We all would traducir turco
2,408 traducción paralela
Well actually, Joe Speena, of 2561 Clover Lane, Astoria, Queens, I think we all would.
Aslında, 2561 Clover yolu, Astoria, Queens'te oturan Joe Speena.
Or to put it another way, if I took every human being on the planet and squashed them so they were as dense as neutron star matter, then we would all fit inside that.
Yada başka bir yoldan izah etmek gerekirse, eğer evrendeki bütün insanları alıp... nötron yıldızındaki maddeler kadar sıkıştırsaydım... Tüm dünya bu yıldıza sığardı.
- Thank you. But I just want you to know that if we were somewhere and you started acting all crazy, it would be my honor to kill you.
Bilmeni istiyorum ki bir yere gitsek ve sen delice davranmaya başlasan seni öldürmek benim için bir şereftir.
You know I would have left you guys back there, I just didn't want to run the risk of you calling it in before we got our money, that's all.
Sizi arkada bırakabilirdim paramızı alamadan evvel haber verme riskinizi göze almak istemedim, hepsi bu.
We are doctors, and we all know birth control sometimes fails, and I didn't want to tell her this because I knew it would freak her out, but the doctor she went to the first time was a quack who didn't know what the hell he was doing,
Doktoruz ve hepimizin bildiği gibi doğum kontrol yöntemleri başarısız olabilir. Ona bir kez daha söylemek istemedim çünkü eminim bu, onu çıldırtırdı. İlk gittiği doktor ne yaptığını bilmeyen şarlatanın tekiymiş.
A baby born with trilsettum in its DNA would provide all the answers we need to create permanence, but I dislike both children and being patient, so I have a backup plan.
DNA'sında trilsettum ile doğacak bir bebek kalıcılığı sağlamamız için gereken tüm cevapları içerebilirdi, fakat ne çocuklardan ne de sabırlı olmaktan haz ederim bu yüzden yedek bir plan yaptım.
But it would be really cool if tomorrow when we were sitting together we all had the same rings that way we would know you were one of us, know what I mean?
Ama eğer yarın hepimizde aynı yüzük olsa çok süper olurdu... Hem de hepimizin aynı gruptan olduğu belli olurdu, anlatabiliyor muyum?
Sean, no matter what happens, we've already done more than most people would've- - a lot more, all right?
Sean, ne olursa olsun çoğu insanın yapabileceğinden çok daha fazlasını yaptık, hem de çok daha fazlasını.
All right, I know we've all met, but maybe a more formal introduction would help explain the situation.
Pekâlâ, hepimizin tanıştığını biliyorum ama belki biraz daha resmi bir tanışma durumu açıklar.
I never thought it would McSwain attempted suicide. - Yes? - We all know each other from our new Salem.
Hiç anlamam ama intihar eğilimi yoktu Herkes onu severdi
It seemed absolutely wildly impossible - that black holes would violate all the principles of physics that we knew.
Kesinlikle imkansız görünüyordu yani karadeliklerin bildiğimiz tüm fizik prensiplerini çiğnemesi.
If information was lost in ordinary circumstances in this room, that would be bad, because then all kinds of weird stuff would start happening, like, the hour of time could start going backwards, you know, clocks might not work, we all might disappear like that.
Eğer sıradan koşullarda bu odadaki bilgiler yok olsaydı bu kötü olurdu, çünkü o zaman bu türden garip şeyler de olmaya başlardı mesela zamanın tersine işlemeye başlardı, saatler çalışmayabilirdi, hepimiz yok olabilirdik.
If we filed the tapes of this show and watched them in 5 years'time... The country would be shocked at the way it's all repeating.
Bu görüntüleri arşive kaldırıp 5 yıl sonra izlemeye kalksak değişen hiçbir şeyin olmadığını görmeleri bu ülkeye büyük şok yaşatırdı.
We would all be very old for a very long time.
Ömrümüzün uzunca bir süresi yaşlı olarak geçerdi.
Where would we all live?
Hepimiz nerede yaşardık?
So this could all change, and maybe some of these things would even disappear from the human race if we simply knew we could live forever.
Saat, her şeyi değiştirebilir ve belki bu tür şeyler eğer sonsuza kadar yaşayacağımızı düşünürsek insani düşüncelerden tamamen ayıklanır.
