâlâ tırnak altından çıkan saçın DNA sonuçlarını bekliyorum.
I'm still waiting for last month's expense summary, norman.
Hala geçen ayın masraf özetini bekliyorum Norman.
Still waiting to hear back from a couple of clients, but no one else got an unusual text.
Halen müşterilerden, haber vermelerini bekliyoruz ama hiçbiri öyle bir mesaj almamış.
RIGSBY : Still waiting on the coroner's report.
Savcının raporunu bekliyoruz.
I already put in the request, { \ and } I'm still waiting to hear and { \ in the meantime, } I can't leave'cause I need to reinterview Costello's wife, her story doesn't stand up.
Talepte bulundum, bekliyorum. Bu arada Costello'nun karısını tekrar sorguya çekmeliyim. Hikayesi tutarsız.
No, nothing, I'm still waiting.
Hayır, hiçbir şey bulamadım, hala bekliyorum.
Still waiting.
Hala bekliyoruz.
Still waiting on that mop!
Hala şu paspası bekliyoruz.
Still waiting.
Hala bekliyorum.
It's the "I'm still waiting to hear"
Bu...
What if the guard is still around, toying with us, waiting for us to make the slightest movement before he pounces on us?
Ya bekçi hala etraftaysa, ya bizimle oyun oynuyorsa ya üzerimize atlamadan önce ufacık bir hareket yapmamızı bekliyorsa?
When he was waiting for me to work a problem, he couldn't sit still.
Benim problem çözmemi beklerken, hiç yerinde durmuyordu.
If you're still going to clubs and you have a pony tail and a little dress and you're standing outside of a club waiting to get in and it's 2 degrees, you're like "It's gonna be great in there!" You're a girl.
Hala saçını at kuyruğu yapıp clublara gidiyorsan... Mini elbisenle club kapısında "İçrde çk eğlncğz" diyerek soğukta ceketsiz bekliyorsan. Sen bir kızsın!
I am still waiting!
Hâlâ bekliyorum. Dışarıya bir bakacağım.
- And, we're still waiting to learn exactly,
Biz...
Waiting on you still.
Hâlâ seni bekliyorum.
I can't help but wondering who might still be waiting for her back on her Atlantis.
Onun Atlantis'in de onu kimin beklediğini merak etmekten alamıyorum kendimi.
Mine was still out there waiting for me.
Benimki ise hâlâ dışarıda bir yerlerde beni bekliyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]