Undershirt traducir turco
63 traducción paralela
Will you keep out of my undershirt?
"İç çamaşırlarımdan uzak durabilcekmisin?"
Me, I like to lay around of a Sunday and drink beer in my undershirt.
Pazarları yan gelip yatmayı ve atletim üzerimde bira içmeyi severim.
In your undershirt?
Fanilayla mı?
He went out a few minutes ago in his undershirt, hasn't come back yet.
Birkaç dakika önce fanilasıyla çıktı ve geri dönmedi.
- I traded my undershirt for it.
- Onu, fanilamla takas etmiştim.
He was wearing the following : a white cotton undershirt, a brown leather belt with gold buckle and pistol holster, a pair of canvas, khaki-colored trousers, striped cotton socks, civilian sandals with crepe sole.
Cesedin üzerinde şunlar bulunmaktadır : beyaz, pamuklu bir fanila üzerinde tabancı kılıfı ve altın bir toka bulunan kahverengi deri bir kemer bej rengi keten bir pantolon çizgili, pamuklu çorap ince tabanlı bir sandalet.
His undershirt is soaked with blood, but there's little on the ground.
Fanilası kana bulanmış ama yerde çok az kan var.
Of course, the prisoner doesn't get to keep his undershirt - and he gets only one cover.
Tabii ki, iyi bakılmaları gerek, iç çamaşırı ve... sadece bir battaniye verirseniz.
Now, Leone, while I prepare your bath, you go get a big towel, some underwear, some socks and an undershirt.
Şimdi, Leone, ben banyonu hazırlarken git ve büyük bir havlu, iç çamaşırları, çorap ve fanilanı getir.
Dirty undershirt!
Atletin kirli!
Take off that undershirt, your mother will never know about it.
Çıkart şu atleti, merak etme annene söylemem.
Then, in standing, she sank to that part of his body she took to be his heart, but which, beneath his woolen undershirt, was his breastbone and the upper lobe of his left lung.
Sonra ayakta, göğsüne gömülerek adamın kalbine yaslanmak ister, ama adamın yün fanilasının altındaki göğüs kemiği ve sol akciğerinin üst lobuna denk gelir.
If you and your undershirt would walk two paces backwards I could enter this dwelling.
Siz ve tişörtünüz iki adım gerilerseniz evinize girebilirim.
Your undershirt's on backwards.
Fanilanı ters giymişsin.
YOU GOT A PICTURE OF A NIGRA ON YOUR UNDERSHIRT?
tişörtünde zenci fotoğrafı mı var?
- Bra? - No, she's got one of those undershirt things.
- Hayır, şu içlik gibi şeylerden giyiyor.
A stinky, yellowed undershirt and a pair of boxers which read : "It's all me."
Kokuşmuş, sararmış bir fanila... ve üstünde "Hepsi Benim"... yazan bir don giydireceğiz.
He would eat until he was so full that he'd roll his undershirt over his stomach and make his belly button talk.
Patlayana kadar yer, sonra da fanilasını sıyırır, göbek deliğini konuştururdu.
'Cause this is what I picture. Little cotton panties, a tight little undershirt. No.
Yani pamuklu atlet ve küçük iç çamaşırlarından mı vardı?
Boys like Jimmy Miller, who showed Mandy his baseball cards and played keep away with little Marcy's undershirt.
Jimmy Miller gibi çocukların ona beyzbol kartlarını gösterirken küçük Marcy'nin fanilasıyla "Uzak Dur" oynadıkları o eski günler...
First she started screaming and babbling something about an undershirt.
Önce bağırmaya başladı. Sonra da fanilasıyla ilgili bir şeyler zırvaladı.
You wanna trade me an undershirt?
Atlet ile takas mı yapıyorsun?
No, I want to trade you screen legend Anthony Quinn's undershirt.
Hayır, ben seninle ekranın efsanesi Anthony Quinn'in atleti ile takas yapıyorum.
Okay, your father... his idea of culture is an undershirt with sleeves.
