Very sad traducir turco
1,457 traducción paralela
- I feel so very bad. Yes, I feel so very sad.
Kendimi çok kötü hissediyorum.
Very sad. Shelley Winters drowns.
Shelley Winters boğuldu.
I'm afraid I have some very sad news about Nicholas.
Korkarım Nicholas'la ilgili üzücü haberlerim var.
It's very sad.
Çok üzücü bir durum.
VERY SAD.
Çok üzücü.
You're very sad.
Acınacak haldesin.
Very, very sad.
Çok çok üzücü.
They don't look very sad, do they? What did you tell them? Just that I wanted to sort of get together, you know, and talk about Nobby.
Eğer sorununuzun yeri üstün tersi deseydim, bana ne derdiniz?
It's very sad.
Bu çok üzücü.
The waste in this place is very sad.
Bu mekandaki çöpler çok üzücü.
- Yes, very sad.
- Evet, çok üzücü.
Okay. And I'm sure that makes you very sad.
Bunun sizi çok üzdüğünden eminim.
- I find it very sad.
- Ne yazık.
I was very sad to hear about your lady woman Fiona dumping you.
Kadının Fiona'nın seni terk etmesine gerçekten üzüldüm.
How very, very sad.
- Malesef öyle.
Everything is collapsing, it " s very sad.
Herşey yıkılıyor, çok üzücü.
That's very sad.
- Bu çok hüzünlü.
It is... very sad.
Bu çok... hüzünlü.
Who gets very sad when you're away.
Sen uzaklara gittiğinde kim çok üzülür.
l`m very sad for you, Alfred.
Senin adına çok üzüldüm Alfred.
It was very sad.
Çok üzülmüştüm.
I think ma's very sad, inside.
Sanırım Annem içten içe çok üzgün.
- I was very sad.
- Çok üzüldüm.
- Very sad.
Çok üzgün.
Actually, I'm very sad.
Aslında çok üzgünüm.
So very, very sad.
Çok, çok üzücü.
- It's actually Very sad... that the media publishes news of a gangster on the front-pages
- Bu aslında çok üzücü... medya gangsterleri önsayfada yayınlar
" Yes, it was Very sad.
" Evet, Çok üzücüydü.
No, he has arrived but very sad, there is a big mistake
Hayır, hayır geldi, şu an burada. Ama çok üzücü büyük bir hata var.
Even those things would feel very sad for losing their owners.
Onlar bile sahiplerini kaybettikleri zaman aynı bizim gibi üzülürler.
I, I'm very sad, because you don't recognize me.
Beni hatırlamadığın için çok üzülüyorum.
Very sad.
Çok üzücü.
... and she got very sad so she cried day and night crying her eyes out!
Öylesine üzülmüş ki gece gündüz ağlamış. Hem de iki gözü iki çeşme.
Then, she told me the dog got very sad... and after a while, she died.
Bana köpeğin çok üzgün olduğunu söyledikten bir süre sonra da öldü.
You know... dad is very sad over the death of Hafez el-Assad.
Babam başkan Esad'ın ölümü nedeniyle hala çok üzgün.
It's a very sad thing
Çok hüzünlüymüş.
I mean we had some laughs about some very sad things, but...
Demek istediğim bazı üzücü şeylerin üzerine güldük, fakat...
You have made me one very sad clown! Hmm?
Beni çok mutsuz bir palyaço yaptın!
It was very sad.
Tamam, sonraki soru.
- Very, very sad.
- Çok, çok üzücü.
It was very sad.
Bu çok üzücü.
I feel very sad.
Çok kırıldım.
Very sad.
Çok acıklı.
You're very loyal, aren't you, Agent Johnson?
Çok sadıksınız değil mi Ajan Johnson?
Extremely long legs and very short arms make it impossible to run on all fours, so once again it has to be jumping, but with no vertical trunk to push away from, the leaps are rather shorter.
Uzun arka ayaklar ve kısa ön ayaklar yüzünden dört ayak koşamazlar. O yüzden yine zıplamak zorundadırlar. Ancak güç alacakları bir dikey gövde olmadığı için sıçrayışlar kısadır.
I don't like him. I have a friend - or had a friend, now dead - Abdul Salam, a very devout Muslim, who was trying to bring science into the universities in the Gulf states and he told me that he had a terrible time because, although they were very receptive to technology,
Bir arkadaşım var - ya da vardı, öldü -, adı Abdul Salam Gulf'daki üniversitelere bilimi getirmeye çalışan çok sadık bir müslümandı ve bana çok kötü zamanlar geçirdiğinden bahsetmişti.
You think very hard upon that vow, Bishop, for l will hold you to it.
Bence verdiğin söze sadık kalsan iyi olur.
Bears have very short attention spans.
Ayıların dikkat süresi çok kısadır.
We are all very tense and sad. Now I'll stop this damned fireball and invite you all to my wedding.
Hepimiz çok gerildik, hepimiz çok üzüldük. şimdi şu lanet topu durduruyorum ve yarın hepinizi düğünüme bekliyorum.
No, I should stick to my original strategy and defeat Yugi with his very own Egyptian God Cards.
Hayır, orijinal stratejime sadık kalmalıyım. Yugi'yi Mısır Tanrı Kartlarıyla yeneceğim.
Angel, you just made yourself a very loyal ally in Washington.
Angel, kendine Washington'da çok sadık bir ortak buldun.
sade 16
sadie 553
sadness 101
sada 20
saddam 27
sadako 40
sadly 1042
sad but true 16
sad story 31
saddle up 88
sadie 553
sadness 101
sada 20
saddam 27
sadako 40
sadly 1042
sad but true 16
sad story 31
saddle up 88
sad day 18
sadler 40
sad face 25
sad to say 23
sadistic 22
sadita 27
sadko 20
very good 5015
very nice 1581
very pretty 229
sadler 40
sad face 25
sad to say 23
sadistic 22
sadita 27
sadko 20
very good 5015
very nice 1581
very pretty 229
very well 4412
very good indeed 31
very much 852
very interesting 246
very true 116
very cute 99
very soon 239
very cool 195
very beautiful 164
very funny 1225
very good indeed 31
very much 852
very interesting 246
very true 116
very cute 99
very soon 239
very cool 195
very beautiful 164
very funny 1225
very exciting 93
very impressive 348
very well indeed 16
very well done 68
very bad 256
very good job 17
very clever 301
very much so 233
very slowly 104
very important 172
very impressive 348
very well indeed 16
very well done 68
very bad 256
very good job 17
very clever 301
very much so 233
very slowly 104
very important 172