Walk it off traducir turco
341 traducción paralela
Just let him walk it off, Roz.
Müsaade et de biraz açılsın, Roz.
I can't walk it off.
Kurtulamıyorum.
Go out and walk it off.
Çıkın dışarı.
He just has to walk it off.
Midesi kaldırmadı.
Walk it off.
Adım at.
- Come on, walk it off.
- Hadi dostum, Boşver.
Walk it off.
Yürüyüşe çık!
Here we go. Walk it off, big guy.
Yürü biraz koca adam.
MARCONE : Walk it off, son.
MARCONE : onu Walk oğlu.
Let's go walk it off.
Biraz yürüyelim.
Walk it off and Frisbee the dish back up here.
Anteni al. Frizbi gibi buraya at.
Walk it off, son.
Takma kafana evlat.
Can't you walk it off?
Ondan kurtulamaz mısın?
She should walk it off.
Ondan kurtulması lazım.
I'll walk it off.
Gidiyorum.
I can walk it off.
Böyle yürüyebilirim.
-'Walk it off.'
- "Yürümeye devam."
I'll walk it off.
Yürüyebilirim.
- Nah, I'll just walk it off.
- Yok, yürüsem geçer.
"Now walk it off!"
"Şimdi başının çaresine bak!"
Walk it off, McPhee!
Hadi yürü, McPhee!
Walk it off!
Yürü!
- Walk it off?
- Yürü mü?
ALL RIGHT, SCHWEIBER, COME ON, WALK IT OFF.
Ne? Pekala Schweiber, çık.
And hardly has the beasts throat been cut that the Haouka walk forward to drink the blood or lick it off the altar stone.
Hayvanın boğazı kesilir kesilmez Hausalar kanı içmek ya da sunak taşından yalamak için ileri çullanıyorlar.
Wouldn't it be like Ed Cantrell to walk off with the jackpot without gambling a dime?
Hiç riske girmeden ödülü kapmak tam Ed Cantrell'a göre, değil mi?
If I had it to do again, I'd still walk off with Jordan.
Geçmişe dönme fırsatım olsa, yine Jordan'la giderdim.
They took it right off me the minute I finished the walk-around.
Onu da yürüyüşüm bitince dakikasında benden aldılar.
What do you say we head for it, and walk off with one of its ivory towers?
Ne dersin şehrin fildişi kulelerinin peşinden gidelim mi? ( fildişi kule : acı gerçek anlamında )
No, you said, "How can she walk off and leave it?"
Hayır, şöyle söyledin, "nasıl çekip gidebilir ve onu bırakabilir?"
Get into the ring, walk around a couple of times and you take it off.
Ringe çık, birkaç tur at, sonra üstünden çıkar.
Well, Steve, it's easier than punching cows and it pays off with free drinks when I walk into a saloon.
Evet, Steve, sığırları kovalamaktan iyidir ve salona girdiğimde beleş içki de getiriyor.
Well, gentlemen, it's a black day for banking when five men walk in off the street and just calmly scoop up -
Evet, baylar, bankacılık için kötü bir gündü. Sokakta yürüyen beş adam birden banka soymaya karar veriyor.
It's a walk-off, that's what this is.
Bu rol bile değil.
I'd better give you your mail before I forget it and walk off with it.
Unutup alıp götürmeden postalarını vereyim.
Let's put it off till tomorrow when we go for a walk.
Bunu yarınki yürüyüşümüze kadar erteleyelim.
I want to give it more than just this Southern thing. And I think that a really hip group like yours... could walk off with the evening.
Ve seninki gibi modern bir grup...
! The Great 0mnicognate Neutron Wrangler could talk all four legs off an Arcturan megadonkey, but only I could persuade it to go for a walk afterwards!
Harika 0mnicognate Nötron Çobanı bir Arcuran eşeğinin dört ayağını da konuşarak sökebilir, ama sadece ben bundan sonra yürüyüşe çıkmasını sağlayabilirim!
If the Blues don't swallow it, you walk off and'screw the Jew'.
Eğer "Mavi" ler yutmazsa, dur ve Yahudi Kaçışı!
I think it pisses God off if you walk by the color purple in a field and you don't notice it.
Bence, bir tarladaki mor renklerin arasından geçip de... güzelliğini fark etmezsen... Tanrı çok kızar.
Get off your bike and walk it across the street.
Bisikletten inin ve yürüyün.
It's like you walk into McDonald's, and they just line the cows up... and they bump'em all off for you and you never have to see it happening.
Aynı senin McDonalds'a girdiğinde, onların inekleri sıraya dizip hepsini senin için boğazlamaları ve senin bu olurken görmek zorunda olmaman gibi.
I mean, a movie that aspires for something really terrific and doesn't pull it off is shit, it's scum, and everyone will walk on it as such.
Yani, muazzam bir şeyin peşinde olan ve bunu başaramayan bir film aslında herkesin yüzüne bile bakmadığı bir kir tabakası olacaktır.
Sure, if it'll help take the edge off, you know watching the big guy walk out of your life for the second time.
Tabi, bu müthiş adamın ikinci kez hayatından çıkmasının acısını biraz olsun hafifletecekse.
An American professor tried to walk off with it under his coat.
Amerikalı bir profesör ceketinin altına saklayarak çalmaya çalışmış.
You sure it didn't just walk off on its own?
Ayaklanıp gitmediğine emin misin?
If he does anything suspect, it'll be cutting corners to get the conviction, but he wouldn't walk off with the money :, it's evidence.
Yanlış bir şey yaparsa hüküm giymesi çok kolay olur. Ama parayı alıp kaçamaz çünkü bu para, kanıt.
They'd walk to their places on the main road, from the smaller lanes and private roadways... that run off it.
Tali yollardan ve... hususi yollarından gelerek... ana yoldaki duraklarına çıkarlardı.
- Walk it off?
- Ondan kurtulamaz mıyım?
I stand right in the guys path, force him to walk around me, he gets a little past me, I spin him around, kick him in the nuts, rip off his shirt, wipe it on my ass and shove it down his fucking throat.
Adamın yolunun üstünde dururum etrafımdan dolaşmaya zorlarım geçtikten hemen sonra dönüp taşaklarına tekme atarım tişörtünü yırtar, onunla kıçımı siler ve boğazına tıkarım.
You walk it off.
Sen yürü
off we go 156
office 169
offer 51
officer 2766
offensive 29
offense 31
official 47
offspring 19
offended 16
officers 467
office 169
offer 51
officer 2766
offensive 29
offense 31
official 47
offspring 19
offended 16
officers 467
offred 44
officially 347
offices 24
offs 170
off the top of my head 48
offside 18
off the grid 28
officer down 213
off you go 630
off with his head 28
officially 347
offices 24
offs 170
off the top of my head 48
offside 18
off the grid 28
officer down 213
off you go 630
off with his head 28