We will be traducir turco
13,102 traducción paralela
If we walk away... we will be leaving these names behind, not just any crowd.
Eğer bırakıp gidersek, sadece kalabalığı değil, o isimleri de geride bırakacağız.
We will be comin'through this camp at sunrise tomorrow, with 200 guns and 10 more trucks just like this one.
Yarın güneş doğarken bu kamptan geçeceğiz, Tıpkı bunun gibi 200 silah ve 10'dan fazla kamyonla..
We will be facilitating Mr Birch's sale.
- Bay Birch'ün satışını kolaylaştıralım.
And we will be delighted to speak with your mistress... might we know her name?
Hanımınızla konuşmaktan kıvanç duyarız. Adını öğrenebilir miyiz?
Soon we will be on our vacation.
Yakında tatilde olacağız.
Today we will be moderate in our response.
Bugün, cevap verirken ölçülü davranacağız.
And when that happens, we will be left alone... as we were in the past.
Bu olduğundaysa tıpkı geçmişteki gibi tek başımıza kalacağız.
So, it is up to us to tend to the wounded. And I have no doubt that together we will be able to do it.
Yani yaralıları tedavi etmek de bize kalmış ve hiç kuşkum yok ki hep birlikte bunu yapabiliriz.
Yes, we will be there in just a few minutes.
- Tamam, birkaç dakikaya oradayız.
By daybreak tomorrow, I'm told more than half of the pirates will have accepted the King's pardon and we will be ready to move my flag onto the island.
Yarın tanyerinin ağarmasıyla birlikte söylenene göre korsanların yarısı Kral'ın affını kabul etmiş olacak ve adada bayrak asmak için hazır vaziyette olacağız.
Within a matter of hours, the Spanish issue will be closed and we will be free to move forward.
Bir kaç saat içinde İspanya sorununu kapatacağız ve devam etmek için özgür olacağız.
And if they aren't, if you and I are right, if something happened and Hornigold's cavalry weren't in time to stop it, then in addition to everything else, we will be at war with Spain.
Çıkmamışlarsa, ve biz haklıysak Hornigold'un adamları zamanında yetişemezse bunların dışında bir de İspanya ile savaşacağız.
Together we will be a light among nations.
Birlikte bütün milletlere bir ışık olacağız.
We will be in town, 4-5 weeks.
4, 5 hafta daha şehirde olacağız.
Mr. Waits is gonna direct us to the crime scenes, and we will be on top of his every move.
Bay Waits bizi suç mahalline götürecek. İnceleme sırasında çok dikkatli olmalıyız.
What that means in practical terms is that we're merging this investigation with the two teams looking at the two other murders and the investigation as a whole will now be upgraded to Cat A...
Bunun pratikte anlamı şu ki bu soruşturmayı, diğer 2 cinayeti soruşturan 2 ekiple birleştireceğiz ve bütün soruşturmayı birinci önceliğimiz haline getireceğiz.
Now, when we open this building one month from today. The firebrand Tower will be the tallest building in North America.
Bu binayı tam bir ay sonra açtığımızda FireBrand Kulesi, Kuzey Amerika'daki en yüksek bina olacak.
She let me go because she knows that if we survive this battle today, she will likely need to step aside and make room for someone better suited to do what must be done.
Gitmeme izin verdi çünkü bugün bu savaşta hayatta kalırsak kenara çekilip, gerekeni yapacak daha uygun birine yer açması gerektiğini biliyor.
So to whatever extent you may be concerned that some day we will clash,
Seni ne derece alakadar eder bilmem ama bir gün gelip çatacak.
worried that though today we be friends, some day you will have no choice but to be my end...
Bugün dost olsak da maalesef bir gün benim sonumu getirmekten başka seçeneğin olmayacak.
If the Iraqi army finds out... that we're taking a Kuwaiti in our bus... then our lives will be in danger.
Eğer Irak ordusu otobüste Kuveytli birini götürdüğümüzü öğrenirse, hayatımız tehlikeye girer.
So, we gotta convince the scabs to join us or the strike will be over before it even begins.
Yani grev kırıcılarını bize katılmak için ikna etmeliyiz ya da grev başlamadan biter.
You turn in the man responsible for this atrocity, otherwise, we will consider each and every one of you to be an accomplice to this crime.
Sen adamı bu vahşetin sorumlusuna çevirdin. diğer yandan Biz her birinizin bu suça ortak olduğunuzu sayacağız.
Everything that we have worked for will be for nothing.
Uğruna çabaladığımız her şey çöpe gidecek.
Do you think Prince Andrei will be in Moscow by the time we get there?
Sence biz Moskova'ya gittiğimizde Prens Andrei orada olacak mı?
But I tell you this - our wars with the French will be unsuccessful as long as we meddle in Europe.
Şu kadarını diyeyim Avrupa'ya burnumuzu sokmaya devam edersek o Fransızla savaşlarımızı kazanamayacağız.
For how many days will we still be safe here?
Burada ne kadar güvende kalabileceğimizi.
No. We're not doing any forecourt sales today, and our first delivery will be next Wednesday.
Hayır, bugün perakende satış yapmıyoruz.
