Twenty thousand traducir turco
467 traducción paralela
Twenty thousand francs.
Yirmi bin frank.
- Twenty thousand?
- Yirmi bin mi?
Twenty thousand volts.
Yirmi bin voltluk.
- Twenty thousand dollars.
- Yirmi bin dolar.
One hundred thousand trees, twenty thousand tons of marble are the ingredients of Xanadu's mountain.
Yüz bin ağaç ve yirmi bin ton mermer Xanadu dağının yapımında kullanıldı.
Twenty thousand feet.
On iki bin fit.
Twenty thousand feet.
Yirmi bin fit.
- Twenty thousand francs says it isn't.
- Yirmi bine bahse girelim, bitmez.
It seems when the Winchester people are turning out these here guns, every so often, maybe one gun out of every ten or twenty thousand, well, it comes out just perfect!
Winchester'lı insanlar bu silahları üretirken on veya yirmi bin silahtan biri hariç hepsi kusursuz olur.
Twenty thousand leagues under the sea.
Denizler altında yirmi bin fersah.
Oh, ten thousand... twenty thousand, forty thousand, fifty thousand...
Oh, 10 bin... 20 bin, 40 bin, 50 bin...
Twenty thousand dollars worth.
20.000 dolar değerinde.
Twenty thousand?
20,000 mi?
Niger here used to have twenty thousand slaves on his family estate.
Hem burada hem de başka eyaletlerde binlerce köle vardı bir zamanlar. Şimdi neredeler?
Twenty thousand. five hundred dollars.
20 bin, 500 dolar.
Twenty thousand pistoles.
Yirmi bin silah.
Twenty thousand pistoles from Mr. Fouquet.
Bay Fouquet'den yirmi bin silah.
After my death... the one half of my lands... and in possession... twenty thousand crowns.
Ben öldükten sonra... topraklarımın yarısını, Ve evlendiği anda da... 20 bin altın.
One hundred and twenty thousand as of a few moments ago.
Birkaç dakika önce 120,000 tane.
Twenty thousand.
Yirmi bin.
Why would three hundred thousand or a hundred and twenty thousand sixty thousand seventy thousand people come to anything just because it's music?
Yoksa neden 300 bin kişi ve belki daha da fazlası buraya sadece müzik için gelsin ki?
I want twenty thousand schillings to not tell your husband about your affection for George Corot.
George Corot ile olan yakınlığınızı kocanıza anlatmamam karşılığında yirmi bin şilin istiyorum.
alone, and with twenty thousand schillings.
Yalnız, ve yirmi bin şilinle birlikte.
At the Palmenhaus in Shembrun at sunset alone and with twenty thousand schillings.
Günbatımında Shembrun'daki Palmenhaus'da yalnız ve yirmi bin şilinle birlikte.
A hundred and twenty thousand afghanis.
Yüz yirmi bin Afgani.
Twenty thousand liters.
Yirmi bin litre.
Twenty thousand clear from that fur heist.
Bu kürk soygunundan temiz 20.000 dolar.
Twenty thousand miles!
Otuz bin kilometre boyunca!
You have twenty thousand troops within the walls.
Duvarların içinde yirmi bin askeriniz var.
A hundred and twenty-two thousand three hundred.
122.300.
Twenty-five thousand.
Yirmi bes bin.
Twenty-one thousand.
Yirmi bir bin.
Twenty-two thousand.
Yirmi iki bin.
Twenty-four thousand.
Yirmi dört bin.
Twenty-seven thousand.
Yirmi yedi bin.
Twenty-eight thousand.
Yirmi sekiz bin.
- Twenty-nine thousand.
- Yirmi dokuz bin.
- Twenty-five thousand a year.
- Yılda 25 bin.
Twenty-six thousand dollars.
Yirmi altı bin dolar.
Twenty-five thousand.
Yirmi beş bin.
Twenty-five thousand pounds to each of the family.
her mirasçıya 25.000 Sterlin.
I am seven thousand three hundred and twenty-two years old this October.
Ben bu Ekim'de yedi bin üç yüz yirmi iki olacağım.
Twenty-five thousand for a simple hit.
Basit bir infaz için 25 bin.
- Oh, thirty-five elephants with ceremonial bridles, trappings, brocades and pavillions ; - four thousand white stallions, and twenty-five tigers.
Törensel yuları, ziyneti, işlemesi, kumaşı ve şadırvanı olan otuz beş fil dört bin beyaz aygır ve yirmi beş kaplan,
Twenty-five thousand, plus 12,000 here.
Yirmi beş bin, artı buradaki 12 bin.
Ten thousand, twelve thousand... fifteen... sixteen... seventeen... twenty-two...
10 bin dolar, 12 bin... 15... 16... 17... 22- -
Where thou shalt live, till we find a time to blaze your marriage, beg pardon of the Prince, and call thee home with twenty hundred thousand times more joy than thou went'st forth in lamentation.
Bir yolunu bulup evlendiğinizi açıklayana kadar biz, kalırsın orada. Prens'in affını sağlayıncaya dek. Oraya giderken duyduğun kederin bin misli sevinçle dönersin.
Twenty-five thousand dollars.
25,000 dolar.
Twenty-five thousand dollars?
25,000 dolar mı?
Diverse columns, some of them with ten or twenty a thousand men, they put down the weapons and they marched, without having received orders, headed for the officers, in the direction of the German lines.
Kimi 10.000 veya 20.000 kişiyi bulan kalabalıklar silahlarını bırakmış halde, başlarında komutanları..... Alman hatlarına doğru ilerliyorlardı.
Coming right off : there's about twenty-five hundred, three thousand, four thousand coming up, five thousand!
Gidiyor, 2500'lük gitti, 3000'lik gitti 4000'lik gidiyor 5000!