What was he thinking traducir turco

What was he thinking?

Ne düşünüyordu acaba?

Or-Or what was he thinking?

Veya ne düşünüyordu?

- What was he thinking of?

- Aklı neredeymiş?

What was he thinking about?

Ne düşünüyor?

What was he thinking, giving us a car?

Bize araba verirken ne düşünüyordu ki?

Calm down. What was he thinking?

Ne düşünüyordu ki?

When you asked the defendant what was he thinking at the time of the assault, what did he say?

Sanığa saldırı sırasında ne düşündüğünü sorduğunuzda size ne cevap verdi?

What was he thinking?

Ne düşünüyordu?

What was he thinking?

Aklından ne geçiriyordu?

What was he thinking?

- Ben anlattığına memnunum.

If we knew what he was thinking we'd know where Europe stands.

Eğer neler düşündüğünü biliyor olsaydık, Avrupa'nın durumunu da görmüş olurduk.

If I only knew what he was thinking.

Aklından ne geçiriyor bir bilebilsem.

I could hear what he was thinking.

Ne? Yazdığım bir tercüme programı çalışıyordu.

But I could feel what he was thinking.

Ama ne düşündüğünü hissedebiliyordum.

If he only knew what I was thinking.

Ne düşündüğümü, bir bilse.

How do you know what he was thinking?

Onun ne düşündüğünü ne biliyorsun?

But at the moment it was taken, no one can really say who he was, what he was thinking about.

Oysa o fotoğrafın çekildiği anda kimse onun aklında ne var bilemez.

He questioned me thoroughly on the state of France, as he was obviously on the lookout for information, and wanted to know what people were thinking, how the French felt towards the Resistance.

Londra'ya vardığımda seçimim belliydi. - Firar suçlaması yüzünden mi? - Evet.

Yeah, god knows what god was thinking when he made the apache.

Onlar hayvan. Apaçilerin kim olduğunu Tanrı daha iyi biliyor.

I wonder what he was thinking when he signed it.

Bunu imzalarken aklından neler geçirdiğini merak ediyorum.

I was thinking out there : " What does he want?

Ne istediğini düşünüyordum?

- Well, he said what he was thinking.

- En azından aklımdakileri söyledim.

He was thinking what it links I was not going to let in.

Beni içeriye sokmayacak sandım.

We would, in a free-thinking society be asking why he was killed, and what forces opposed him.

Geldiğin için sağol. Beni hatırladınız mı? Seçilmenizden sonra Carondelet Sokağı'nda tanışmıştık.

I don't know what he was thinking.

Bunlar yapı malzemeleri.

What changes in his will was he thinking about? Do you know?

Vasiyetinde ne gibi bir değişiklik planladığını biliyor muydunuz?

Since I was a little girl with my cousin, I could hear what he was thinking.

Küçükken, kuzenimin ne düşündüğünü işitebiliyordum.

I keep thinking maybe if I'd... If I'd only known what he was going through.

Eğer neler yaptığını bilseydim diye düşünmeden edemiyorum.

- Rodin never said what he was thinking.

- Rodin, onun ne düşündüğünü asla söylemedi.

Don't know what Jobe was thinking he's just as crazy as this guy.

Jobe'un ne düşündüğünü bilmiyorum, o da bu adam kadar çılgın.

He told you what he was thinking.

Ne düşündüğünü sana söyledi.

He told me what he was thinking, but I didn't know- -

Ne düşündüğünü bana söyledi, ama bilemezdim ki...

What the hell was he thinking?

Ne düşünüyordu acaba?

Oh, if only you knew what he was thinking.

Keşke ne düşündüğünü bilebilseniz!

He's one of those guys you look back on and you go, "oh, my god, what was i thinking? What was i thinking?"

Dönüp de arkana baktığında "Tanrım, ben ne düşünüyordum ne düşüyordum?" dediğin tiplerden.

I can't guess what he was thinking.

Onun ne düşündüğünü tahmin edemem ki.

what was god thinking... when he made carleton hendricks?

Tanrı Carleton Hendricks'i yaratırken aklı neredeymiş?

However, the position of the USSR was so serious that he had to know what our allies were thinking. "

Buna rağmen, Sovyetler Birliği'nin durumu o kadar ciddiydi ki müttefiklerimizin ne düşündüğünü bilmek zorundaydı.

- I don't know what he was thinking.

- Ne düşünüyordu bilmiyorum.

He knew exactly what I was thinking, and I didn't even have to say a word.

Tamamen ne düşündüğümü biliyordu ve bir kelime bile söylemek zorunda değildim.

When my brother called me and said that my father had a heart attack... and that he locked himself in the bathroom, all the way going over there, I was thinking of... how I was gonna tell him what a bastard he was.

Kardeşim beni arayıp babamın kalp krizi geçirdiğini... ve kendini banyoya kilitlediğini söylediğinde Oraya giderken bütün yol boyunca Ona... Nasıl bir puşt olduğunu söyleyeceğimi düşünüyordum.

What were you thinking when you lifted him out of the manger? Well, first, that he was beautiful.

Onu oradan kaldırdığında ne düşünüyordun?

God only knows what he was thinking.

Aklından ne geçtiğini Tanrı bilir.

The whole time I was thinking "I wish Giles were here. He'd know what to do."

Zaten o esnada, "Keşke Giles burada olsaydı O ne yapıIması gerektiğini bilirdi," diye düşünüyordum.

It's possible. I can't say with certainty what he was thinking.

Ne düşündüğünü kesin olarak söyleyemem.

And though I never again saw what people were thinking there was an enduring gift that he left me.

Ve bir daha asla insanların ne düşündüklerini görmediğim halde onun bana bıraktığı kalıcı bir hediye vardı.

That's what I thought he was thinking.l

Onun bunu düşündüğünü anIamıştım.

He was thinking hard about what kind of copyright he would use.

Ilk başta Linus Linuxu beleşe dağıtmak istemedi.

I was just thinking what old man Binion told Steve Wynn when he hit town.

İhtiyar Binion'ın Steve Wynn'e söylediklerini düşünüyordum.

The movie, it's... I was thinking, "What does he give a shit about what I'm ordering in my salad?"

Film, çok... Ben de diyorum, "Bu adam niye sipariş ettiğim salataya bu kadar taktı?"

What the hell was he thinking?

Ne yaptığını zannediyor bu adam?