Under the bridge traducir turco
670 traducción paralela
- Down that way, under the bridge span.
- Bu taraftan.
A lot of water under the bridge.
Olup biten çok oldu.
- This road leads under the bridge.
Bu yol köprünün altına çıkıyor!
Near the river by the lighthouse Under the bridge.
Deniz fenerinin yanındaki nehirde köprünün altında.
Last night, under the bridge they found a little baby, 4 days, 5 days old.
Dün gece köprünün altında 4-5 günlük bir bebek bulmuşlar.
They found a dead baby under the bridge.
Köprünün altında ölü bir bebek bulmuşlar.
Get under the bridge, quick!
Köprünün altına saklanın, çabuk olun!
Raped and murdered on Penfro Street, under the bridge. 1 7 years old.
Tebrik kartlarının hala ortalarda olması için biraz geç değil mi? - Ne?
- That's water under the bridge.
- Köprünün altında çok sular aktı.
Much water has passed under the bridge.
Köprülerin altından çok sular aktı.
- Number eight, sir, just under the bridge.
- Sekiz numara efendim, köprü altı.
Like water under the bridge.
Hepsi geçmişte kalacak.
If you win, I will let the whole thing be water under the bridge.
Sen kazanırsan, bütün bu yaşadıklarımızın unutulmasına izin vereceğim.
All water under the bridge now
Köprünün altından çok sular aktı.
I preferred she hadn't, but that's blood under the bridge.
Keşke anlatmasaydı, ama iş işten geçti artık.
That's water under the bridge, let go.
Köprünün altından çok su aktı.
Under the bridge near where the courier was shot.
Ajanın vurulduğu yerin yakınındaki köprünün altında.
Oh, but of course, that's all water under the bridge now, isn't it?
ama tabii, bütün bunlar geçmişte kaldı, değil mi?
He's pinned down under the bridge.
Köprünün altına sıkışmış.
Come on, son, Water under the bridge, that is.
Öyle deme evlât. O köprünün altından ne sular geçti.
Break ranks, take cover under the bridge.
Dağılın ve köprünün altına saklanın!
To defeat them, the past must be water under the bridge.
Onları yenmemiz için, geçmişe tül çekeceğiz.
When I was serving in Cuneo there were girls under the bridge... but I've never been in a brothel.
Cuneo'da çalşırken köprünün altında kızlar dururdu... ama hiç geneleve gitmedim.
I seen her kissing'a nigger under the bridge in Jersey.
Jersey'de köprünün altında bir zenciyi öperken görmüştüm.
Under the bridge, you get on.
Köprünün altından devam et.
Some of the Sonnets from the Portuguese and pages from a journal she kept describing the people they met the places they went, the trips to the Lido the kiss under the bridge.
Sonelerin bazıları Portekizce'dendi Elizabeth bazı sayfalarda tanıştıkları insanları, gittikleri yerleri anlatıyordu Lido'ya gidişlerini, köprü altında öpüşmelerini. - Ne köprüsü?
There is an old Venetian legend which says that if two lovers kiss in a gondola under the Bridge of Sighs at sunset when the bells of the campanile toll they will love each other forever.
Eski bir Venedik efsanesi der ki, eğer iki aşık gün batımında, çanlar çalarken, İç Çekmeler Köprüsü altında bir gondolda öpüşürlerse birbirlerini sonsuza dek seveceklerdir.
Not just to run away but so we could kiss under the Bridge of Sighs at sunset when the bells tolled the way the Brownings did.
Sadece kaçmak için değil gün batımında çanlar çalarken İç Çekmeler Köprüsünde öpüşebilelim diye Browning'lerin yaptığı gibi.
No, I'd take the girl I love to Venice and kiss her under the Bridge of Sighs.
Hayır, sevdiğim kızı Venedik'e götürür ve İç Çekmeleri Köprüsü altında öperdim.
At this moment, she is in a gondola going under the Bridge of Sighs.
Şu anda, bir gondolda İç Çekmeler Köprüsünün altından geçiyor.
I'm at Fulton Street under the bridge. Right by the old fire boathouse.
Ben şu an Fulton Sokağı'nda, köprünün altındayım.
They have under the bridge taken away the box... with Bai Bing in it
Bai Bing'in içinde bulunduğu... kutuyı alıp yerine... taşlı kutuyu koydular.
On that day, you'll hide under the bridge again and follow Fang Chungsheng... to see where their hiding place is
Zamanı gelince, sakladığınız köprünün altından çıkıp Fang Chungsheng'i takip edip... saklanma yerlerini tespit edin
But hey, what happened, as the English say : "It sinks under the bridge."
Tabii İngilizlerin köprü ve suyla ilgili söylediği gibi köprünün altından çok sular aktı.
We haven't seen each other in a while and there's a lot of water under the bridge.
Bir süredir görüşmemiştik ve bir sürü olay geçti.
Just keep going straight ahead and then make a left under the bridge.
Dümdüz git ve köprünün altından sola dön.
Get under the bridge, pull over and kill the lights.
Köprünün altına gir, kenara çek ve farları söndür.
Let her sleep under the bridge.
Zavallı kimseyi tanımıyor. Gidip köprü altlarında yatsın.
See the village, over there... follow the road or cut through the field and then under the bridge.
Köye git, o tarafta... Yolu izle ya da kestirmeden git. Köprüyü geç.
Your brothers, who are waiting under the bridge...
Kardeşleriniz, köprünün altında bekliyor...
A couple of years ago, he sliced up some poor guy's face right under the railroad bridge.
Birkaç yıl önce tren köprüsünün altında adamın birinin yüzünü doğradı.
I know what happened under the bridge that night.
Ne? Yüzümde birşey mi var?
Perhaps you are not aware that the bridge is now under my command.
Köprünün artık benim kumandam altında olduğunu belki de bilmiyorsunuzdur.
- You mean he's under the same bridge?
- Yani o köprünün altında saklandığı...?
If they don't ask why it's under a bridge in the first place!
Ama önce, köprünün altında polis kulübesinin ne işi olduğunu sormazlarsa tabii.
- Leave the bridge or I'll put you under arrest!
- Köprüyü terk et yoksa seni tutuklatırım!
Move Able, Charlie Company to... the bridge under smoke screen.
Charlie Bölüğü duman perdesiyle köprüye.
It was under the Trocadero Bridge in 1964.
1964'te Trocadero Köprüsü'nün altı.
We're under attack. I have to go to the Bridge.
- Köprüye gitmeliyim.
Where did the agency guys pick you up, under a bridge?
Şu ajanstaki herifler nasıl buldular seni, köprü altında uyuklarken falan mı? New Orleans'da Dirty Charlie'nin caz klübünde.
The mutilated corpse was found under the North Creek bridge by the old mill.
Parçalanmış ceset eski fabrikanın yanındaki...
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
under the table 51
under the law 32
under the sink 31
under the circumstances 224
under the 16
under these circumstances 26
under the right circumstances 16
under the bed 63
under the sea 16
under the table 51
under the law 32
under the sink 31
under the circumstances 224
under the 16
under these circumstances 26
under the right circumstances 16
the bridge 67
bridge 321
bridges 56
bridget 407
bridget jones 24
bridge to captain 18
bridge to engineering 19
bridge to captain kirk 19
under 290
understand 2529
bridge 321
bridges 56
bridget 407
bridget jones 24
bridge to captain 18
bridge to engineering 19
bridge to captain kirk 19
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
underwood 165
understand me 81
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
underwood 165
understand me 81