Were you following me traducir turco

But tell me, why were you following me?

Ama söyler misiniz, neden beni takip ediyordunuz?

Were you following me?

Beni mi takip ediyordun?

Were you following me in your car?

Arabada beni mi izliyordun?

Why were you following me from the airport?

- Neden beni takip ediyordun?

Were you following me?

Beni mi takip ediyordunuz?

Were you following me a long time?

Beni uzun zamandan beri mi izliyordun?

- Were you following me?

- Beni takip mi ediyordunuz?

Were you following me?

Beni takip mi ediyordun?

Why were you following me?

- Neden beni takip ediyordun? !

Why were you following me?

Neden beni takip ediyordun?

Were you following me? What? Fo-following you?

- Beni takip mi ediyordun?

Were you following me, Kent?

Beni takip mi ettin Kent?

Yeah, so then why were you following me?

Bu arada, beni neden takip ediyordun?

Why were you following me yesterday?

Neden dün beni takip ediyordun?

Were you following me?

Beni takip mi ediyorsun?

- Why were you following me?

- Neden beni izliyordun?

Was I lucky, or were you following me?

Şanslı mıydım yoksa beni takip mi ediyordun?

Man, were you following me?

Beni takip mi ediyordun?

Hey, so why were you following me and John?

Şey... Beni ve John'u neden izliyordun?

Why were you following me?

Beni neden takip ediyordunuz?

What were you following'me for?

Neden beni takip ediyorsun?

You were following me.

Beni izliyordun.

You see... I mean, all your men were looking at me, following me with their eyes.

Bütün adamlarınız bana bakıyor, beni gözleriyle takip ediyorlar.

- You were following me.

- Sen beni takip ediyordun.

You were following me?

İzliyor muydun?

You were following me.

Beni takip ediyordun.

I thought you were following me.

Beni takip ettiğinizi sandım.

I didn't know you were following me but, after our last talk I suspected that you might be out there.

Beni takip ettiğini bilmiyordum ama son konuşmamızdan sonra burada olacağından şüphelenmiştim.

Depends on how long you were following me!

- Beni ne kadardır takip ettiğinize bağlı.

Were you really just following me?

- Gerçekten sadece beni mi izliyordun?

If I didn't know better, I'd say you were following me around, Mr. Bond.

İyi bilmesem, beni takip ettiğinizi düşünürdüm, Bay Bond.

I thought you were following me.

Beni takip ettiğini sandım.

- You were so following me!

- Takip ediyordun!

You were following me the other day

Önceki gün beni takip ediyordun.

- It was you who were following me.

- Beni takip eden sizlerdiniz.

And I can remember thinking, "that is really stupid, they would come and help you", and I think I persuaded myself that they were just following on, because they didn't want to embarass me'cause I peed myself and I was crying.

"Bu gerçektende aptalca, gelmeli ve bana yardım etmeliler" diye düşünüyordum. Fakat yaptıkları tek şeyin etrafta dolaşmak olduğuna kendimi ikna etmiştim. Beni utandırmak istemiyorlardı, Çünkü altımı ıslatmıştım ve ağlıyordum.

You were following me?

Beni mi izliyordun?

You were both plotting to catch me by following Mei.

İkiniz Mei'yi izleyerek bana ulaşmak için bir oyun oynadınız.

You were following me?

beni mi takip ediyorsun sen?

You were reliable In following the clues I left, a shame they only got me time In the psychiatric ward,

Bıraktığım ipuçlarını takip edecek kadar güvenilirdin ne yazık ki, onlar beni sadece psikiyatri koğuşuna tıkabildiler.

I tell you the bleedin'boys were following'me around... and one little brasser says, "We're after your charms!"

Diyorum ki kanki çocuklar etrafta beni takip ediyorlardı... ve küçük sürtük bana döndü dedi ki, "Biz senin cazibenin peşindeyiz!"

I want to know why you were sniffing around my house and why you whisked Gary Hicks away from his office. You've been following me?

Neden evimin etrafında dolandığını ve Gary Hicks'i ofisinden neden kaçırır gibi götürdüğünüzü bilmek istiyorum.

You were following me.

Burada ne arıyorsun?

Are you saying you were following me?

Beni takip ettiğini mi söylüyorsun?

You were following me.

İki saattir peşimdesin ya.

And don't tell me you were only following orders from your masters.

Ve sakın bana efendilerinizin düzenini takip ettiğinizi söyleme.

I thought you were following me.

Senin peşimden geldiğini sanıyordum.

You were following me, huh?

Demek beni takip ediyordun?

You were following me?

Beni takip mi ediyordun?

You did everything but wave at me while you were following.

Aslında her şeyi tamam da, benimle arana biraz mesefa koysan daha iyi olurdu sanki.

You were following me that day.

O gün beni takip ediyordun.