Then go ahead traducir turco
588 traducción paralela
Then go ahead with your scribbling.
Git öyleyse, karalamalarına devam et.
- Then go ahead!
- Kanıtla o zaman!
Then go ahead, gentlemen, and pick yourselves a jury.
O zaman buyurun, baylar, jüriyi seçebilirsiniz.
Then go ahead.
Devam edin.
- Then go ahead and make it!
- Çek o zaman!
- Then go ahead.
- O zaman anlat.
Then go ahead.
O zaman buyurun.
Then go ahead : scream!
Devam et, bağır!
Then go ahead a year or two.
Sonra bir iki yıl ileri giderdim.
Then go ahead.
Öyleyse devam et.
Then go ahead.
Sonra devam edin.
Then go ahead.
Öyleyse devam edin.
Then go ahead and charge.
Öyleyse durma, sen dal.
Then go ahead! Get the hell out!
Git o zaman!
Then go ahead, Mr. Spock.
- O zaman ilerle.
I mean... I believe you could kill me right now, and if that's what you want to do... then go ahead... but you've got enough heat on you already, and we can help you.
Yani eminim beni şu an öldürebilirsin ve eğer yapmak istediğin buysa o zaman durma ama zaten başın yeterince belada ve biz sana yardım edebiliriz.
- Well, go ahead then.
- Pekala, başlayın.
Won't have this confounded, stuck-up woman here much longer. And then we can really go ahead and take our proper place.
Buda kör olası kendini beğenmiş kadının buradan gitmesine neden olacak.
Go ahead, then.
Haydi öyleyse.
So you let Horn go out to get me and then you ran on ahead... and warned me, so that I'd have time to draw a gun on him.
Horn'a beni öldürmesini söyledin. Sonra da bana gelip... beni uyardın. Ona silah çekebilmem için zamanım vardı.
Go straight ahead and then I'll tell you which way to go.
Düz devam edin. İleride nereye dönmeniz gerektiğini söyleyeceğim.
Well, then, go ahead.
O zaman git!
Let me go ahead and shower and change... then I noticed she wasn't getting dressed.
Duş alıp üzerimi değiştirdim ancak sonra onun giyinmediğini fark ettim.
- Go ahead, then, why don't you?
- Devam et öyleyse, neden etmiyorsun?
Oh, go ahead, then!
Git o zaman!
Go ahead and eat... and then do the dishes.
Tıkınmaya devam et sonra da bulaşıkları yıka.
- Go ahead, then.
- Başla o halde.
If you need to hit me to release it, go ahead then
Eğer rahatlamak için bana vurman gerekiyorsa hiç durma.
First I'll buy you a dinner, then we go ahead -
Önce sana yemek ısmarlayayım, sonra da...
Then you intend to go ahead with this business? Tell stories and ruin everything?
Bu işe devam etmeye niyetlisin demek hikayeler anlatıp her şeyi berbat mı edeceksin?
Then, for Heaven's sake. Go ahead.
Aman tanrım, öyleyse, yapsana şu işi.
Go ahead. "Then," he said, " you needed more money to find her.
Devam et. "Daha sonra," dedi, " onu bulmak için daha fazla para istediniz.
- Then we go ahead all the way.
- Evet. - O zaman bunu biz hallederiz.
- Then you go right ahead.
O zaman git.
Then go right ahead.
Şimdi hemen git.
All right, then, go ahead.
Pekala, devam edin öyleyse.
Then you go ahead, take care of your job, and nobody knows a thing about it.
Sonra buradan gidersin, işine bakarsın, ve kimse bunun hakkında bir şey öğrenemez.
- Then let's go ahead.
- Başlayalım o zaman.
Very well then... Just go ahead with your work, my boy.
İşine devam et, oğlum.
Go ahead then...
Sonra yüzeriz.
- Then, may I continue? - Go ahead, go ahead.
- O zaman, devam edebilir miyim?
But you will go ahead by water to Debba... make a formation there... and then take the desert crossing to Metemmah... there to embark for Khartoum.
Ama siz Debba'ya nehir tarafından ilerleyeceksiniz. Orada düzene girip. Metemma'ya doğru çölü geçeceksiniz, oradanda Hartum'a yöneleceksiniz.
- Go ahead then, if you insist.
- Israr ediyorsan bildiğin gibi yap o halde.
I mean, if someone wants to touch somebody else... then they should go right ahead and touch them.
Biri birine dokunmak istiyorsa, tereddüt etmeden dokunmalı.
- Well, go ahead then.
- Yaparsan yap öyleyse.
Go ahead then.
Gidelim o zaman.
Go ahead, then.
Ne yaparsan yap o zaman.
Okay, go ahead, then what?
Tamam, devam et. Sonra ne oldu?
Yes. Go ahead then.
Peki hadi o zaman!
Yes, go straight and then turn left... at the third street, past the flower shop, then straight ahead.
Evet, doğru gidin ve sola dönün üçüncü sokakta çiçekçiyi geçin ve düz devam edin.
If you must go straight ahead as you insist, Adama, then this is the way.
Sizin de dediğiniz gibi, Adama ; Eğer direkt gidilecekse, tek çözüm, bu.
then go 256
then go for it 19
then go home 40
then go in 18
go ahead 10567
go ahead then 21
go ahead and do it 30
go ahead and try 27
go ahead and say it 18
go ahead and shoot 16
then go for it 19
then go home 40
then go in 18
go ahead 10567
go ahead then 21
go ahead and do it 30
go ahead and try 27
go ahead and say it 18
go ahead and shoot 16
go ahead and eat 22
go ahead and laugh 27
ahead 153
then nearly 94
then don't 282
then you're an idiot 17
then what 1564
then prove it 86
then i'm leaving 17
then you're wrong 16
go ahead and laugh 27
ahead 153
then nearly 94
then don't 282
then you're an idiot 17
then what 1564
then prove it 86
then i'm leaving 17
then you're wrong 16
then you know 40
then i 166
then it's a date 18
then you 156
then it's settled 125
then leave 77
then i'll wait 16
then do it 228
then you're right 18
then yes 211
then i 166
then it's a date 18
then you 156
then it's settled 125
then leave 77
then i'll wait 16
then do it 228
then you're right 18
then yes 211