Sure you could traducir turco
1,716 traducción paralela
Well, I'm sure you could think of something.
Eminim ki bir şeyler düşünebilirsin.
But I'm sure you could get your old job at the factory back.
Fakat eminimki fabrikadaki eski işine geri dönebilirsin.
- Sure you could. Phil Leotardo.
- Phil Leotardo?
- I'm sure you could have.
- Eminim yapardın.
- Oh, sure you could, deadly Nedly.
- Oh, incitebilirsin, ölümcül Ned.
I'm sure you could.
Eminim alabilirsin.
Sure you could.
Eminim yaparsın.
I'm sure you could get a bigger story than this.
Eminim bundan daha iyi bir hikaye getirebilirdin.
I'm sure you did all you could to help your pal Pauline.
Kankan Pauline için elinden geleni yaptığına eminim.
How could you be so sure the child is yours?
Bebeğin senden olduğunu nereden biliyorsun?
But, it would be helpful if you could make sure she doesn't leak any information about the investigation.
Yine de eğer onun bu soruşturma hakkında kimseyle konuşmamasını sağlayabilirsen, iyi olur.
You could do worse, but honestly, Bob, at Pepperdine? I'm sure you can do better.
Daha da fenası var gerçi Bob ama Pepperdine için daha iyisini bulabileceğine eminim.
Could you give us a second? Sure.
- Bize bir saniye izin verir misin?
I'm sure you said the same to your first husband before you bolted with all you could carry.
Eminim aynı şeyi ilk kocana da söylemişsindir seni başkalarıyla aldatmadan önce.
Hey, I'm just looking for the dish on barry, so, uh, if you wanna spill, I'm sure I could- - no, no, no, no.You misunderstand.
- Evet, o adamım. Berry'nin kirli çamaşırlarını arıyordum. Dökülmek istiyorsan...
You say the right things, ask him the right questions, I'm sure he could open some doors for you. Okay.
Ona doğru sorular sorarsan sana fırsat kapılarını açacaktır.
I'm sure there are a bunch of unemployed 10-year-olds in Asia you could be exploiting.
Sömürebileceğin 10 yaşında bir grup işsiz Asya'da mutlaka vardır.
- Could you turn up the music? - Sure.
- Müziğin sesini açabilir misiniz?
Yeah, sure, I could have a personal talk with you.
Evet, elbette, sizinle şahsen görüşmeyi isterdim.
I made sure Mom gave me braids so you could pull them
Annemden bana toka takmasını isterdim senin çıkarman için.
And you sure look like you could use the money.
Bu para kesinlikle çok işinize yarayacak gibi geliyor.
I'm sorry to interrupt, but I wasn't sure if you could smell this.
Böldüğüm için kusura bakmayın ama bunun kokusunu almadınız galiba.
- Saul, could you close the door, please? - Sure.
- Saul, kapıyı kapatır mısın, lütfen?
Small potatoes compared to this, I'm sure, but if you could use me, I'd love to help.
Şikago'dayken ben de kendim için bazı şeyler düzenlerdim. Bununla karşılaştırırsak çok küçük kalır tabi, ama yine de yardım etmek isterim.
You're the only one who could know that for sure.
Bunu kesin olarak bilebilecek tek kişi sizsiniz.
Could you make sure and order us something really special?
Bize özel bir şeyler sipariş edebilir misin?
I could make sure you got it.
İstersen alabilirsin.
Plenty of cover in the trees. How could you tell for sure?
Hem etrafı ağaçlarla kaplıyken, nasıl emin olabiirsin ki?
If I were as skilled as you are... I'm sure I could've saved the battered Goze.
Senin gibi yetenekli olsaydım eminim eziyet gören Goze'leri kurtarabilirdim.
I'm sure I could report you to Miss Haxby for such insolence.
Kuşkusuz, bu küstahlığını Bayan Haxby'e bildirebilirim.
I'm sorry that you had to be locked in that cell, but It was the only way i could be sure you were safe.
Seni, o hücreye kapattığım için üzgünüm ama güvende olacağın tek yer orasıydı.
I'm sure I could find somebody else to take care of that for you.
