English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Wash it

Wash it traducir turco

1,696 traducción paralela
I need something to wash it down.
Bir şeyler içmeliyim.
YOU WASH IT DOWN WITH A MARTINI. I'LL HAVE TO WAKE YOU UP WITH A SHOVEL.
Bir martiniyle onu yuvarlarsan sabah seni kürekle uyandırmam gerekir.
- I wash it myself.
Kendi ellerimle yıkadım.
Wash it off before you see them.
Onları görmeden temizlen.
We should wash it first.
Önce yıkayalım.
Did you wash it when you brought it here?
Buraya getirince yıkadın mı?
I do, I don't wanna have to wash it again.
Benim umurumda, tekrar yıkamak istemiyorum.
So don't wash it.
Yıkama olur biter.
Tell you what. Why don't I give it back toyou after I wash it?
Sana neden yıkadıkta sonra geri vermiyorum.
He knows it's so painful I won't be able to wash it for some time.
Bir süre yıkayamayacağım kadar çok acıdığını biliyor sanırım.
- I didn't get a chance to wash it out.
- Yıkamaya fırsat bulamadım.
Fine meats and Pepsi to wash it all down, right?
Pepsi, biraz biftek, sigara. Bulaşık derdi de yok.
- I'll wash it.
- Yıkayacağım.
I buy my produce at the best market in town and I always wash it.
Ürünlerimi kasabanın en iyi marketinden alıyorum.
- Wow, you're gonna wash it, too?
- Yıkayacak mısın?
I'm gonna go wash it off
Gidip yıkayacağım.
I had to wash it down with something.
Bunu bir şeylerle içmem gerekiyordu.
Did you wash it?
Yıkadın mı?
But I wash it myself.
Ama kendim yıkıyorum.
If you burn yourself, quickly wash it in cold water.
Eğer kendini yakarsan, hemen yanan kısmı soğuk kısma tutmalısın.
it's almost dinnertime, go wash up.
Akşam yemeği vakti geliyor. Git de elini yüzünü yıka.
It will be very... nice to wash my hair.
Bu çok güzel... olacak, saçımı yıkamak.
I also have a responsibility to wash her out if she can't handle it.
Bu işi beceremeyecekse onu teşkilattan çıkarmak sorumluluğum da var.
It is, i believe, in the wash. I wish it was saturday.
Keşke cumartesi olsaydı.
Well, it'll wash off in a couple days.
- Birkaç güne silinir.
Here, wash it down with this, as a set
Nereye koymuştum?
It's a foaming facial-wash pie.
Yüz temizleme köpüğü pastası.
Take it off, I'll put it in the wash.
- Çıkar da makinaya atayım.
Oh, yeah...'cause it's a fucking car wash in Florida.
Evet, ya. Florida'da araba yıkama işi.
Because it's dirty and wrong, and I'll wash your mouth out with soap!
Çünkü bu pis ve yanlış, ve ağzını sabunla yıkayacağım!
Silk, huh? Bet it's hand wash only.
Kesin sadece elde yıkanıyordur.
It's most likely going to be ruled a suicide, so insurance-wise, that's going to be a wash.
Adına intihar, denecek gibi gözüküyor. Yani sigorta açısından bakıldığında anlaşma bozulur.
Prepaid cell - We found it out in the Las Vegas Wash near Desert Rose Golf Club.
Faturasız hatlı telefon. Onu, Las Vegas Desert Rose Golf Kulübünün yakınında bulduk.
- They don't wanna wash the car. - I know they don't wanna wash the car. It's a joke.
- İstemediklerini biliyorum bu sadece bir şaka.
They were giving it away at the car wash.
Oto yıkama yerinde dağıtıyorlardı.
All you gangsters wash up in our E.R. like it's your due.
Siz gangsterler yok musunuz? Hakkınızmış gibi acil servise geliyorsunuz.
It all comes out in the wash.
Akıntıda hepsi geri çıkar.
It was a nuisance to wash.
Yıkaması çok zor oluyordu.
It'll wash away the stench.
Pis kokuyu giderebilir.
If they wash up, it'll be chalked up to another inner-tube mishap.
Eğer bir şekilde su yüzüne çıkarlarsa, sebep hazır : başka bir can simidi kazası.
And — So all of this, of course... would wash into the rivers, would go into the — the soil... and after every rain, it would get it further and further into the water table... to the point where the water table is totally contaminated... and they're now having to ship water in.
Tabii, bütün bunlar nehirlere ve toprağa karışıyor. Her yağmurla daha da ilerliyor ve su tabakasına kadar veriyor. Su tabakası artık o kadar zehirlenmiş ki dışarıdan su getiriliyor.
Wash my hands of it.
Onu ellerimle yıkayacağım.
I think it was just before the "Wash Up to the Shore" scene.
Sanırım, sahili döven dalgalar sahnesinden hemen önce olacaktı!
Uh, it's just that they're filthy, anI was gonna wash'em for you.
Çok pis, sanırım senin için yıkabilirim.
You realize the only reason Lex is doing this is to wash his hands of it.
Lex'in bunu yapmasının tek nedeni, artık bunlara karışmak istememesi olduğunu biliyorsundur.
Kids don't wash their hands between the potty and the party and... Or it's a food-borne toxin. Jack eats at that cesspool every day.
Çocuklar tuvalet ile parti arasında ellerini yıkamazlar ve... ya da yiyeceklerdeki bir zehirdir.
Come on, it could be fun. I got to wash my hair.
- Saçımı yıkamalıyım.
It dOesn, t take three people to Wash up One course, Jase.
Bir öğünlük bulaşığı yıkamak için üç kişiye gerek yok Jase.
Just leave it, I'll wash up
Sen bırak, ben temizlerim.
Wash your hands with a bar of soap you're passing your germs on to the next guy but with the liquid soap, it's not an issue.
Ellerini sabunla yıkadığın zaman, mikroplarını sonraki yıkayana geçiriyorsun, ama sıvı sabunda böyle bir risk yok.
Take it for a drive, take it for a wash, and then have it back in an hour.
Al bir tur at ve yıkat ve bir saat içinde geri dönmüş ol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]