To see you traducir turco
113,324 traducción paralela
My dear, it is wonderful to see you.
Tatlım, seni görmek çok güzel.
I was on one of these this morning, and I couldn't wait to get home to see you.
Bu sabah bunlardan birindeydim. Eve gelip seni görmek için sabırsızlanıyordum.
It's good to see you again, Carl.
Seni tekrar görmek güzel, Carl.
Someone's here to see you.
Misafirin var.
Which is why I wanted to see you.
Bu yüzden seninle görüşmek istedim.
I am so glad to see you.
Seni gördüğüme çok sevindim.
Why don't I take you to see your parents.
Gel seni annenle babana götüreyim.
I was surprised to see you here.
Biraz riskli bir durum, değil mi?
Judy, it is so good to see you.
Judy, seni gördüğüme çok sevindim.
It's nice to see you finally gettin'in the spirit.
Nihayet gaza geldiğine sevindim.
Hey, yeah, great to see you.
Selam, seni gördüğüme sevindim.
I simply want your family to see you for who you really are.
Sadece ailenin seni gerçekten olduğun gibi görmesini istiyorum.
Hello, nice to see you.
Merhaba, sizi görmek güzel.
How good to see you.
Mileva! Seni görmek ne güzel.
You learn what it's like to see the light go out in a man's eyes moments after you shot him close up.
Bir adamı yakın mesafeden vurduktan sonra gözündeki ışığın nasıl söndüğünü öğreniyorsun.
- You saw the ring? Yeah, he actually didn't even check to see if I was in the room, he just, like, took it out, and I was right there, um, and then when he saw me he said, " Lucy, hey.
- Evet, odada olup olmadığıma bakmadı bile, yüzüğü çıkardığında oradaydım ve beni fark edince şöyle dedi : " Lucy, selam.
It's no secret we didn't always see eye to eye, but even though I'm leaving the clubhouse today and I won't be there for the doubleheader against the Water Bears and the Sky Grizzlies, I want you to know I will always consider Chattanooga my home, and I will always, always bleed Mud Dog blue.
Her zaman aynı fikirde olmadığımız bir sır değil sonuçta ama yine de bugün kulüp binasından ayrılacak ve Water Bears ile Sky Grizzlies'a karşı oynayacağımız maçlara katılamayacak olsam da, Chattanooga'yı her daim evim olarak göreceğimi ve kanımın her zaman Mud Dog mavisi akacağını bilmeni istiyorum.
So you see, I wasn't trying to kill myself. I was having a delusion.
Yani intihar etmeye çalışmıyordum, bir sanrı yaşıyordum.
I can see why you were drawn to her.
Seni niye cezbettiğini anlayabiliyorum.
I am a friend of the family so, I wanted to come and see you personally, but I think it would be more appropriate if you worked with one of my colleagues.
Ben aile dostunuzum. O yüzden seni bizzat gelip görmek istedim ama bence iş arkadaşlarımdan biriyle çalışman daha münasip olur.
I just want to know if you can see the serial numbers.
Sadece seri numarasını bulabilecek misiniz, onu öğrenmek istiyorum.
You had to see for yourself.
Kendin görmen lâzımdı.
You had to see.
Görmen lâzımdı.
Now, see, you've got to be careful now.
Bak, artık dikkatli olman gerek.
That's what I was trying to tell you. See?
Sana bunu anlatmaya çalışıyordum.
You were the last person to see Linda alive.
Linda'yı canlı gören son kişi sensin.
'We'll have to see if you and the boy...'
Sen ve çocuğun nasıl...
You know, I can see that you might have a faint chance of getting a court to grant you an exhumation order, but not with my help.
Biliyorsun, mahkemeden cesedi çıkarma kararı almak için zayıf bir şansın bulunuyor ama benim yardımım olmayacak.
Would you like to see Linda's room? Oh...
Linda'nın odasını görmek ister misin?