Eminim ki senin yerine bu işi yapacak birini bulabilirim.
I'm sure you guys could give each other a few tips.
Eminim siz birbirinize birkaç tavsiyede bulunabilirsiniz.
- Umm, could you sign this for me, Larry? - Sure
- Şunu benim için imzalar mısın, Larry?
This could be the biggest move you bust all night, so we just wanna make sure you have it down.
Bu, bu geceki en önemli hareketin olabilir. Bu yüzden doğru yapacağına emin olalım.
You know, I could sure use someone to show me the ropes around here.
Aslında, bana burada kuralları öğretebilecek birisi çok işime yarardı.
I'm sure you did the best you could.
Elinden geleni yaptığına eminim.
- I could take you apart with less. - You sure?
Ben seni ondan bile az bir hamleyle ayırırım.
Yeah, yeah, sure, sure, but could you do me a favor before you hang up?
Evet, elbette ama kapatmadan önce bana bir iyilik yapar mısın?
I'll make it real brief. I just wanna make sure you had all the information in terms of what this Jumbo Tron money could get us.
Hızlı bir sunum yapacağım, sadece bu Dev Skorbord parasının, bize neler getirebileceğine dair tam bilgileri aldığından emin olmak istiyorum.
Could you please make sure
Lütfen oğluma su bıraktığından emin ol.
Could you? - Er, yeah, sure.
Evet tabii ki.
Sure, but we could still have fun and watch, you know, Morse, and people could see us out together, like at my birthday party on Friday, and I could put a photo of us on Facebook?
Evet ama yine de eğlenip, bir şeyler izleyebiliriz. İnsanlar bizi, Cuma günkü doğum günü partimde birlikte görebilir. Facebook'a fotoğrafımızı koyabilirim.
Right. Are you sure you should trust Jay with what could be the tenderest moment of your life?
Hayatının en hassas anında Jay'e güvenebileceğine emin misin?
I'm sure I could hook you up, though.
Buna rağmen bir ekip birleştirebileceğine eminim.
You were making sure that Ethan Turner could never hurt another innocent soul again.
Ethan Turner'ın bir daha hiçbir masum insana zarar vermemesini sağladın.
I had to make sure he was in a secure environment for his own safety before I could notify you.
Size haber vermeden önce kendisi açısından güvenli bir ortamda bulunduğundan emin olmak istedim.
You shot him, made sure you had an airtight story so you could go out and kill again. Because that's what gets you off.
Onu vurdun, sağlam bir hikâye ayarladın ki böylece dışarı çıkıp yeniden öldürebilecektin çünkü her seferinde bu şekilde yırtacaktın.
I had to make sure I could trust you.
Sana güvenebileceğime emin olmak zorundaydım.
You know, I'm sure you did the best you could.
Elinden geleni yaptığını biliyorum.
Well, since I'm about to help you find your cat, It sure would be nice if you could help me out with Edie.
Ben sizin kedinizi bulmanıza yardım edeceksem, sizin de Edie konusunda bana yardım etmeniz hoş olurdu.
sure you can 218
sure you were 30
sure you do 255
sure you will 57
sure you are 144
sure you're okay 18
sure you have 26
sure you would 16
sure you did 80
sure you want to do this 18
sure you were 30
sure you do 255
sure you will 57
sure you are 144
sure you're okay 18
sure you have 26
sure you would 16
sure you did 80
sure you want to do this 18
you couldn't have known 62
you could have fooled me 52
you couldn't be more wrong 21
you could 500
you couldn't 169
you could say that 389
you couldn't wait 16
you couldn't have 43
you could've called 20
you couldn't do it 34
you could have fooled me 52
you couldn't be more wrong 21
you could 500
you couldn't 169
you could say that 389
you couldn't wait 16
you couldn't have 43
you could've called 20
you couldn't do it 34
you could have said 25
you could have warned me 19
you could've fooled me 22
you could have told me 63
you could have 68
you could've died 20
you could go to jail 27
you could die 58
you could be right 44
you could have killed me 30
you could have warned me 19
you could've fooled me 22
you could have told me 63
you could have 68
you could've died 20
you could go to jail 27
you could die 58
you could be right 44
you could have killed me 30