The unknown traducir turco
2,349 traducción paralela
I sometimes resort to sarcasm when facing the unknown.
Bilinmezlik ile karşılaşınca bazen iğneleyici olabiliyorum.
And there's the unknown prints.
Ve işte bilinmeyen kişiye ait izler de burada.
Our achievements in space represent not only the height of technological skill... they also reflect the best in our country... our character, the capacity for creativity and sacrifice... and a willingness to reach into the unknown.
Uzaydaki başarılarımız sadece teknolojik yeteneklerimizin zirvesini temsil etmiyor ayrıca ülkemizin en iyi özelliklerini de yansıtıyor. Kişiliğimiz, yaratıcılık ve fedakarlık kapasitemiz ve bilinmeze ulaşma isteğimiz.
They say that the unknown is more frightening than any reality.
Bilinmeyenin her tür gerçeklikten daha korkunç olduğu söylenir.
It's the unknown.
Korktuğunuz şey bilinmezlik.
But I'm telling you the unknown isn't something to be afraid of.
Ama diyorum ki bilinmezlikten korkmaya gerek yok.
The unknown Illuminati master Bernini?
Bilinmeyen İlluminati ustası Bernini mi?
Some people fear the unknown. And that is dangerous.
Bazıları bilinmeyenden korkarlar ve bu çok tehlikeli.
To fear the unknown is dangerous.
Bilinmeyenden korkmak çok tehlikeli.
Arthur Miller had no idea how to shake that man off, until the unknown man released him and told him :
Arthur Miller bu adamı başından nasıl savacağını düşünürken yabancı onu bırakıp şöyle demiş :
There's no glory in fearing the unknown and you didn't get to be where you are by being risk-adverse, Mr Dolan.
Bilinmeyenden korkarak görkemi yakalayamazsınız. Ve bulunduğunuz mevkii de riskin karşılığı oluyor Dolan.
Holy the unknown buggered and suffering beggars!
kutsal gizli hayvan azapcıları ve ıstırap dilencileri!
Are you afraid of the unknown?
Bilinmeyenden mi korkuyorsun?
I heard only my own feelings, my selfishness, instead of opening my ears to that man, the unknown man who had approached me at the Ball.
Sadece kendi duygularımı hissediyordum bencilliğim beni baloda uyaran o adamı dinlemek yerine hem de.
The unknown man who courageously took up my mother's defense, was that mysterious correspondent who called himself Alberto de Magalhaes.
Annemin savunmasını yapmayı cesurca kabul eden isimsiz adam kendisine Alberto de Magalhaes diyen gizemli bir mektup arkadaşıydı.
'A time when legends were created to explain the unknown.'
'Bilinmezleri anlatmak için efsanelerin yaratıldığı günler.'
That's the unknown variable in the equation.
Bu, denklemdeki bilinmeyen değişken.
You never start with the unknown variable.
Asla, bilinmeyen değişkenle başlayamazsın.
I didn't know that you also liked to travel into the unknown.
Bilinmeyene doğru yolculuk yapmayı sevdiğini bilmiyordum.
So we got the victim's blood plus an unknown male's semen.
Yani elimizde mağdurun kanı ve meçhul bir erkeğe ait sperm var.
Robbers this professional who are totally unknown to the police.
Bu profesyonellikteki soyguncuları polis genel olarak tanır.
It's time for Adrian Monk to set sail into the great unknown.
Adrian Monk'un büyük bilinmezliğe yelken açmasının vakti geldi.
I hate the great unknown.
Büyük bilinmezlikten nefret ediyorum.
Maybe it's the not-so-great unknown, huh? But it's out there. And it's waiting for you.
Belki de o kadar büyük olmayan bir bilinmezliktir, ama orada bir yerde.
The previous night, unknown gunmen had fired on some German officers from this very spot.
Bir önceki gece, tespit edilemeyen silahlı kişiler bir kaç Alman subayı tam bu noktada ateşe vermişti.
Unknown to Scheffel, a German machine gun nest positioned on a nearby hill has the area well covered.
Scheffel'in bilmediğiyse bölgede iyi kamufle olmuş bir tepede yer alan bir makineli tüfek yuvasıydı.
Meanwhile, the whereabouts of the man involved in this incident Mr. LEE, is currently unknown.
Bu sırada, bu olaya karışanlardan bay Lee'nin nerede olduğu bilinmiyor.
Thomas says that the victims were attacked by a demonic entity of unknown origin.
Thomas, kurbanlara ruhani varlıkların saldırdığını söyledi.
This stuff - solid soap that you can really clean yourself with - was virtually unknown in Northern Europe until the 13th century, when it started being imported from Islamic Spain and North Africa.
