Strangers traducir turco
4,345 traducción paralela
Perfect strangers.
- Tamamen yabancıları.
Bad idea to talk to strangers.
Yabancılarla konuşmak kötü fikir.
♪ To break away - ♪ It's time to break away ♪ - ♪ Last year we all were strangers ♪
* Vakti geldiğini * * Ayrılık vakti geldi *
I don't think I'm ready for a big crowd of strangers.
Büyük bir kalabalık yabancı arasına katılmaya hazır olmadığımı düşünüyorum.
A single woman joining a group of gold-prospecting strangers!
Altın madenin giden yabancılara katılan yalnız bir bayan!
He doesn't like strangers touching him.
Yabancıların kendisine dokunmasını sevmez.
Maybe he likes scaring strangers. Maybe.
- Belki yabancıları ürkütmeyi seviyordur.
I guess this town doesn't warm to strangers.
Bu kasaba yabancılara karşı pek sıcak değil sanırım.
If it was my brother, I wouldn't want strangers having it.
Eğer benim kardeşimin olsaydı, yabancıların almasını istemezdim.
The strangers, the neighbours...
Etraftakiler, komşular...
You always say you're good with strangers...
- Yabancılarla aram iyidir dersin hep...
When I was your age, I had to stand in a courtroom with a bunch of strangers and tell them all the ways that he abused me.
Senin yaşındayken bir dolu yabancının bulunduğu bir odada tacizlerini her yönüyle anlatmak zorunda kalmıştım.
And you haven't seen any strangers wondering around at night?
Gece dolaşan yabancı birilerini gördünüz mü?
'Distancing my kin and working with strangers..'
'Yakınlarımdan uzaklaşır ve yabancılarla çalışırım...'
Flashing strangers?
- Yabancılara oramı buramı göstermek mi?
Unlike the rest of the population, I don't want to go to bed with strangers.
Nüfusun geri kalanının aksine, ben yatağa bir yabancıyla girmek istemiyordum.
They must not be with strangers.
Yabancıların yanında olmamaları gerek.
Hey, man, I ain't wasting my bullets on a couple of strangers that ain't never cooked me a meal or felicitated my piece.
Dostum, bana yemek pişirmeyen veya beni eylemeyen bir gurup yabancı için mermilerimi boşa harcayamam.
You cannot talk to strangers, Cole.
Yabancılarla konuşamazsın Cole.
Many locals do not like strangers.
Bu köyde pek çok kimse dışarıdan gelenleri sevmez.
I'll be careful who I'm talking with because they do not like strangers.
Aynı zamanda kiminle konuştuğuma çok dikkat etmem gerektiğini söyledi çünkü yabancıları çok sevmezlermiş burada.
♪ Strangers waiting ♪ Strangers waiting ♪ ♪ Ba, da ♪ ♪ Up and down the boulevard ♪ Ba, da ♪
♪ Bekleyen yabancılar ♪ bulvarın sağında solunda
But next time, don't talk to strangers. - That's a promise.
- Ama bir daha yabancılarla konuşmak yok.
Strangers without invitations, ugly people... get lost.
Tanımadığım insanları, davetiyesi olmayanları ve çirkinleri burada görmek istemiyorum.
They were strangers three weeks ago.
3 hafta önce onları tanımıyordun bile.
♪ a roomful ♪ of strangers with familiar faces ♪ ( Monitor beeping rhythmically )
d bir oda dolusu d yabancı tanıdık yüzd Chelsea.
I heard somewhere you're not supposed to socialize with strangers.
Yabancılarla sosyalleşmemen gereken bir yer diye duymuştum.
Strangers groping my belly.
"Kim" demedin?
Besides make fun of strangers in bars?
Barın birinde yabancılarla dalga geçmek dışında?
I could just not see myself admitting to a room full of strangers...
Ben kendimi yabancılarla dolu bir odaya kabul edilmiş olarak görmüyorum.
My mom doesn't like me talking to strangers. Your mom's a smart lady!
Annem yabancılarla konuşmamamı istedi.
One day, I'll be the man who can't sleep and talks to strangers.
Ben de bir gün uyku tutmayınca tanımadığı insanlarla sohbet eden adam olacağım.
Well, it's not like they agreed to kill each others'wives, like "Strangers on a Train."
Yani birbirlerinin eşlerini öldürmeye anlaşmış da değiller. "Trendeki yabancılar" gibi.
You'd rather spend your evening chatting with a bunch of strangers than hanging out with me?
Geceyi benimle takılmaktansa, tanımadığın kişilerle sohbet ederek geçirmeyi mi tercih ediyorsun?
Don't open up attachments from strangers.. ever.
Yabancılardan gelen bağlantıları asla açma.
Or, uh, strangers round ever.
Ya da çevredeki tuhaf kişiler için.
He's gonna be telling a room full of strangers all about my crazy family.
Bir oda dolusu yabancıya garip ailemi anlatacak.
and "Strangers on a Train," and "North by Northwest."
Sonra, "Strangers on a Train" ve de "North by Northwest."
I don't want to be - - die facedown, buried by some strangers.
Ben yüzükoyun ölmek istemiyorum, yabancılar tarafından gömülmeyi.
My mom doesn't like strangers coming in through the window.
Annem yabancıların pencereden girmesinden hoşlanmıyor.
"So why pretend to be strangers?"
Yabancı gibi olmaya ne gerek var?
You need to stop opening your door to strangers.
Kapını yabancılara açmayı bırakmalısın.
He doesn't like strangers touching him.
Yabancıların ona dokunmasından hoşlanmaz.
You don't do that in front of strangers.
Yabancıların önünde yapılmaz bu.
Why show strangers my thoughts?
Neden başka kişiler düşüncelerimi bilsinler ki?
It's not just that animals are not frightened of strangers, the so-called "island tameness", but that time that would be spent hiding from attackers can now be used to find food, find mates and raise young,
Sadece bu da değil, hayvanların yabancılardan korkmaması, Burada "ada monotonluğu" adını verdiğimiz bir durum var. Böyle olunca, saldırganlardan saklanmak için harcanması gereken zaman yiyecek bulmak, eş bulmak ve yavru yetiştirmek için kullanılıyor.
We're an imaginary landing party who had real-life garbage thrown at us by real-life strangers who think we're idiots.
Bizi geri zekalı yerine koyan gerçek insanların, gerçek çöpler attığı hayali bir iniş ekibiyiz sadece.
That's his business... but he has Gustav picked up by strangers.
Ama kendisi onlarla görüşürken Gustav'a yabancılar bakıyor ve...
It's not worth it, to risk your life for strangers.
Bir yabancı için kendi hayatını riske atmana değmez.
The strangers made us an offering.
Yabancılar bize bir şey sundular.
Not the strangers.
Yabancılar değil.
strange 902
stranger 408
strand 27
strang 41
strangelove 16
stranger danger 21
strangely 101
stranger things have happened 43
strange as it may seem 16
strangulation 42
stranger 408
strand 27
strang 41
strangelove 16
stranger danger 21
strangely 101
stranger things have happened 43
strange as it may seem 16
strangulation 42