Ten thousand traducir turco
960 traducción paralela
Then I will be your ally a thousand, even ten thousand times.
O zaman bin kez, on bin kez sana yardım ederim.
"There's ten thousand wild cows loose in the street!"
Sokaklarda ipini koparmış on bin tane inek var.
What in the name of ten thousand purples did you come to a country like this for, anyway?
10,000 tane onbaşı adına ne diye böyle bir ülkeye geldin?
- Ten thousand.
- On bin.
Ten thousand.
- On bin.
3 kilometers away, from a hill top we look down on the 52 villages of Las Hurdes. They have a total population of ten thousand.
Üç kilometre ötede, köyü çevreleyen tepelerden birinin zirvesinde on bin nüfuslu Las Hurdes bölgesini meydana getiren 52 köyü görüyoruz.
Three hundred and ten thousand one ninety-six.
310. 196.
- Ten thousand, they told me.
- Ben on bin diye duydum.
- Ten thousand dollars.
- On bin dolar.
Five or ten thousand... a day.
Pek fazla değil. 5 ile 10 bin arası... Günde.
Ten thousand dollars.
On bin dolar.
Ten thousand dollars is a lot of money, Ong... ... just to save some trouble.
Sadece bazı dertlerden kurtulmak için 10.000 dolar, çok para Ong.
Ten thousand dollars?
On bin dolar mı?
The Pembley estates and all are worth a clear ten thousand a year.
Pembley arazileri ona ait... ve yılda 10.000 pound geliri var.
Ten thousand pounds a year!
Yılda 10.000 pound!
Ten thousand dollars, ridiculous.
On bin dolar, saçma.
Ten thousand.
On bin.
Ten thousand more, I'd say.
En azindan 10 bin Dolar.
Well, there must be ten thousand doctors in London with'S'for a first or last initial.
Londra'da ilk adı ve son adı'S'harfi ile başlayan on bin doktor olmalı.
One in ten thousand.
On binde biri.
In three weeks, ten thousand...
Üç hafta içinde, on bin...
Ten thousand dollars?
On bin dolar mı
Ten thousand.
On bin verin.
Your cut will be ten thousand dollars.
Senin payın $ 10,000 olacak.
Gracious England hath lent us good Siward and ten thousand men.
Cömert İngiltere, yiğit Siward ile on bin asker verdi bize.
There is ten thousand- - / Geese, villain!
Onbinlerce... - Onbinlerce ne, kaz mı?
Nine, ten thousand head of cattle clear to Missouri.
Missouri'ye gidecek dokuz, onbin baş sığır.
Ten thousand horses raring to go and singing their heads off.
On bin at değerinde ve pervaneleri sanki şarkı söylüyor.
I have ten thousand a year.
Yılda 10,000 gelirim var.
- Ten thousand miles away.
- Aramızda binlerce kilometre vardı.
A murder has been reported from one of those great big houses... in the ten thousand block.
1 0000 numaralı kocaman evlerin birinden bir cinayet ihbarı geldi.
How much did you make today? - Ten thousand five hundred
- Bugün ne kadar kazandın?
A thousand shall fall at thy side, and ten thousand at thy right hand ; but it shall not come nigh thee.
Bin tanesi senin yanına düşebilir, ve on bin tanesi de sağ eline ama hiç biri yakınına bile gelmeyecek.
- Oh right about ten thousand heads.
- Tam on bin kafa hakkında.
Ten thousand heads?
On bin kafa mı?
- All ten thousand of'em.
- On bin tane var.
Ten thousand head on the ranch now, and five more coming in.
beş tane daha geliyor.
It costs ten thousand yen.
Bu sana 10,000 Yen'e patlar.
Ten thousand miles away from home
Evimden kilometrelerce uzaktayım
Maybe they heard I needed a quick ten thousand.
Belki on bin $ a acele ihtiyacımız olduğunu duymuşlardır.
Not until you've helped me spend the ten thousand.
Bana 10.000 $ ı harcamada yardım edene kadar.
Ten thousand?
On bir mi?
Ten thousand cash.
On bin nakit.
Ten thousand won't keep you in tennis balls.
On bin seni tenis toplarında tutmaz.
Ten thousand!
On bin!
# Ten thousand charms #
# Ten thousand charms #
It seems when the Winchester people are turning out these here guns, every so often, maybe one gun out of every ten or twenty thousand, well, it comes out just perfect!
Winchester'lı insanlar bu silahları üretirken on veya yirmi bin silahtan biri hariç hepsi kusursuz olur.
It is over ten feet tall, and two thousand, two hundred years old.
3 metre boyunda ve 2200 yaşında.
Yes, but, madame, that- - Well, that was a ten-thousand franc plaque.
Ama hanım efendi, 10.000 franklık çipti.
Wiegand, I've still got five thousand-mark notes from 1914.
Wiegand, 1914'ten kalma 5,000 markım var.
Thousand and I'll raise you a five, ten...
Bin ve beş, on... arttırıyorum.