Either we pursue a course of action that will bring down our energy bills and boost manufacturing. Or we continue to bury our heads in the sand and let our land, our water, be commandeered for unsightly and unprofitable wind farms.
Ya enerji faturalarımızı indirecek bir plan bulup üretimi arttırmalıyız ya da başımızı kuma gömmeye devam edip topraklarımızın ve su kaynaklarımızın nahoş ve kârsız rüzgâr çiftlikleri tarafından kullanılmasına izin veririz.
But now we've got copies of this woman's monthly statements going back to March 1997, so it might be a little labor-intensive, but our clients will always be our best resource.
Artık elimizde, bu kadının 1997 Mart'a kadar uzanan aylık ifadeleri var. Biraz yoğun işi gücü gerektirebilir ama müvekkillerimiz her zaman için en iyi kaynaklarımız olacaktır.
So, you're saying, if we look in here, all the addresses will be wrong?
Yani şimdi buraya bakarsak, tüm adreslerin yanlış olacağını mı söylüyorsun?
I know it isna right, but if we let it be known she's a maiden no more, no man will ever take her.
Bunun doğru olmadığını biliyorum fakat tecavüze uğradığı ve artık kız olmadığını ifşa edersek onu hiçbir erkek almaz.
As ye say. And where will we be during these two weeks?
Peki bu iki hafta süresince nerede olacağız?
And then once we receive your online order, you will promptly be served a beer.
Ve online siparişinizi aldığımızda, hemen size bir bira vereceğiz.
We need to be part of the conversation or we will lose serious eyeballs to these guys.
İşin bir parçası olmalıyız yoksa seyircilerimizi bu adamlara kaptıracağız.
If you challenge me in any way while we exist in this state, I will be forced to make an issue of how we entered into it in the first place.
Bu gemi üzerindeyken bana herhangi bir şekilde meydan okuyacak olursan en baştan bu hâle nasıl geldiğimizi mesele etmek zorunda kalırım.
As dehydration sets in, we will all be subject to its effects.
Susuzluk çökmeye başlayınca, hepimiz etkilerinin hedefi hâline geleceğiz.
But wherever we land, Anne and I will be taken care of.
Nereye inersek inelim Anne ve ben başımızın çaresine bakacağız.
A skiff to Port Royal, connect with your acquaintances there, purchase ship, hire crew, make way back to the continent, at which point the money will be secure and we can establish whatever future we choose...
Ee? Port Royal'e kayık, ordaki ahbaplarınla temas, gemi satın al, tayfayı tut, anakaraya geri dön, o andan itibaren para güvende olacak, ve istediğimiz geleceği kurabileceğiz... işte plan.
The choices we will likely then face will be of the most awful kind... the ones that promise only bad outcomes in every direction.
Bundan sonra da karşılaşacağımız seçimler korkunç olacak sonuçları da ne olursa olsun kötü olacak.
We'll see to it that it is heard favorably and your experience in London will be short and dignified.
Bu işi kuralına göre yapacağız ve senin Londra'daki deneyimin kısa ve oturaklı olacaktır.
Well, it's a certainty if we anchor and try and ferry ourselves and all our cargo ashore, our long-boats will be easy targets for Hornigold's guns.
Pekala, eğer demir atıp, kendimizi ve kargomuzu kıyıya uzun botlar ile taşımaya çalışırsak Hornigold'un toplarına yem oluruz
The war we sought will soon be under way.
Aradığımız savaş çok yakında burada.
We will all be flogged.
Hepimizi kırbaçlayacaklar.
Our shortfall will be made up as soon as we're able to get back into the field...
İşlerimizi yapmaya başlayınca borcumuzu ödeyeceğiz...
We need to undress him spacesuit that will be easier.
- Onun uzay elbiselerini çıkarmamız daha - kolay olacak.
Come on, lets get married and we'll move to New York, it will be great!
Hadi evlenelim ve New York'a taşınalım, çok güzel olacak!
Phil and I will be stopping in New York for a brief time, on our way from London, we are gonna spend a Christmas weekend with Willie Wyler.
Philip ve ben Londra'ya giderken kısa bir süre New York'a uğrayacağız. Noel haftasını Willie Wyler ile beraber geçireceğiz.
Prosecuting his wife sends a clear signal - we mean business and no-one involved will be getting off lightly.
Eşi hakkında işlem yapmak, ciddi olduğumuzu ve bu işe karışan hiç kimsenin ucuz kurtulamayacağını gösterecek.
We think it makes sense for your first appearance in court to be as soon as possible because it will initiate the evidential disclosure process.
Bizce en kısa sürede mahkemeye çıkmanız en mantıklısı. Bu sayede delillerin paylaşılma süreci başlar.
I favour peace... but if we have enemies, they will be struck down without mercy.
Barış tarafındayım ama düşmanlarımız olursa da acımadan öldürülecekler.
we will be there 18
we will be fine 16
we will miss you 16
we will figure it out 16
we will meet again 36
we will 1454
we will win 17
we will see 58
we will talk 25
we will go 22
we will be fine 16
we will miss you 16
we will figure it out 16
we will meet again 36
we will 1454
we will win 17
we will see 58
we will talk 25
we will go 22