Kişisel temizliğinizi hakiki biçimde yapabileceğiniz bu ürün,... İslam İspanyası ve Kuzey Afrika'dan ithal edilene, 13.yy. kadar Avrupa'da hemen hemen hiç bilinmiyordu.
The illness of unknown origin, was classified as pandemia of Category S.
Kaynağı bilinmeyen hastalık, tehlike seviyesi "S" olarak belirlenerek yaygın hastalıklar arasına alındı.
An unknown assailant has highjacked the ambulance.
Bilinmeyen bir saldırgan tarafından ambulans kaçırılıyor.
Only, the existence of the NSS is unknown to the world.
Tek fark, NSS'in varlığı bilinmiyor.
Also, the order you were given to kill chairman Yoon Sung Chul wasn't given by the South, but instead given to you either by that same individual, or it could be a conspiracy formed by an unknown organization.
Kore Hükümeti Yoon Sung Chul'u öldürmen için sana emir vermedi. Sana bu emri veren asıl kişi, tek başına hareket etti ya da gizli bir örgütün komplosu olabilir.
The victims are an unknown male in his sixties and a group of 15 bodyguards
Kurbanlar ; altmışlı yaşlarında kimliği belirlenemeyen bir şahıs ve onun koruması olduğunu sandığımız on beş kişi.
How come the criminals cannot be identified even though the incident has happened who knows when, their whereabouts unknown, no miscellaneous evidences, unknown, cannot be identified... just what exactly are the NSS and the NIS doing?
Olayın sorumluları bilinmiyor. Olayın zamanı biliniyor ama suçluların yerleri bilinmiyor. Herhangi bir kanıt yok.
We are an unknown object on the track.
İnsanlar daha fazla ne ister!
In the meantime, an unknown driver caused havoc on Belgrade streets. He drove a stolen Porsche.
Bağlantısızlar Hareketi'ne katıldığı sırada, on gecedir, çalıntı bir Porsche kullanarak... becerilerini gösteren meçhul bir sürücü, Belgrad'ın ilgisini çekti.
The girls, rather than healing, are causing unknown illnesses.
Kızlar, iyileştirmek yerine bilinmeyen bir hastalığa sebep oluyorlar.
We were able to confirm the breaking down of an A.T. field from a satellite, but the exact details are unknown.
Bu olaydan, oluşan A.T. Alanı dalgası uydularımızdan birini kullanılmaz hale getirince farkettik ama detayları hala bilmiyoruz.
Unknown mobile object detected south-west of the blast site.
Tanımlanamayan bir hareketli nesne patlama bölgesinin güneybatısında tespit edildi.
You must always be prepared because often the enemy is unknown and unforeseen.
Sürekli hazırlıklı olmalısın çünkü düşman genellikle bilinmez ve öngörülmezdir.
The eyes and ears of.. Unknown Fathers
Meçhul babaların gözleri ve kulağısın.
That is Unknown Fathers stopped war with the towers, when they come to power.
Daha doğrusu, Meçhul Babalar hükümetin başına geldikleri zaman bu kulelerin yardımıyla durdurdu.
Unknown Fathers are.. anonymous group of intriguers who capture the power.
İktidarı ele geçiren anonim bir entrikacı grubu.
You start the journey in fear and spend every day trying to keep that unknown threat at bay.
Korku dolu yolculuğunuzda her gün bilinmeyen tehditleri uzak tutmaya çalışarak geçirirsiniz.
The last reported sighting of Rachel was around 6 : 45, where Rachel and an unknown dark-haired girl hopped off the tram here at the Windsor tram stop.
Rachel en son 6 : 45 sularında kimliği belirsiz koyu saçIı bir kız ile Windsor tramvay durağında inerken görüldü.
the madman bum and angel beat in Time, unknown, yet putting down here what might be left to say in time come after death,
Zamandaki kaçık serseri ve, kutsanmış melek, bilinmeyen yine de ölümden sonraki... zaman boyunca söylenecek ne varsa ortaya koyanlar,
The path unknown, as far as I can see...
Yollar bir bilinmeze gidiyor.
If you were to go to sleep one night and awake to find, that by some unknown agency you had been transported to a cold, dark cave, the rational mind provides for one of only five possible explanations.
Bir gece uykuya dalıyor, uyandığı zaman anlıyor ki bilinmeyen bir kuvvet onu soğuk karanlık bir mağaraya taşımış. Rasyonel bir zeka 1 ile 5 arasında muhtemel açıklamalar yapabilir.
Unknown, but he's the hottest piano player in Cuba!
Tanınmaz ama Küba'nın en sıkı piyanistidir.
And the father's unknown.
Babası bilinmiyor.