Take some traducir turco
10,617 traducción paralela
- Then we'll take some with the family.
- Sonra da aileyle fotoğraflar çekeceğiz.
- Take some time off.
- İzin alabilirsin.
Take some deep breaths.
Derin, derin.
It's going to take some time to find out.
Öğrenmemiz biraz zaman alacak.
It's gonna take some time.
Biraz zaman alacak.
Yeah, but it's gonna take some time to get the phone company to release them.
Olabilir ama telefon operatörüne ulaşıp mesajları istemek biraz zaman alır.
Please take some with you.
Yanında götür lütfen.
The visions are gone, and that's gonna take some getting used to.
- Yani? Hayaller gitti. Buna alışması biraz zaman alacak.
Well, take some time. Think about it.
Kafanı toplamalısın.
For now, can you be brave for me and let Dr. Barliss take some blood?
Şimdi, Dr.Barliss kan testi için senden kan alacak hazır mısın bakalım?
It'll take some time to turn him around.
Sadece biraz zaman alacak.
We-we went to a junkyard to take some pictures and I'm pretty sure that A followed us there.
Fotoğraf çekmeye bir hurdalığa geldik, A'nın takip ettiğine eminim.
We went to a junkyard to take some pictures and I'm sure A followed us there.
Birkaç fotoğraf çekmek için hurdalığa gittik ve A'nın bizi takip ettiğine eminim.
Just came back to take some new pictures.
Birkaç fotoğraf daha çekmeye geldim.
I'm scrambling a Hazmat team, but it will take some time to assemble.
Tehlikeli madde ekibi için uğraşıyorum ama toplamak biraz zaman alacak.
It might take some time before we can bring over your wife and your children.
Karını ve çocuklarını da yanına almamız biraz zaman alabilir.
Perhaps you should take some time to consider it.
Belki bir süre düşünmelisiniz.
- Just... take some cash. It'll make me feel better.
- Biraz para al, içim rahat etsin.
I'm sure you'd like to take some weight off your cloven hooves.
Toynaklarını dinlendirmek istersin diye düşünüyorum.
Yeah, it's gonna take some time for Mike to get his license, so in the meantime, A.J.'s gonna stay here with us.
Evet, Mike'ın koruyucu aile lisansını alması biraz süreceği için A.J bir süre burada bizimle yaşayacak.
Like, I'm going to take a hit of it and, and come up with some brilliant solution on how to save everyone.
Sanki bir nefes çekip herkesi kurtarmanın harika bir yolunu bulacakmışım gibi.
I might just take you up on that some time.
O zaman teklifinizi kabul edebilirim.
Why don't you make yourself useful and take care of some of your mom's chores.
Neden annenin halletmesi gereken işleri yapıp bir işe yaramıyorsun?
Regardless, I'm not letting you take over based on some half-assed theory.
Yine de, yarı belirttiğin hikayene bakarak davamı devralmana izin vermiyorum.
Rachel has been killing herself to take care of you, and we haven't said anything because we both agreed to cut you some slack.
İkimiz de sustuk, çünkü sana zaman tanıdık. - "Biz" mi?
He said he had some business to take care of.
Bir iş halledeceğim dedi.
All right, everybody take a break ; Go get you some lunch.
Tamam, herkes ara verip yemeğini yesin.
Darko wants me to drop him off to meet some girl who's gonna take him to Vegas.
Darko, Vegas'a götüreceği kızla buluşması için onu bırakmamı istedi.
Then, suddenly, he disappeared right before Memorial Day, which I was supposed to take off for a guys'weekend with some friends.
Sonra aniden, Anma Gününden önce ortalıktan kayboldu gitti ki o hafta arkadaşlarla birlikte izne çıkmam gerekiyordu.
Camille, you were a lackluster PhD. Student who got a chance to run with the big dogs. But without me, you'd likely have had to leave the program and take a teaching job with some underfunded public school.
Camille, büyük köpeklerle koşma şansı bulmuş sönük doktora öğrencisiydin ama ben olmasam muhtemelen programdan ayrılmak zorunda kalıp az finanse edilmiş bir devlet okulunda öğretmen olacaktınız.
I hired some guys to come to the house on Tuesday and assault her, and I'll come in and save her, and she'll be so grateful, she'll have to take me back.
Sonra ben de çat içeri dalıp onu kurtaracağım. O kadar minnettar olacak ki tekrar birleşmek isteyecek.
Did some of his students formerly take classes there? Yes, but
Bazı öğrencileri eskiden oraya mı gidiyordu?
Just take the pills and get some sleep.
Haptan iç ve biraz uyu.
And I thought.. ... maybe it could take away some of the fear.
Sandım ki belki bu korkumu biraz dindirir.
You will see a foot path that will take you to some Bedouin.
Seni bedevilere götürecek olan bir patika göreceksin.
There are some things that I have to take care of first.
Önce halletmem gereken bazı şeyler var.
Maybe order in some take-out.
Belki dışarıdan yemek söyleriz.
But I have to take care of some personal business first.
Ama önce bazı özel işlerimle ilgilenmem gerek.
We can take it in turns tomorrow, so Mama can have some rest.
Yarın nöbetleşe bekleriz. Annem de biraz dinlenir.
Okay, well I've cleared some time but let me take care of this phone call first.
- Tamam, size zaman ayırdım ama önce şu telefon görüşmesini halledeyim.
Preferably, we take our clothes off at some point.
Tercihen, bir noktadan kıyafetlerimizi de çıkarırız.
Listen, uh, why don't you let me dry up, I'll throw some civvies on and, um, take you out to breakfast.
Dinle, kurulanmama izin ver sivil bir şeyler giyip seni kahvaltıya götüreyim.
Uh, as you may have gathered, the family will be away for three days next week. So if any of you feel you're owed some time off, perhaps you could take it then, uh, but clear it with me first.
Sizin de anladığınız üzere, aile gelecek hafta üç gün olmayacak eğer izin almanız gerektiğini hissediyorsanız o zaman alabilirsiniz.
It will take months to authenticate, which will give me plenty of time to make some personnel changes around here.
Tasdik etmek aylar sürecek ki bu da bana personel değişikleri yapmak için süre kazandıracak.
You want to take a break, maybe get some breakfast?
Biraz ara vermek ister misin, belki kahvaltı edersin?
Why don't we take a look at some of the other images, like the... the trophy.
Neden biraz da diğer görüntülere odaklanmıyoruz, mesela şu kupa gibi?
It's... it's going to take me some... some time.
Biraz zaman alacak.
Sit down, drink some coffee, take a few deep breaths.
Otur, biraz kahve iç, biraz nefeslen.
If I brighten up the mood, you take off some penalty points?
Ortamı canlandırsam ceza puanlarımdan biraz düşer misiniz?
I want you to take them to the mainland and deliver them to some friends of mine.
Onları anakaraya götürmeni istiyorum ve benim arkadaşlardan bazılarına da teslim et.
I wanted to take home some true crime books, but most of them are already checked out.
Gerçek cinayet kitaplarından bazılarını eve götürmek istiyorum ama çoğu alınmış.
take some time off 28
take some time 30
something went wrong 81
something 1990
some shit 16
some 940
somehow 1093
sometimes 3655
someone 794
someday 639
take some time 30
something went wrong 81
something 1990
some shit 16
some 940
somehow 1093
sometimes 3655
someone 794
someday 639
somebody 1065
sometime 130
somewhere 622
somerset 28
someplace 20
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something's not right 271
something like that 1529
sometime 130
somewhere 622
somerset 28
someplace 20
something came up 177
something happened 421
something's happening 161
something's not right 271
something like that 1529