English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Sure you were

Sure you were traducir turco

2,354 traducción paralela
- Sure you were alone?
- Yalnız olduğuna emin misin?
- I had to make sure you were coming.
- Geleceğinden emin olmak zorundaydım.
I was so sure you were like my dad,
Babam gibi olduğuna çok emindim.
I was so sure you were like my son that I couldn't see you as the "A" student you turned out to be.
Ben de senin, oğlum gibi olduğuna o kadar emindim ki, "A" alabilecek bir öğrenci olduğunu düşünemedim.
Wasn't sure you were gonna show up.
Geleceğinizden emin değildim.
I'm sure you were broken up when you heard the news.
Haberlerde duyunca eminim çok zoruna gitmiştir.
Only this time, you made sure you were the last one here.
Şimdi de burada kalan son kişi olmaya çalışıyorsun.
I'm sure you were most professional but he was not fit to be interviewed given what has occurred.
- Ayim'i ülkeden göndermekte kararlı birisi. Destekleyici hiç kanıtı yokken, ciddi suçlamalar yapıyor. Geçen hafta,
He thought for sure you were back.
Senin geri döndüğünden emindi.
- About my sister, are you sure you were the only one who provided sperm to the sperm bank?
- Şu kardeş işine bir gelelim. Sperm bankasına senden başka sperm bağışlayan olmadığına emin misin?
We are pretty sure you were. Conceived in the bathroom at a Paul McCartney concert.
Sana Paul McCartney konserinde oradaki tuvaletlerin birinde hamile kaldığımdan emin gibiyiz.
I'm sure you were about to call me but I thought I'd save you the trouble.
- Eminin tam da beni arayacaktın. Ben de seni beladan kurtarmak için geldim.
I just wanted to make sure you were all right.
Sadece iyi olduğundan emin olmak istedim.
I just wanted to make sure you were OK.
Sadece iyi olduğundan emin olmak istedim.
I just wanted to make sure you were okay.
İyi olduğundan emin olmak istedim.
Yeah, sure you were.
Eminim.
I was just making sure you were okay.
İyi olduğundan emin oluyorum.
Well, I'm sure you were busy, right?
Aslında değildim. Sorun değil.
He waited two weeks before he signed it, just to make sure you were gone.
İmzalamadan önce iki hafta bekledi. Gittiğinden emin olmak için.
Yeah, I just wanted to make sure you were feeling better.
- Evet. İyi olduğundan emin olmak istedim.
Just came to make sure you were okay.
İyi olduğundan emin olmak istedim.
And you make sure you sleep with one eye open,'cause you were right about one thing. I don't play by the rules.
Benimle oynamak istiyorsan, buna açığım
Professor Gretzky, I'm sure you get this all the time, but were you named after Wayne Gretzky?
- Profesör hep aynı soru ama neden tarih?
You were in your Wagoneer. You're sure it was the night of the storm?
Fırtınanın olduğu gece olduğuna emin misiniz?
That's why you were so sure of yourself.
O yüzden kendinden bu kadar emindin.
- Sure. But why did you send me an email saying that you were looking forward to meeting me?
söylemişsin, neden?
I was so freaked out, I wanted to go see a couples therapist to make sure we were okay, so I thought I'd meet a few, you know, see who fit.
Ben de aramızın iyi olduğundan emin olmak için çiftler terapistini görmeye gitmek istedim. Sonra da hangisi daha iyi uyuyor diye birkaç tanesine gittim.
I wanted to make sure you knew what you were doing.
Sadece emin olup olmadığını merak ettim.
When you were sure that he wasn't paying attention to you... you carried out your plan.
Dikkatini sana vermediği bir anda planını yapmıştın.
You sure did study these mountains when you were chasing that bail jumper.
Takipteyken buraları iyi öğrendiğine emin misin?
You can tell by the type of equipment, they were cooking meth, but I'm not sure what the baking soda would be used for.
Aletlerden, metamfetamin pişirdikleri anlaşılıyor ama kabartma tozunun ne için kullanıldığından emin değilim.
Um, so we were just ordering, and we just wanted to make sure that the animals were being ethically treated, and more importantly, that the farms were, you know, like ethical people.
Biz sipariş veriyorduk ve hayvanlarınızı ahlâklı yetiştirdiğinizden emin olmak istedik ve daha önemlisi çiftlikte çalışan insanların ahlâkı...
I'm sure revisiting my messed up family lifes isn't how you were hoping to spend the afternoon.
Darmadağın ailemin yaşantısını tekrar ziyaret edip öğleden sonralarımı nasıl merak etmezsiniz ki?
I wanted to make sure that you were really cool with the whole Erin thing.
Erin durumunun senin için bir sorun yaratmayacağından emin olmak istemiştim.
I don't know who you were when you were drinking, but it sure as hell's got to be better than who you are when you're sober.
Sarhoşken nasıl birisiniz bilmiyorum ama şerefsizim, kesinlikle ayık halinizden daha iyidir.
Are you sure that you're fine if Julia were to remain working so closely with Detective Murdoch?
Julia'nın, Dedektif Murdoch'la bu kadar yakın bir şekilde çalışmayı sürdürmesinden rahatsız olmayacağınıza emin misiniz?
So, you were that much sure?
Ya, o kadar emindin yani?
I wasn't sure if you were together, but Hector thought not.
Beraber olup olmadığınızdan emin değildim, ama Hector olmadığınızı düşündü.
Are you sure about that? Because the last time we spoke you were pretty scared that I was gonna ruin it.
Çünkü son konuştuğumuzda mahvetmemden korkuyordun.
Yeah, I'm pretty sure they were talking - And you... you have nothing to say to my handsome soon-to-be lawyer son who has big músculos... - about someone else.
- Eminim başkasından bahsetmişlerdir.
Sure you didn't make that switch while you were slitting Corinne's throat?
Corinne'in boğazını keserken yer değiştirmediğine emin misin?
Oh, I'm sure you were.
- Eminim kaçınmışsınızdır.
Were you 100 meters, within 100 meters. Are you sure?
100 metre yakın mıydın.Emin misin?
I don't understand. You were at Jacob's house? Sure.
Kendi kemiklerini gıdıklayan bir şeytan gibi etrafında döner di.
You know, Parker, we never really talk about it, But if you lost someone when you were just a child, then you might put up walls to make sure that you never got hurt again.
Parker, normal insanlar genelde bu konudan konuşmazlar,... fakat daha küçücük bir çocukken bir yakınını kaybettiysen insanlarla arana duvarlar koyarsın.
And just to make sure this isn't too easy for you guys, ballistics says they were all killed with different guns.
Ve bunu çantada keklik görmeyin beyler çünkü balistik farklı silahlarla öldürüldüklerini söylüyor.
Somebody sure as hell wants HPD to think you were.
Biri HPD'nin gittiğini düşünmesini istiyor.
I never doubted you were a good cop. You sure about that?
İyi bir polis olduğundan hiç şüphem yoktu ki.
I'm sure you guys were great without me.
Eminim bensiz harikaydınız.
I'm sure you'll find a lot of the cases familiar since you and your people were responsible. Huh.
Sorumlusu siz olduğunuz için birçok tanıdık olay bulacağından eminim.
It sure looked like you were having an awesome time with Liam.
Liam'la harika vakit geçiriyor gibi görünüyordunuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]