Tamam, babanın... Kültür anlayışı giysinin kolu kadar.
Well, I'm not wearing an undershirt today.
Ama içimde atlet yok.
I really like your undershirt.
Fanilanız çok hoşuma gitti.
White undershirt, one piece Iong-sleeve red jumper, purple socks and sweater, white booties.
Beyaz tişört, kırmızı tulum mor çoraplar ve kazak.
And? I was wearing no makeup and my Hanes $ 3 old man's undershirt.
Hiç makyaj yapmamıştım ve üzerimde üç dolarlık terli bir tişört vardı.
Never leave home without an undershirt, right?
Evden hiçbirzaman atletsiz çıkılmaz, doğru mu?
Never leave home without an undershirt.
Evden atletsiz çıkma.
- An undershirt.
- Atlet.
Garcia. Yeah. Grab a clean undershirt.
Garcia, temiz çamaşırlarını hazırla.
Thankfully, I have sound principles that my mother taught me, like wear an undershirt or I might get the flu.
Sağol ama annemin bana öğrettiği sağlam prensiplerim var fanila giymek gibi yoksa grip olabilirsin.
I can't wear an undershirt my stomach will be cold
İçine atlet de giyemem... midemi üşütebilirim.
I wear an undershirt all the time, and I don't have one on right now.
Her zaman gömleğimin altına atlet giyerim ve şimdi üzerimde değil.
You sure that undershirt isn't dirty too?
İçindekinin de kirli olmadığından emin misin?
Or do I suppose now I take off my fucking undershirt or the like and show my tits and so forth!
Yoksa şu an atletimi falan çıkarıp memelerimi ve başka yerlerimi mi göstermem gerekiyor?
Your undershirt shows.
Fanilan görünüyor.
An undershirt.
Bir tişört.
We got 90 % of world leaders, everyone who bought a Hanes undershirt, And this year's most promising new RNB group give it up for the Grammy-nominated Funcolystics!
Dünyanın % 90'ı bizimle, herkes artık beyaz don giyiyor ve bu yılın en gelecek vaadeden RB grubu Grammy'e aday gösterilmiş, Funcolystics!
I saw you put an undershirt in Donald Miller's locker.
Donald Miller'in dolabına fanila koyarken gördüm sizi.
Pants, underpants, undershirt. Everything.
Pantolon, iç çamaşırı, atlet, her şeyi.
The body was dressed in a shirt of orange, yellow and grey a white undershirt and dark blue, heavy-duty work trousers.
Ceset üzerinde kahverengi, turuncu, sarı gri renklerin bulunduğu bir gömlek beyaz bir atlet ayağında lacivert, tulum tarzı bir iş pantolonu görüldü.
I'm putting them between my undershirt and my overshirt.
Fanilamla gömleğimin arasına koyuyorum.
I'm wearing an undershirt, and I'm screaming "Stella," just like in Streetcar.
Üzerimdeki atletle "Stella" diye bağırırken tıpkı "A Streetcar Named Desire" filmindeki gibiydim.
Then why does this undershirt have blood-stains on it, while this shirt has none despite an arrow penetration?
Öyleyse, neden bu atletin üzerinde kan lekesi varken, okun deldiği yer dışında, gömlekte bir şey yok?
It's getting colder, wear an undershirt.
Hava soğuyor, içine fanila giy.
Um, I have her- - you know, her shirt and her, uh, undershirt and her shoes and, uh, her pants, and they're all- - There's nothing in them.
Gömleği tişörtü, ayakkabısı pantolonunu kontrol ettim bir şey çıkmadı.
Is that a dude's undershirt?
Erkek fanilası mı o?
Now my undershirt is wet with mop juice.
Şimdide fanilam paspas suyuyla ıslandı.
I think the nurse stole my undershirt.
Galiba hemşire fanilamı çaldı.
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
underwood 165
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
understand me 81
understandable 121
under the table 51
understand this 55
understand what i'm saying 17
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
understand me 81
understandable 121
under the table 51
understand this 55
understand what i'm saying 17