English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Were you there

Were you there traducir turco

13,303 traducción paralela
How long were you there?
Ne zamandır oradasın?
- Were you there?
- Orada mıydın? - Hayır.
So why were you there?
Sen niye oradaydın?
Were you there that night?
O gece neredeydin?
How long ago were you there?
- Gideli ne kadar oldu?
So, why were you there?
Neden oradaydın?
Why were you there?
Neden oradaydın?
You thought there were demons hiding in every shadow.
Her gölgenin ardında iblisler var zannediyordun.
You were somebody over there.
Orada önemli biriydin.
I'm still not clear as to why you were there.
Hala neden orada olduğun pek bir fikrim yok.
Were you the go-between there?
Mesajı sen mi ilettin?
You made all this when you were back there?
Bunların hepsini oradayken mi yaptın?
And yet, you were there.
Ama sen oradaydın...
You were there.
Oradaydın.
You were there.
Oradaydın işte.
First of all, you should know when I went up there today, you were the last person I expected to find.
Öncelikle bilmelisin ki bugün oraya gittiğimde bulmayı beklediğim son kişi sendin.
How the hell she'd even know you were up there, Hood?
Orada olduğunu bile nereden biliyordu, Hood?
There's good reason, it would seem, that you were the only one to whom they refused a pardon.
Af önermeyi reddettikleri kişinin tek sen olması için iyi bir sebepleri var.
Between you and I, if there were ever a moment in which I sympathized with the desire to tear down the flag and declare myself in open rebellion against the Crown, it's when dealing with the insurance company.
Aramızda kalsın, bayrağı yırtıp atıp, kraliyete karşı açık şekilde isyan etmeyi düşündüğüm bir an varsa, sigorta şirketleriyle uğraştığım andır. Geri gelmeyecek.
Were there anything I could do, were there anything the governor could do, I assure you, it would be done.
Yapabileceğim bir şey olsaydı, valinin yapabileceği bir şey olsaydı, seni temin ederim, yapardık.
You were there, yes?
Sende oradaydın, değil mi?
Perhaps you were right, that in a place like this there is no progress without awful sacrifice.
Belki haklıydın böyle bir yerde feci fedakarlıklar olmadan mesafe kat edilmiyor.
If you and I were right and something went wrong with the governor's caravan, I fear there is something even more unsettling we are about to face.
Eğer haklıysak ve Valinin karavanına bir şey olursa korkarım karşılaşacağımız daha rahatsız edici bir şey olacak.
When I sent for you, there were approximately 20 of them.
Gelmeni istediğimde onlardan ortalama 20 tane vardı.
The point is that while you were doing it, you heard a voice telling you that disciplining him would prevent him from repeating the offense, a voice that sounded like reason, and there was reason to it, as the most compelling lies are comprised almost entirely of the truth.
Bunu yaptığında önemli olan nokta şu ki içinde bir sesin onu disipline etmenin suçunu tekrar etmesini önleyeceğini söylediği o ses sana bir sebep gibi göründü ve bunu yapmak için bir sebep vardı yalanlar neredeyse bütün gerçekliği heba ediyordu.
It says in your notes that there were tears in your eyes during your surgery. That you were crying.
Notlarında, ameliyatın sırasında gözlerinde yaş olduğu ağladığın yazıyor.
Is that why you were there?
O yüzden mi oradaydın?
And I wouldn't ask you to do this... if there were any other way.
Başka bir yolu olsa bunu senden istemezdim.
There were, you know, some other friends.
Başka arkadaşlar da vardı.
So, what were you really thinking up there in front of all those people saying things you didn't believe to be true in such a convincing manner?
Peki şu an bu kadar insanın önünde... doğru olduğuna inanmadığınız şeyleri... ikna edici bir şekilde dile getirirken... asıl düşündüğünüz şey ne?
For a second there, I thought - you were gonna punk me.
Bir an için beni ekeceğini sandım.
No, you were there.
Hayır, sen oradaydın.
Well, you were there, too.
Sen de oradaydın.
Well, perhaps if you were clearer with instructions, there would be less of an issue with execution.
Belki de ne istediğinizi daha açık bir şekilde belirtirseniz isteklerinizi yerine getirmede daha az sorun yaşanır.
you were there. As your enemy.
- Düşmanın olarak.
[chuckling] When was the last time you were there?
En son ne zaman gittin?
I mean... maybe you saw something while you were there, like in September.
Eylülde oradayken bir şey görmüşsündür belki.
And you were right there.
Neyse ki sen yoktun.
Yeah. And in the next 18 months of my life with Martha, which were, you know, probably the most challenging possibly in my entire life, my dad and Susan were there every step of the way to support me and keep me going.
Sonra Martha'yla geçirdiğim herhalde hayatımın en zor dönemi olan 18 ay boyunca babam ve Susan beni desteklemek ve güç vermek için her adımda yanımdaydılar.
What were you doing out there?
Orada ne işin vardı?
I can tell you that during the course of the year that I worked for Clarence Thomas, there were several comments that he made.
O yıllarda, Clarence Thomas için çalışırken, bana bir kaç kelime sarfetmişti.
I've been working there since before we were married and long before you were in office.
Ben evlenmeden önce de sen makâmına gelmeden önce de orada çalışıyordum.
You said there was only one thing you were afraid of.
Tek bir şeyden korktuğunu söylemiştin.
- You were paid to be there.
- Para karşılığı oradaydın.
- You were useless in there!
- Hiç yardımcı olmadın!
You were supposed to help me, and instead you just... you just sat there bitching about the Meal Deal!
Bana yardımcı olman gerekiyordu. Ama sen.. Öylece oturdun.
Jackson, you were there.
Jackson, sen de oradaydın.
What were you doing up there?
Orada ne yapıyordun?
You sit there wringing your hands over the death penalty, studying the case files of the men who were hanged.
Orada oturmuş asılmış adamların dosyalarını inceleyerek ölüm cezası üzerinde ellerini ovuşturuyorsun.
But I had to know that you were there by your lonesome somehow.
Tek başına olup olmadığını öğrenmem gerekiyordu ama.
I called your place and you were not there!
- Evini aradığımda telefonu açmadın!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]