A few hundred atoms would be progress, but the real question is whether we will ever be able to teleport the state of all the 7,000 trillion trillion atoms in an entire person from one place to another to turn a pile of organic matter into a copy of you or me.
Yüzlerce atomda işe yarayabilir, Asıl soru, 7000 trilyon trilyon atomdan oluşan organik madde yığını olan insanı sizi veya beni ışınlayabilicekmiyiz.
The other day we would have all been behind bars because of your friend.
O gün, dostun yüzünden hepimiz hapse atılabilirdik..
That day Sam reluctantly gave himself up to the cops for you otherwise we would've all be behinds bars.
O gün Sam senin için polislerin onu yakalamasına izin verdi. Böyle yapmasaydı hepimiz hapse atılırdık.
Of all his multiple personalities, the strongest was Lu Kim, and we never would have known if it hadn't have been for Inspector Butters.
Bütün kişilikleri arasında en baskın olanı Lu Kim'di. Eğer Dedektif Butters olmasaydı bunu asla bilemezdik.
Many of us, I would say all of us, who've had enough time living life encounter situations that we regret.
Bir kaçımız, ya da hepimiz demeliyim... yaşadıkları hayat boyunca pişman oldukları durumlarla karşılaşırlar.
It's obvious that we are a majority. If we can just recognize all of those who are against Milosevic by saluting each other with a fist, he would probably be over within a few years.
Eğer Milosevic'e karşı tek yumruk olarak hareket edebilirsek büyük olasılıkla birkaç yıl içinde devrilecekti.
We waited for an incident, the spark, that would move all the people.
İnsanları harekete geçirecek bir olay, bir kıvılcım bekliyorduk.
In this area and all around we've measured the arsenic levels and we're talking three orders of magnitude more arsenic than would be considered safe.
Bu bölge ve civarında arsenik seviyelerini ölçtük ve güvenli sayılabilecek üç büyüklük kertesinin üzerindeki arsenikten bahsediyoruz.
But if we haven't evolved in thousands of years, then that would mean that we're all fundamentally the same.
Ancak, binlerce yıldır evrilmediysek o hâlde bu, temelde aynı olduğumuz anlamına gelir.
I mean he's obviously hurting, and I just think it would be nice if he knew that we were all here for him.
Belli ki, canı çok yanıyor. Hepimizin yanında olduğunu bilirse çok iyi olur diye düşünüyorum.
No one is dead Velayudham saved all of them lf he hadn't done that we would've lost our portfolios Thank God!
Allah'a şükür!
You told us nothing all night. Why would we believe that?
Bütün gece bize bir şey anlatmadın, şimdi buna neden inanalım ki?
Michael Perry, now from all of us, the whole team here, we would like to offer our condolences.
Michael Perry, şu an burada bulunan tüm ekip arkadaşlarımla birlikte sana başsağlığı dileklerimizi sunuyoruz.
We would all love to know what he is so good at.
Hepimiz sevginin ne kadar güzel olduğunu çok iyi biliriz.
ALL WE WOULD HAVE TO DO IS GO DANCE OFF THE EXTRA POUNDS.
Dansa giderek bu fazla kilolarımızı verirdik.
Would it be all right if we talked to her?
Onunla konuşmamızın bir sakıncası olur muydu?
I think that if we didn't take its belt and all its pens away each year that, yeah, the whole enchilada would have offed itself already.
Eğer biz her yıl engellemeseydik evet tüm dünya yok olmuş olacaktı.
So of all the people we've questioned, who would frighten Benjamin enough to run and leave his wife behind?
Peki, sorguladığımız bütün insanlar arasında kim Benjamin'i kaçmaya teşebbüs... etmesine ve hamile eşini geride bırakmasına neden olabilecek kadar korkutmuş olabilir?
I think we can all agree that while it would be a good thing to have him in the governor's office in Springfield, it might be an even better thing to have him in the mayor's office right here in Chicago.
Sanırım hepimiz onu... Springfield'deki valilik ofisinde görme konusunda hemfikiriz, onu Chicago'daki başkanlık ofisinde görmek daha güzel olurdu.
Maybe if the Intersect wasn't stifled in the van, we would have all known that ahead of time, and I wouldn't have had to take out all of Wesley's guards.
