We all know traducir turco
13,162 traducción paralela
We made a deal with the devil once before, and we all know how that worked out.
Daha önce de şeytanla bir anlaşma yaptık. Hepimiz sonucunun nasıl olduğunu biliyoruz.
We all know what we have done, and we all know that this... this is our only chance.
Hepimiz yaptıklarımızı biliyoruz. Hepimiz bunun bunun tek şansımız olduğunu biliyoruz.
We all know how that ended... in the bowels of newly formed Hell, so I've seen new beginnings before.
Hepimiz, yeni olan cehennemin derinliklerinde sonunun nasıl olduğunu biliyoruz. Hâliyle önceden de yeni başlangıçlar gördüm.
It is such a tragedy because, as we all know, tariq had done nothing with his life.
Çok büyük bir trajedi, çünkü bildiğimiz gibi, Tariq hayatını boşa harcadı.
We all know Carter's not coming back.
Carter'ın geri gelmeyeceğini biliyoruz.
We all know who the best hunter is in Gevaudan.
Gevaudan'daki en iyi avcının kim olduğunu hepimiz biliyoruz.
We all know I am at the top of her suspect list.
Süpheli listesinde en basa onu koydugumu hepimiz biliyoruz.
We all know he don't care where he gets his wick wet.
Seks yapmak için neye girdiğini tınlamadığını hepimiz biliyoruz.
We all know that. That's not yours.
Bunu hepimiz biliyoruz zaten!
Okay, we all know how much Cleveland loves Tecmo Bowl, so let's start playing.
Cleveland'ın "Tecmo Bowl" a bayıldığını hepimiz biliyoruz. Yani oynamaya başlayalım.
'Cause we all know it was an accident, clearly.
Hepimizin bildiği çünkü bir kaza açıkça oldu.
We all know this alone is practically impossible.
Hepimiz bunun imkansız olduğunu biliyoruz.
There's only one person I ever trusted on this job, and we all know how that turned out.
Bu işte güvendiğim tek bir adam vardı ve hepimiz de ona neler olduğunu biliyoruz.
We all know you didn't.
Tabii biliyoruz.
- It was self-defence. But we all know the shit I'll get for it.
Ama çekeceğim belayı biliyoruz hepimiz.
- We all know I'm not the fun hamster.
- Hepimiz eğlenceli hamster olmadığımı biliyoruz.
For all we know, they've been providing intel on Grounder villages to Kane...
Kim bilir, belki de dünyalı köyleri hakkında Kane'e bilgi aktarıyorlar.
I'm sure all of you will be glad to know that we are officially done talking about Earth skills.
Eminim, hepinize resmi olarak artık Dünya Hünerleri'nden bahsetmeyeceğimizi söylersem çoğunuz sevinecektir.
All I know is we had to do something to get Crane to stand down.
Tek bildiğim Crane'nin geriye çekilebilmesi için bir şeyler yapmamız gerektiği.
All I know is we're in a holding pattern.
Tek bildiğim iniş izni beklediğimiz.
All right, here's what we know so far.
Şu ana kadar bildiklerimiz.
It's symbolic that we all come from the same place, gay, straight, transgender, black, white, purple, you know.
Bu hepimizin aynı yerden çıktığını sembolize ediyor eşcinsel, transseksüel, siyah, beyaz, mor falan filan işte. - Harikaymış.
I don't know what they are, but I just know we have them, and you're breaking all of them.
Kuralların ne olduğunu henüz bilmiyorum ama sadece kurallarımız olduğunu ve senin hepsini çiğnediği biliyorum. - Tamam.
If we go much further, I don't know if we'll be able to make it out at all.
Eğer daha ileri gittiysek, bunu başarabilir miyiz bilemiyorum.
She may be the next Madame Curie for all we know.
Hatun bir sonraki Madame Curie bile olabilir.
That's all we need to know.
Bilmemiz gereken tek şey o.
Then you know we all have our sins.
Hepimizin günahkâr olduğunu biliyorsun o zaman.
Now, I know you're all concerned about what we do now.
- Duyduk. Hepiniz şimdi ne yapacağız diye düşünüyorsunuz biliyorum.
