When it's all over traducir turco
340 traducción paralela
that's when I saw her. If she's dead, then it's all over.
Yaşayan birini rahatsız etme.
When it's all over, if you still want me I'll come to you no matter where you are.
Tüm bunlar sona erdiğinde, beni hâlâ istersen, nerede olursan ol geleceğim.
I kept thinking about you all the time - about how good it'll be when everything's over and we can go back home.
Hepsinin bitip de evimize gittiğimiz zaman ne kadar iyi olacağını düşündüm.
I'm going to live through this, and when it's all over... I'll never be hungry again.
Bunu atlatacağım ve tüm bunlar sona erdiğinde, bir daha asla aç kalmayacağım.
We must get together for a game of golf when it's all over, eh?
Her şey bitince, biraz golf oynamak için buluşmalıyız, ha?
When it's all over, we'll go away - anywhere you want - and forget about all this.
Tüm bunlar sona erdiği zaman, uzaklara, istediğin her yere gideceğiz ve bunların hepsini unutacağız
I sometimes wonder how we'll feel when it's all over.
Her şey sona erdiğinde nasıl olacak, merak ediyorum bazen.
When you're trained as an infantry captain, or a gunner, it's strange suddenly to find yourself in charge of thousands of people from all over Europe.
Bir piyade yüzbaşı ya da... bir topçu olarak yetiştirildiğiniz halde... aniden Avrupa'nın her yerinden, binlerce insandan sorumlu hale gelmek, tuhaf bir şeydi.
Wouldn't it be wonderful if it was everybody's century when people all over the world - free people - found a way to live together?
Bütün dünyadaki insanlar - özgür insanlar - birlikte yaşamanın bir yolunu bulduğunda herkesin yüzyılı olsa harika olmaz mıydı...?
I too will be glad when it's all over.
Her şey bitince ben de mutluluk duyacağım.
It's like when you look for something all over the place, and then you find it was right in front of you all along.
Birşeyi heryerde araman gibi, ve bir bakarsınki hep gözünün önündeymiş.
But doesn't it make you furious when they walk all over you this way?
Ama sizi böyle ezip geçmeleri canınızı sıkmıyor mu?
Ladies and gentlemen, when you look at this gorgeous couple it's no wonder they're a household name all over the world.
Bayanlar ve baylar, bu harika çifte baktığınızda bütün dünyada herkesin dilinde olmalarının şaşılacak bir şey olmadığını anlıyorsunuz
We'll talk when it's all over.
Her şey sona erince konuşuruz.
For when it's all over a jolly sea rover drops in on his friend, Davy Jones
Bu iş bitince engin denizde kendini darağacında bulursun
That's when I figured it was all over.
O zaman her şey tamam dedim.
I'll tell her all about it when it's over.
Bu ilişki sona erdiğinde her şeyi ona anlatacağım.
We've some hard knocks to take, but if we start boldly, more of us will be alive when it's all over.
İşimiz çok zor ama cesaretle başlarsak bu iş bittiğinde daha çoğumuz hayatta olur.
And I'd have felt so, sort of, safe and useless and alone without someone to be proud of, and frightened for, and to be waiting for when they come back, and to live for when it's all over.
Ben de gurur duyacak endişelenecek, dönmesini bekleyecek dönünce uğruna yaşayacak biri olmadan kendimi çok güvende, faydasız ve yalnız hissederdim.
Maybe there'll be a time when it's all over... and you're still there and real and lovely.
Belki tüm bunların biteceği bir gün gelecek. Sen de burada gerçek ve sevgi dolu olacaksın.
When they hang in your arms like an old laundry bag... it's all over, brother.
Kollarınla sardığın zaman boş çuval gibi duruyorsa... o iş bitmiştir dostum.
And you won't owe me when it's all over.
Her şey bittiğinde de borçlu olmayacaksın.
- When it's all over.
- Her şey bittiği zaman.
In moments like these, it's difficult to find the right words but when this is all over, Katia...
Böyle anlarda, doğru kelimeleri bulmak zor oluyor ama bunlar geçince, Katia...
All I ask of a man is to tell me when it's over.
Bir erkekten istediğim tek şey bittiği zaman "Bitti" demesi.
It has fringe all around the edges and I guess, you could wear it over your head at noon to keep the sun off, or, I suppose in the evening when it's cool you could throw it around your shoulders.
Etrafında püskülleri var ve sanırım gündüz güneşten korunmak için başına takabilirsin veya akşamları omzuna alabilirsin.
Afterwards, when it's all over and the shouting's stopped. Because it's then that I'm going to need you.
Daha sonra, her şey bittiğinde ve bağrışmalar kesildiğinde o zaman sana ihtiyacım olacak.
