Sad day traducir turco
419 traducción paralela
"It's a sad day for television " when the sponsor's message has more value than the play. "
" Sponsorun mesajının oyunun kendisinden daha çok takdir edilmesi televizyon adına üzücüydü.
Oh, it's a sad day for all of us.
Hepimiz için çok acı bir gün.
This has been a sad day's work for our family.
Bu ailemiz için üzüntülü bir gün oldu.
And he was always around whenever there was some event, or a great celebration, or some terribly sad day.
Ne zaman bir olay, büyük bir kutlama ya da inanılmaz derecede üzücü bir gün olsa, o hep etrafta olurmuş.
Ah, it was a sad day.
Ah, çok üzücü bir gündü.
Master Wong, it was a real sad day for you the day you fathered that arsehole.
Hey, Wong Usta... bu rezili dünyaya getirdiğin gün şerefin beş paralık oldu.
That's a sad day, when you can't imagine ever being in bed with her.
Kendini onunla aynı yatakta hayal bile edememek ne acı.
It's a sad day when murder is committed in the name of justice.
Cinayet adalet için işlendiğinde üzüntülü bir gün oldu.
This is a sad day for me.
Benim için üzgün bir gün.
What a sad day
Ne hüzünlü bir gün
This is a sad day for Kamp Kikakee.
bu Kikakee kampı için üzücü bir gün.
It's a sad day for the women of America.
Bugün Amerikan kadınların için üzücü bir gün.
This is indeed a sad day for Channel 8.
Bu Kanal 8 için gerçekten üzücü bir gün.
This is a very sad day for me.
Bu benim için çok üzücü bir gün.
This is a very sad day for myself and spats.
Bu benim ve istiridye yumurtaları için çok üzücü bir gün.
Very sad, sad day.
Çok çok kederli bir gün.
It's a sad day for all of us, Frederick.
Bu hepimiz için üzücü bir gün, Frederick.
You know, eventually, this sad day had to come, but we don't wanna lose you.
Bu acı günün sonunda geleceğini biliyordum. Ama seni kaybetmek istemiyoruz.
- It's a sad day for all of us.
- Bu hepimiz için üzücü bir gün.
" Today, all day we shall be loyal.
" Bugün bütün gün sadık olacağız.
"Do you take this woman to be your wedded wife, " to have and to hold from this day forward, "for better, for worse, for richer, for poorer -"
"Bu kadını nikâhlı eşin olarak kabul ediyor ve bu günden itibaren ona sahip çıkıp, sadık kalacağına iyi günde, kötü günde zenginlikte, fakirlikte..."
I was a lad, I was gloomy and sad as I was from the day I was born!
Ben, doğduğum andan itibaren hüzünlü ve içine kapalı bir genç oldum.
If I have been worried or sad during the day, it often calms me to recall childhood memories.
Eğer gün boyunca sıkıntılı ve üzgün olmuşsam çoğunlukla çocukluk anılarımı düşünmek beni sakinleştirir.
It made the boy sad to see the old man come in each day with his skiff empty.
İhtiyar adamın her gün boş kayıkla dönmesi delikanlıyı üzüyordu.
But a hundred years to a steadfast heart are but a day.
Ama yüz yıl, sadık bir kalp için bir gün gibidir.
Day after day, always the same sad tasks.
Her geçen gün, hep aynı kasvetli görevler.
The other day, on the train, he was sad.
Geçen gün, trende, çok üzgündü.
May the lord welcome him... and may his soul awake on the Day of Resurrection together with all the Righteous
Tanrı onu dergah-ı izzetine kabul etsin ve Diriliş Günü'nde Tanrı'nın sadık kullarıyla beraber dirilenlerden eylesin.
Devoted, competent takes care of everything for me during the day.
Sadık, becerikli... gün boyunca benim her şeyimle ilgileniyor.
By day, he's your faithful, trusted clerk.
Cornelius Hackl, gündüz sadık memurunuz, ama gece başka bir hayat sürüyor.
We were nearing that fateful day of the June calends.
Temmuz'un ilk sadık gününe çok yaklaştık.
One sad thing that day.
Ama işin olumsuz bir tarafı vardı :
'Cause I'm the guy paying'him $ 25 a day so all his loyal fans can look at him.
Tüm sadık hayranları onu görebilsin diye ona her gün 25 dolar ödeyen benim.
For never going one day when you were faithful to me.
Bana bir gün bile sadık kalmış olmaman?
The next day we reach Fuchu. It will be a sad march home without our lord.
Ertesi gün de evinde bir hüzün merasimi tertiplenecek.
Every day he is sad and drunk.
Her gün efkarlı ve sarhoştur
It's as sad as a German who died the day before.
Bir gün önce ölmüş bir Alman gibi üzgün.
Why does a beautiful day like today give me such a sad feeling?
Neden böyle güzel bir günde kendimi bu kadar üzgün hissediyorum?
They're sad, solitary creatures, born to know... the day they will die.
Hangi gün öleceklerini bilmeye mahkum olarak doğmuş... mutsuz ve yalnız yaratıklar.
This is a sad time, Mrs. MacDonald but it is also a day for rejoicing.
Bu üzücü bir gün, Bn. MacDonald ama aynı zamanda da sevinçli.
Me uncle's brain is in a jar. It's really sad.
Dayımın beyni bir kavanozda, gerçekten çok üzücü.
Hey, your faces were still sad the next day.
Suratlarınız ertesi gün bile bir karıştı.
It was Lionel, God rest his soul, who entrusted me with the day-to-day... -... operations of Crumb Crumb.
Ruhu şad olsun, beni Crumb Crumb'ın başına getiren Lionel'dı.
I'm a loyal American, and I'm not happy unless I've let government and industry poison me a little bit every day.
Sadık bir Amerikalıyım ve mutlu değilim devletin ve endüstrinin beni hergün biraz zehirlemesine izin vermedikçe.
"I was also awarded Cisco... " the trusty mount that carried me across the field that day.
Cisco ile ödüllendirildim sadık dağ beni o gün arazinin karşısına taşıdı.
Although this may seem like a sad event it should not be a day of mourning for Manya had a rich, fulfilling life.
Bu üzücü bir olay gibi gözükse de zengin ve dopdolu bir hayat geçiren Manya için yas tutma günü olmamalıdır.
I'm unable to say anything right now except this is a very sad and tragic day.
Şu an bir şey söyleyemeyeceğim. Sadece bu olayın çok üzücü ve trajik olduğunu söyleyebilirim.
Don't feel sad. Trust me. The day is not far when you will become mine for ever.
üzülme. bana güven sonsuza dek benim olacağın gün uzak değil ve sonra... ama bir şey var... ben senin geç gelme alışkanlığını sevmiyorum.
I was faithful to her from the day I met her.
Tanıştığımız günden itibaren ona sadık kaldım.
No. To this day, I honor and revere her... and to this day, I am absolutely faithful to her. I
Ona karşı dürüstlüğümü ve saygımı korudum bugüne kadar da hep sadık kaldım.
So when the day came for their parents to go to that other world of endless pleasures, it was not a time for young pigs to be sad.
Böylece, büyüyenler domuz cennetinin sınırsız mutluluğuna eriştiklerinde, yavrular bunun için üzülmüyorlardı.
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
day in 57
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
day in 57
day one 66
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day after tomorrow 77
day and night 151
day three 20
day or night 97
day after day 123
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day after tomorrow 77
day and night 151
day three 20
day or night 97
day after day 123