We waited traducir turco
1,192 traducción paralela
Mr. Winston, I wonder if you'd mind if we waited here?
Bay Winston, burada beklememizin sakıncası var mı, acaba?
You tell him we waited four hours.
Ona dört saat beklediğimizi söyle.
No, no, no, we waited this long, we should do it right.
Bunca zaman bekledik, bir şey olmaz.
Frankly, I was the one who, after your son just... swept me off my feet, decided that maybe it would be best if we waited... and see if the marriage was gonna work before we told our families about it.
Açıkçası, oğlunuz beni götürdükten sonra bu kararı veren bendim. Eğer beklersek ve evliliğin nasıl gittiğine baktıktan sonra haber verirsek yani daha sonra ailelerimize söylersek daha iyi olur diye düşündüm.
We waited 20 minutes just to hear that?
20 dakika boyunca bunun için mi bekledik?
Would you mind if we waited with you, just to keep the womanizers from bothering you?
Kadın avcılarının sizi rahatsız etmesine engel olmak için sizinle birlikte beklememizin bir mahzuru var mı?
- Well, we waited for you.
- Seni bekledik.
What if we waited until more information is gathered?
Bilgi toplamak için biraz daha bekleyemez miyiz?
While we waited it out, we found an lnvernian girl about my age who was sick.
Geçmesini beklerken, benim yaşlarımda hasta bir Invernian kız çocuğu bulduk.
We waited for him.
Onu bekliyorduk.
We waited for our passengers.
Yolcularımızı bekledik.
No, we waited.
Hayır, bekledik.
So all of a sudden it just broke down... and we all got out, and we waited... and some of us started wandering off.
Ve birden bire bozuldu. ... ve hepimiz dışarı çıkıp bekledik. ... ve birkaçımız dolaşmaya çıktık.
Thus we waited a week.
O yüzden bir hafta bekledik.
We waited 15 minutes for this.
Bunun için 15 dakika bekledik.
We waited for you at the muzeum.
Müzede seni bekledik.
Next morning we waited for her to come out.
Ertesi sabahın olmasını bekledik.
- We waited for ages.
- Saatlerdir bekliyoruz.
We waited for you till 10 : 30.
Seni 10 : 30'a kadar bekledik.
We waited, and we waited, and we waited.
Bekeldik, bekledik, bekledik.
We waited many years but the good Lord has finally blessed us with a real family.
Uzun yıllar bekledik ama sonunda yüce Tanrı, bize gerçek bir aile lütfetti.
We waited three years to get the reclamators.
Biz arazi ıslah araçlarını almak için 3 yıl bekledik.
I mean, we waited.
Yani, bekledik.
Then the power grid came back we waited for him to check in, but he didn't. After a few hours, we called Security.
Sonra güç geri geldi bağlantı kurmasını bekledik, yapmadı.
We waited for over an hour in the snow and those creeps didn't show.
Bir saatten fazla kar içinde bekledik ama o pislikler gelmedi.
We've waited this long...
Çoktandır bekliyorduk...
But, ladies and gentlemen of the jury we're here to try a woman who, on a lovely spring night in the sanctity of the apartment that she shared with her husband waited until he turned his back and then savagely swung a heavy dumbbell at his head.
Ancak, jürinin saygıdeğer üyeleri, burada, hakkında karar vereceğimiz kadın güzel bir bahar gecesi kocasıyla paylaştığı kutsal yuvada kocasının arkasını dönmesini bekleyerek elindeki halteri acımasızca, kocasının kafasına indirmiştir.
We could have waited!
Bekleyebilirdik!
- We should've waited for the bomb squad.
- İmha ekibini beklemeliydik.
Well, we had left the wedding ring in the house of my finacée and we would have waited three or four days before we got married, at least until the trembling stopped.
Üç veya dört gün sonra evlenmek için, yüzüklerimizi nişanlımın evinde bırakmıştık, sarsıntılar devam etmezse evimize taşınacaktık.
