While we're at it traducir turco
293 traducción paralela
And while we're at it, Grandfather.
Başlamışken dedemin de şerefine içelim.
And while we're at it, how did you get in here?
Konu açılmışken, siz nasıl girdiniz?
While we're at it, let's get something else clear.
Hazır konu açılmışken, bir şeyi daha açıklığa kavuşturalım.
Maybe we should also scrub your backs while we're at it?
Belki de biz bunu yaparken sırtını fırçalamak gerekir?
Mandrake, I suppose it never occurred to you that while we're chatting here, the President is making a decision with the Joint Chiefs at the Pentagon.
Mandrake, sanıyorum biz burada konuşurken - - Başkanın Pentagonda Kuvvet Komutanları ile bir karar aldığı hiç aklına gelmedi.
While we're at it, let's do the whole town.
Madem böyle yapacağız, tüm şehir duysun bari.
Decker... while you're at it, uh, maybe we ought to talk about this, huh?
Decker... başlamışken bunun hakkına konuşsak ne dersin?
And while we're at it, I'd like to say how very grateful we are to you.
Bu arada size ne kadar minnettar olduğumu söylemek isterim.
So I said. While we're at it, why don't we double the piecework? Eh?
Madem konuşuyoruz, neden parça başını ikiye katlamıyoruz ha?
Might as well get rid of all the scum around here, while we're at it.
Hazır buradayken, hepsinden kurtulsak iyi olur.
Why don't we pull over so you can go pick a few apples while you're at it?
Neden kenara çekmiyoruz, belki birkaç da elma atıştırırsın?
Stay a while. He's bleeding. We're having someone look at it.
Siz bekleyin, kanaması var, baktıralım da gelelim.
While you're stare at my zoomers, let's see if we can figure it out.
Sen benim ikizlere bakarken, bakalım ne olduğunu çözebilecek miyiz?
And while we're at it, some clothes and jewelry.
Doldurmak için de bolca giysi ve aksesuar alacağız.
While we're at it,... this isn't part of any human future.
Bu konudan bahsederken... bu, hiçbir insanın geleceğinin parçası değil.
We're gonna be back in Shali Benamali in a little while. It's gonna be night. You don't need water at night.
Az sonra şehre döneceğiz ve gece şehirde suya gerek yok.
Sure, why don't we just test the whole damn force while you're at it?
Tabii hazır başlamışken tüm polis teşkilatını araştıralım olsun bitsin.
Oh, and we ought to order up some wine while we're at it, shouldn't we?
Şarap da söylememiz lazım, öyle değil mi?
Let's not let it happen while we're still mad at each other.
Hâlâ birbirimize kırgınken bunun olmasına izin vermeyelim.
While we're at it - I can perform my latest composition for you.
Yerken size son bestemi de çalarım.
And while you're at it we definitely need to speak to Mr. Irig.
Ve siz bunu yaparken, biz mutlaka Bay Irig ile konuşmak istiyoruz.
And let's have a dribble of beer while we're at it!
Biraz da bira.
Sure, maybe we can throw in a cruise while we're at it.
Tabii, belki ona bir deniz yolculuğu da önerebiliriz.
Do you want to see my list while we're at it?
Peki sen benim listemi görmeye ne dersin?
OH, AND WHILE WE'RE AT IT,
Güzel fikir.
And while we're at it, we should recalibrate the targeting scanners and check the EPS relays.
Ve bunu yaparken, hedefleme tarayıcılarını ayarlar ve EPS rölelerini denerim.
While we're at it, let's see what else is in there.
Ve bunu yaparken içinde başka neler olduğuna da bir daha bakalım.
Go ahead, while we're at it!
Haydi, haydi vur!
I can't help thinking that while we're all out there scrambling around for an edge like we're never gonna die, this boy's looking right at it, and he's doing it almost alone.
Bizler sanki hiç ölmeyecekmiş gibi keyifli bir hayat sürmeye çalışırken bu çocuğa doğru bir bakış açısı yakalaması için nasıl yardım edebilirim, zaten hemen hemen tek başına bunu beceriyor.
Why don't we buy'em mink stoles while we're at it?
Hazır başlamışken neden onlara vizon etoller almıyoruz?
And we'll go by Ripley's too, while we're at it.
Hazır yola çıkmışken Ripley'in evine de bakarız.
Why not a boat, while we're at it.
Gemiyle gelmiştik!
Let's do a taste test while we're at it.
Hazır başlamışken lezzet testi de yapalım.
While we're at it, it's incredibly unfair of you to eavesdrop on a private call and then misjudge me, based entirely on what you thought you heard.
asansördeyken, duyduğunu sandığım bir takım özel görüşmeler sırasında, duyduğun şeyler yüzünden beni yargılamanız adil değil.
And while we're at it why don't you come with me?
Ve hazır buradayken niçin benimle gelmiyorsun?
How about a brain biopsy while we're at it? I know I'm pushing you for a more aggressive approach than you're used to.
Seni, alışık olmadığın agresif bir yaklaşıma zorladığımı biliyorum.
Let's do an ultrasound while we're at it.
Başlamışken ültrasona da sokalım.
And by the way while we're at it, a guy's thing is not called his "tenderness".
Bu arada konu açılmışken, bir erkeğin şeyine "onun hassasiyeti" denmez.
While you're at it, we need to practise your walk.
Hazır başlamışken, yürüyüşünü de çalışmalıyız.
While we're at it, why didn't he kill me?
Benimleyken, neden beni öldürmedi?
While we're at it, why don't we tell him how much Tv he can watch?
Neden ne kadar tv izlemeye izni olduğunu..
And while we're at it, we can clean the whole house.
Hatta başlamışken bütün evi de temizleyiveririz.
Why the hell is it that we're out there trying to get better at communicating, while they don't make the slightest effort to improve the sex? And let's be honest.
Peki neden biz burada nasıl daha iyi iletişim kurabiliriz diye düşünürken, onlar cinselliklerini geliştirmek için en ufak bir...
You know, while we're at it, let's propose a toast to one pretty remarkable woman.
Biliyorsun bununla ilgili Hadi kadeh kaldıralım o muhteşem dikkat çekici kadına.
Ladies and gentlemen since it appears we're going to be here for a while shall we have a look at what the Soviets are doing in Cuba?
Bayanlar ve baylar bir süre daha burada bulunacak olduğumuzdan Sovyetlerin Küba'da neler yaptığına bakmaya ne dersiniz?
And while we're at it, could we sell back the tickets we don't need?
O zaman neden hepsini geri vermiyorsunuz? Haydi onları geri verin.
Why don't we steam to Portugal while we're at it?
Bu kadar yakınken neden Portekiz'e doğru yol almıyoruz?
While we're at it, we'll get you new makeup, shoes, the works.
Biz oradayken, sana ayakkabı, yeni makyaj malzemesi alacağız. İşe yarar.
Goes so good with beer And while we're at it, baby
[ Goes so good with beer And while we're at it, baby
It's been bugging me for a while... and I think we're at some kind of crossroads.
Beni bir süredir huzursuz ediyor ve sanırım bir tür yol ayrımındayız.
And while we're at it, we can light up a doobie and watch porn.
Bu sırada da bir sigara yakıp beraber porno izleriz!
while we're on the subject 22
while we're here 36
while we're waiting 36
while 91
while you were sleeping 17
while you were gone 44
while i 34
while you were away 22
while you can 25
while you're at it 123
while we're here 36
while we're waiting 36
while 91
while you were sleeping 17
while you were gone 44
while i 34
while you were away 22
while you can 25
while you're at it 123