The door was open traducir turco

- The door was open.

- Kapı açıktı.

- Sorry, the door was open.

- Affedersiniz, kapı açıktı.

I rang and rang downstairs and then I found the door was open.

Aşağıdayken zile defalarca bastım sonra da kapıyı açık bir vaziyette buldum.

The door was open.

Kapı açıktı. İçeri girdim.

The door was open.

- Yok. Kapı açıktı.

The door was open.

Kapı açıktı.

Such a stink every time the door was open.

Kapı ne zaman açılsa, pis bir koku geliyor.

I'm sorry to disturb you, but the door was open.

Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama kapı açıktı.

Oh, and when I was cleaning the hall, the door was open and I saw him.

Oh, ben holü temizlerken, kapı açıktı ve onu gördüm.

I know I should have knocked, but the door was open, so I took the liberty of walking in.

Biliyorum, kapıyı çalmalıydım, fakat kapı açıktı, Bu nedenle içeri girmekte kendimi özgür hissettim.

The door was open, so I...

Kapı açıktı ben de...

Sorry, the door was open.

Pardon kapı açıktı.

She said it was when the door was open.

Kapı açıkmış.

Once when the door was open, you saw us together in my room.

Kapı açıkken bizi beraber görmüşsün.

And one time I came up to her room, and the door was open, and she was tryin'to teach the parrot to say somethin'.

Bir keresinde eve geldiğimde, kapı açıktı ve o, papağana bir şey söyletmeye çalışıyordu.

I was coming home and I saw the door was open... and the man was here and the other one on the phone, and...

Eve gidiyordum ve kapının açık olduğunu gördüm. Ve adamın biri burada diğeri de telefondaydı.

If the door was open and the guards didn't stop me, I'd know God was rescuing me.

Eğer kapı açık olsa ve nöbetçiler de beni durdurmasa tanrının beni kurtardığını bilirdim.

I came to have a look at the paintings, the door was open.

Resimlere bakmak için gelmiştim, kapı açıktı.

Good that the door was open.

Kapı açıkmıydı.

- The door was open.

Kapı açıktı.

And when they returned with the watch - man, the door was open.

Sonra bekçiyle döndüklerinde kapı da açıkmış.

The door was open a bit and as I looked through, there he was.

Kapı aralıktı ve içeri baktığımda onu gördüm.

But the door was open, and I just let myself in.

Fakat kapı açıktı, ve ben de hemen içeri girdim.

Tom, the door was open when I came into the chapel.

Tom, dua odasına geldiğimde kapı açıktı.

The door was open and...

Kapı açıktı ve...

The door was open, but I left the key on the floor anyway, like you told me.

Kapı açıktı, fakat ben yine de anahtarı yere bıraktım, söylediğin gibi.

He walked, the door was open.

Yürüdü, kapı açıktı.

Oh, the door was open?

Oh, kapı açık mıydı?

Now, when Mr. Kane arrived, well, the door was open, he just walked in.

Şimdi, Bay Kane geldiğinde, şey, kapı açıktı, hemen içeri girdi.

.. and Louis asked me to drop in and see him the door was open, I went in.

Louis, gidip ona bakmamı istemişti. Kapı açıktı, içeriye girdim.

The door was open, so I came in.

Kapı açıktı, ben de içeri girdim.

- the door was open.

-... kapı açıktı..

One of the servants said the front door was open.

Uşaklardan biri ön kapının açık olduğunu söyledi.

Was the door open?

Kapı açık mıydı?

At a time like this, I wouldn't open the door even if it was Santa Claus.

Bu zamanda Noel Baba gelse bile kapıyı açmazdım.

Alright, O'Hea, that was a pretty good show you put on but you can open up this chicken coop now and open up the back door.

Tamam, O'Hea,... bizi bu kafese atman iyi bir gösteriydi,... ama bu tavuk kafesini aç ve bizi dışarı çıkar.

I was expecting to see the door open immediately as usual

Kapının her zamanki gibi hızla açılmasını bekliyordum.

- All you did was open the door for them. That's all.

- Tek yapman gereken onlara kapıyı açmaktı.

I don't doubt that it was an accident... the elevator door, through an oversight, was left open.

Onun bir kaza olduğundan şüphem yok asansör kapısı açık bırakılmış.

- Maybe the back door was open.

- Belki de arka kapı açık kaldı.

I was passing nearby and I saw the door open.

Yakınlardan geçiyordum ve kapıyı açık gördüm.

Hey keep the door open, please! I was agreeing with you.

Hey, kapıyı açık bırakın.

I pushed open the door and before I knew what was happening, this thing appeared.

İterek kapıyı açtım, ne olduğunu anlamadan o şey karşımda belirdi.

The stable door perhaps was left open and the animal bolted - not an unusual thing.

Ahırın kapısı açık kalmış veya at kapıyı kırıp kaçmıştır. Görülmemiş birşey değil bu.

I don't follow you Oh Well, I was in the bedroom I was checking some things, and I heard him open the front door, and he didn't say anything

Anlamadım. Yatak odasında bir şeyleri gözden geçiriyordum ki, kapıyı açtığını işittim, hiçbir şey söylemedi.

There was an open door on the third floor, now it's ok.

Üçüncü katta açık bir kapı vardı, şimdi sorun çözüldü.

By the door, it was open.

Kapıdan, açık duruyordu.

They broke the door down, but the window was open and Roschmann gone.

Kapıyı kırdılar, ama pencere açıktı... ve Roschmann gitmişti.

How did they know I was gonna leave the door open?

Kapıyı açık bırakacağımı nasıl bilebildiler?

The front door was open, so I thought...

Ön kapı açıktı, ben de düşündüm ki...

F * * k, didn't you say the door was gonna open to the garden?

- Ulan hani bahçeye açılıyordu kapı?