For centuries, we have waited for the time of the gathering. When the stroke of a sword and a fall of a head will release the power of the quicqing In the end, there can be only one.
Yüzyıllarca "Toplanma" zamanı için bekledik bir kılıç darbesiyle başımız gövdemizden ayrıldığında "Gençleşme" nin gücü ortaya çıkacak çünkü sonunda, sadece bir kişi olabilir.
See, we have waited, and we've watched you drain more money out of this company.
Bakın, biz bekledik, ve bu şirketin parasının suyunu çekmesini izledik.
This fossilised tree sap, which we call amber, waited for millions of years with the mosquito inside until Jurassic Park scientists came along.
Bizim kehribar dediğimiz bu fosilleşmiş ağaç özsuyu... milyonlarca yıl, içindeki sivrisinekle birlikte... Jurassic Parkın bilimadamlarının geleceği günü bekler.
Years ago, you said that you were gonna leave public performance... because you wanted to compose... and we've waited, and the years have passed... and there's no body of work - I mean, musically speaking -
Yıllar önce, artık konser vermeyeceğinizi beste yapmaya odaklanacağınızı söylemiştiniz. Biz de bekledik, yıllar geçi fakat beste namına bir şey yok.
A hundred of us waited until we were really grumpy then stormed the bowling alley and chained ourselves to the ball returns.
Yüzlerce kadın, delirene kadar kapısında bekledik. Sonra da fırtına gibi içeri girip kendimizi topların geri geldiği yere zincirledik.
Hi again, I'm Adam Gold and we're here to see something we've waited a whole week to find out.
Tekrar merhaba, ben Adam Gold. Bugün, bütün hafta boyunca beklediğimiz sonucu öğrenmek için buradayız.
We've already waited too long!
Zaten çok fazla bekledik!
There's no rush, we've waited for days already
Acelemiz yok, günlerdir bekliyoruz zaten.
If we'd just waited a few more years...
Birkaç yılımız daha olsaydı- -
We've waited weeks for reservations.
Bu rezervasyon için haftalarca bekledik.
I'd be regretting it even more if we just waited around for an invasion.
Hiçbir şey yapmadan saldırıyı bekleseydik daha çok pişman olurdum.
Yes we can, we've waited long enough
Evet, yapabiliriz yeteri kadar bekledik...
We all waited for you.
Hepimiz seni bekledik.
We've, all of us, waited too long... to have the homecoming spoiled.
Biz, hepimiz, çok uzun zaman bekledik eve dönüşün mahvolmasını.
To you and to your wife... who, along with you, has waited 30 years for what we are about to hear.
Size ve şimdi duyacaklarımızı sizinle birlikte 30 yıl boyunca bekleyen eşinize.
- I'm sure if we just waited a little- -
- Eminim biraz beklersek...
Four centuries we've waited for this.
Bunun için dört asır bekledik.
- Well, Lisa, we've waited an hour.
- Lisa, bir saat bekledik.
"... paid by the Jews, the driving force behind the American war, over gold and Jewish power. " We've waited for your outspokenness.
"Amerikan savaşının arkasındaki destek, Yahudiler tarafından altın ile ödenmiş para ve Yahudi gücüdür." Biz de sessizliğinizi bozmanızı bekliyorduk.
This is what we've waited for.
Hayatımızın fırsatı bu.
You see... we've waited a long time.
Görebilmek için... Uzun süredir bekliyoruz.
we waited for you 17
waited 24
we wait 232
we want to talk to you 34
we want you 31
we want justice 31
we want the same thing 42
we want the money 19
we want you back 19
we want it back 18
waited 24
we wait 232
we want to talk to you 34
we want you 31
we want justice 31
we want the same thing 42
we want the money 19
we want you back 19
we want it back 18
we want to help you 54
we want out 18
we want it 18
we walk 41
we want in 20
we want to know 17
we want to 33
we want 43
we want to help 32
we want a union 21
we want out 18
we want it 18
we walk 41
we want in 20
we want to know 17
we want to 33
we want 43
we want to help 32
we want a union 21