I thought it would all be over when the lord left with his retinue this morning, but it's not.
Lord, adamlarıyla beraber bu sabah gidince her şey sona erer sanmıştım ama yanılmışım.
You've realized that when it's over with Catherine, it's all over.
Catherine'le bir şeyin bitti mi tam bittiğini anlamışsın.
When it's all over, we'll go on a binge, just like old times.
Her şey bittiğinde eski günlerdeki gibi, içki alemlerine devam ederiz.
The one who's on his feet when this is over wins it all.
Kavga bittiğinde ayakları üzerinde kalan hepsini alır.
And when we've done the nest and we've got the ransom money and it's all over the front pages that's when it will all come true for us, Billy.
Geri kalan şeyleri halledip fidyeyi aldığımızda ve her şey gazetelerin birinci sayfasına yansıdığında tüm istediklerimiz gerçekleşmiş olacak Billy.
When it's all over, we'll go away- - anywhere you want- - and forget about all this.
Tüm bunlar sona erdiği zaman, uzaklara, istediğin her yere gideceğiz ve bunların hepsini unutacağız
When there's a neutrino imbalance the thing or individual involved is ignited and it's all over, like perhaps happened in this case.
Ortamda dengesiz bir nötrino varsa, buna sahip olan şey ya da canlı, tutuşur ve yok olur, muhtemelen bu olaydaki gibi.
Go over it all again. When he's tired, Iet me know.
Alın bunu dışarı ve en başından başlayın.
When it's all over, I want you to get her out.
Bunlar bittiğinde, onu çıkarmanı istiyorum.
And when it's over your face, you must breathe deeply, so you take in all the vapours, you see.
Suratınıza sürdükten sonra derin derin nefes almalısınız... bütün buharı içinize çekmelisiniz, anladınız mı?
It'd come to a shootout and when it's all over, a bunch of dead cats.
Silahlar çekilir, iş bittiğinde de bir sürü insan ölmüş olur.
When he comes out of the hospital, it's the same thing all over again.
Hastaneden çıktığında, yine aynı şeyler olacak.
We made a fine big war effort, but when it's all over, we've got to make a fine big peace effort.
Sağlam, büyük bir savaş çabası sarf ettik. Ama bütün bunlar sona erdiğinde, bu sefer barış çabası sarf edilecek.
- For when it's all over.
- Bilirsin, sonrası için.
When it's all over. When it's behind us. Then.
daha sonra... işler bittiği zaman.
Not now, not now. When it's all over.
Hayır, şimdi değil... daha sonra...
If you do find him, you tell him to bother coming home when all it's over.
Eğer onu bulursanız, ayılmadan eve dönmemesini söyleyin.
When it's all over, you're in the paper, saying it was really nothing.
Her şey bitince gazetelerin birinci sayfasındasın,... ve bir şey yapmadım ki diyorsun.
When the letter comes, it's all over
Mektup ulaştığı an, işimiz biter.
When it's all over, I'm gonna keep my costume.
İş bittikten sonra, kostümü kendime saklayacağım.
What do you think we're gonna do when it's all over?
Bittiği zaman sence ne yaparız?
You come back when it's all blown over.
Sular durulunca gelirsin.
Remember, when it's over out there, we're all on the same team.
Unutmayın, burası bittiğinde, bizler aynı takımda olacağız.
So when I'm all done, I look at the total and it's way up over and it's way up over $ 100,000.
İşim bittiğinde toplama bakıyorum ve çok fazla olduğunu... 100.000 doların çok üstüne çıktığını görüyorum.
when it's over 71
when it's done 31
when it's time 24
it's all over 506
it's all over the place 28
it's all over now 124
it's all over the news 76
it's all over the internet 25
all over the world 65
all over 197
when it's done 31
when it's time 24
it's all over 506
it's all over the place 28
it's all over now 124
it's all over the news 76
it's all over the internet 25
all over the world 65
all over 197
all over the place 53
all over it 16
all over again 78
when they 28
when we first met 137
when you 160
when the saints go marching in 18
when were you born 26
when i was younger 134
when are you leaving 116
all over it 16
all over again 78
when they 28
when we first met 137
when you 160
when the saints go marching in 18
when were you born 26
when i was younger 134
when are you leaving 116
when i was a child 198
when you're gone 25
when i'm gone 52
when he died 111
when i 169
when it comes to you 25
when it rains 55
when you're ready 256
when in doubt 76
when will i see you again 43
when you're gone 25
when i'm gone 52
when he died 111
when i 169
when it comes to you 25
when it rains 55
when you're ready 256
when in doubt 76
when will i see you again 43