But me and you, we know that ain't all true.
Ama sen ve ben bunun doğru olmadığını biliyoruz.
So... you know, what about all those things we were talking about?
Peki daha önce bahsettiğimiz şeyler ne olacak?
All we know that it's another Chimera.
Tek bildiğimiz bunu başka bir Chimera'nın yaptığı.
We don't know if she's back in Beacon Hills because she's missed you all this time and can't wait for a mother-daughter reunion or if she's planning to put a bullet in your head.
Beacon Hills'e seni çok özleyip, anne-kız buluşması yapmaya mı geldi yoksa kafana mı sıkacak, bilemeyiz.
And we need you because all of the Eichen guards know all of the Sheriff's Deputies, okay.
Eichen'daki güvenlik görevlilerinin hepsi bütün polisleri tanıdığı için sana ihtiyacımız var, tamam mı?
Until we find a safe place for Gwen, we need to know her location at all times.
Gwen için güvenli bir yer bulana kadar her zaman nerede olduğunu bilmeliyiz.
And all we know for sure is this A isn't Charlotte.
A'nın Charlotte olmadığını da bilemeyiz.
You know, we all have a past, Hanna.
Biliyorsun, hepimizin bir geçmişi var, Hanna.
You know, 5 months ago, I convinced you that we could have it all, we could come here to this job and have each other.
Beş ay önce her şeye sahip olabileceğimize dair ikna ettim seni. Bu işi yaparken beraber olabileceğimize dair.
Oh, Brian's a complete dick, we all know that, but I think we're losing sight of the point that Bonnie's a weird slut who's always letting you know she's open for business.
- Brian tam bir şerefsiz. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama bence bir noktayı gözden kaçırıyoruz.
We-we-we used to do fun stuff all the time, you know?
Eskiden sürekli eğlenceli şeyler yapardık, bilirsin?
I know you got hard out at the end of the summer, but with all these issues, I don't think I can guarantee the completion of the original timeline we discussed.
Yaz sonuna kadar yetiştirmeyi istediğinizi biliyorum fakat tüm bu sorunlarla konuştuğumuz orjinal zaman çizelgesinde tamamlamayı garanti edebileceğimi sanmıyorum.
As y'all probably know, we've run into some bumps in the road in terms of building the road.
Muhtemelen hepinizin de bildiği gibi, yol inşası sırasında yolumuza bazı engeller çıktı.
All we got is his name, and we know what he looks like.
Tek bildiğimiz adı ve neye benzediği.
You know, when we were kids and I'd see you at all those society bashes...
Çocukken seni sosyete partilerinde gördüğümde...
Now, that is a sore point, because we both know that if I'd just stayed up and studied all night...
Hassas nokta bu. Çünkü ikimizde biliyoruz ki bütün gece uyumayıp ders çalışsam ben de...
So, um, I was wondering when you were planning on going into town, just because, you know, I wanna know that we are gonna have enough time to prepare all of that corn.
Bu yüzden, um, ı merak ediyordum. Kasabaya oluyor planladıklarını zaman, Bildiğiniz gibi, çünkü, ı istiyorum biliyorum.
All we know is in this text.
Başka bilgi yok.
Okay, I know it seems like we're moving fast, but this is all pretend.
Tüm bunların çabuk olduğunu biliyorum ama hepsi numara sonuçta.
We know where you've been, who you've seen, what you've said... all your secrets.
Nereye gittiğinizi, kimlerle görüştüğünüzü neler söylediğinizi, yani her sırrınızı biliyoruz.
Yeah, we know all this.
Evet, hepsini biliyorum.
- It could be Alicia's radio crush for all we know.
- Tek bildiğimiz, Alicia'nın telsiz aşkı da olabileceği.
What we find could save us, all of us. We don't know.
Bulduklarımız hepimizi kurtarabilir, bilemeyiz.
we all know it 33
we all know that 100
we all fall down 16
we all make mistakes 158
we all love you 31
we all good 23
we all do 427
we all have secrets 32
we all 59
we all are 398
we all know that 100
we all fall down 16
we all make mistakes 158
we all love you 31
we all good 23
we all do 427
we all have secrets 32
we all 59
we all are 398