You know how I like to take machines apart to see how they work?
Nasıl çalıştıklarını görmek için makineleri parçalarına ayırmayı sevdiğimi biliyorsun?
Do you think we'll continue to see anarchy in the Slavic territories?
Sence Slav bölgelerinde anarşi görmeye devam eder miyiz?
I wonder where they got such an idea. Do you honestly believe I need to conspire to make the boys see what they witness with their own eyes?
Kendi gözleriyle tanık oldukları şeyi çocuklara göstermek için komplo kurmam mı gerek sence?
Yes, somewhere deep within me I wanted to see the look on your face when you experienced real pain.
Evet! İçimde, derin bir yerde gerçek acıyı yaşadığında yüzündeki ifadeyi görmek istedim.
I wanted to see those dreams crumble for you as they have for me.
Senin için o hayallerin parçalandığını görmek istedim. Benim için parçalandığı gibi!
So I'm asking you to poke your head in. See who's takin'charge.
Git bir bak, kimin sözü geçiyor öğrenelim.
- You're gonna have to give a little. - See? See?
- Biraz da siz vermelisiniz.
A train is coming and you see five people are tied to the track.
Bir tren geliyor. Raylara bağlı beş kişi var.
And when we see Nicky, we're going to have her kick that girl out of bed and come find you.
Nicky'yi gördüğümüzde o kızı yataktan atıp seni bulmasını söyleriz.
That's what relationships are, right? - Well, it's just finding someone who... reflects those parts of yourself that you want everyone else to see. - Hmm?
İlişkiler böyledir, değil mi?
You think the rest of us ain't got kids we'd like to see, you selfish piece of shit?
Biz de çocuklarımızı görmek istemiyor muyuz sanıyorsun bencil pislik?
I'm gonna go to the pharmacy. I'll see if I can get you something harder.
Daha sert bir şey bulmaya çalışacağım.
Why can't you just say you want to see what's going on?
Neler olup bittiğini görmek istiyorum desene şuna sen.
So why did you decide to get it in a spot where you can't see it?
Peki neden göremeyeceğin bir yere yaptırıyorsun?
In addition to not seeing yourself... you can't see me.
Kendini görememenin yanında beni de göremiyorsun.
See, I don't care whether you're able to heal yourself from this.
Bunu atlatıp atlatamaman umurumda değil.
You see, I-I think he's native to Florence.
Bence kendisi Floransa'nın yerlisi.
I bring you both women who want to punish you, see you suffer.
Seni cezalandırmak isteyen iki kadını da getirdim.
I mean, don't you want to see the candidate stay up all night?
Adayın sabahlamasını izlemeyi kim istemez?
I appreciate the applause, ladies and gentlemen, but I imagine it's for the woman you really came to see.
Hanımlar beyler, alkışlarınız için teşekkür ederim ama sanırım onların asıl sahibi görmeye geldiğiniz hanımdı.
Would you inform him that General Lehning is here to see him.
General Lehning'in onu görmeye geldiğini haber verir misiniz?
In fact, I imagine my candor is the very reason you've come to see me.
Hatta beni görmeye gelme sebebinizin açık sözlülüğüm olduğunu düşünüyorum.
to see me 34
to see 65
to see her 17
to see him 21
see you next time 81
see you tomorrow 1475
see you later 3234
see you in hell 54
see you soon 953
see you friday 34
to see 65
to see her 17
to see him 21
see you next time 81
see you tomorrow 1475
see you later 3234
see you in hell 54
see you soon 953
see you friday 34
see you next week 172
see you then 369
see you thursday 45
see you on the other side 84
see you in a bit 142
see you there 269
see you in the morning 210
see you 3366
see you tomorrow night 31
see you at school 34
see you then 369
see you thursday 45
see you on the other side 84
see you in a bit 142
see you there 269
see you in the morning 210
see you 3366
see you tomorrow night 31
see you at school 34