Belki de Bilgisayarı minibüse tıkmış olmasaydınız bunu daha önce öğrenirdik ve ben de Wesley'in korumalarının hepsini dövmek zorunda kalmazdım.
When Bob and I adopted her, we agreed that I would take care of the "Time of the month" talk, and Bob would handle all things bra.
Çaresizim. Bob'la onu evlat edinirken... "Malum vakit konuşmalarını" benim yapacağım konusunda anlaşmıştık ve geri kalan sutyen işleriyle falan Bob ilgilenecekti.
We would probably have gone all the way if no one had knocked.
Kapıyı birisi çalmasaydı herhalde işi sonuna kadar götürürdük.
Well, I would love to help, but my basement flooded a few years ago, and we lost all of our old photos.
Yardımcı olmak isterdim. Ama birkaç sene önce bodrumumu su bastı. Eski fotoğraflarımızı kaybettik.
We would be the dream team, just you and me, hanging out all day making sandwiches.
Rüya takım oluruz. Sadece sen ve ben bütün gün beraber takılıp, sandviç yaparız.
But if we based all our actions on "what would Thad do," - the world would be a terrible place.
Ama hareketlerimize "Thad ne yapardı" diye düşünerek karar verirsek dünya berbat bir yer olurdu.
Yeah, if only We could kill 60,000 more people a year, all would be golden.
Evet. Yılda 60 bin kişi daha öldürebilseydik, hepimiz türümüzün en iyisi olurduk.
If we all fought together, we would outnumber our opponent.
Eğer birlikte savaşırsak, düşmandan sayıca üstün oluruz.
Maybe then we would've been spared all of this, the illusion that I could actually lead in my father's place.
Babamın yerine yönetebilmem gerçekten hayal.
You know, who would have thought that we'd find ourselves on a date again after all these years?
Kim derdi ki bunca yıl sonra yine çıkacağız?
Probably, because we're busy and it would take me all that time to get the duct tape off her mouth and hands. No.
Hayır.
These guys are making all the moves that we would.
Bu adamlar bizden bir adım önde.
Oh, please, we all - Think he would dare to do that.
Yapma, hepimiz cüret edebilir diye düşünüyoruz.
Now all I had to do was get to the top, and we would have Tanner exactly where we wanted him.
Şimdi yapmam gereken zirveye çıkmaktı ve biz Tanner'ı tam olarak istediğimiz yere getirecektik. Tamam.
If it wasn't for this guy, the bank robbers would've come and gone, we'd all be outta here.
Bu adam olmasaydı soyguncular işini bitirip gidecek, Şu anda hepimiz bu işin dışında olacaktık
Now that we're all being honest, I would ke to show you something.
Madem hepimiz dürüstüz, size bir şey göstermek istiyorum.
we all fall down 16
we all make mistakes 158
we all good 23
we all do 427
we all love you 31
we all have secrets 32
we all 59
we all have problems 17
we all are 398
we all go 23
we all make mistakes 158
we all good 23
we all do 427
we all love you 31
we all have secrets 32
we all 59
we all have problems 17
we all are 398
we all go 23
we all know it 33
we all set 21
we all die 73
we all did 260
we all saw it 27
we all have our secrets 25
we all have 105
we all were 82
we all know that 100
we all have them 20
we all set 21
we all die 73
we all did 260
we all saw it 27
we all have our secrets 25
we all have 105
we all were 82
we all know that 100
we all have them 20
we all know 42
we all will 42
we all agree 23
we all did it 30
we all want the same thing 40
we all do it 32
would 251
wouldn't 33
would you like some coffee 97
would you like some 121
we all will 42
we all agree 23
we all did it 30
we all want the same thing 40
we all do it 32
would 251
wouldn't 33
would you like some coffee 97
would you like some 121
would you like a cup of tea 61
would you like some tea 119
would you 3241
would i lie to you 18
would you like something to drink 80
would you mind 397
would you do me a favor 67
would you like some water 61
wouldn't you like to know 93
would you like a drink 233
would you like some tea 119
would you 3241
would i lie to you 18
would you like something to drink 80
would you mind 397
would you do me a favor 67
would you like some water 61
wouldn't you like to know 93
would you like a drink 233