English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / While you

While you traducir turco

36,228 traducción paralela
I can't eat all this while you guys have nothing. No, no.
Siz bir şey yemezken ben bütün bunları yiyemem.
Add a little of your own, while you're at it.
Hazır başlamışken kendinden de bir şeyler ekle.
While you sit back here?
Sen burada oturup keyfine bakarken mi?
I met her while you were in Cuba.
Sen Kübadayken onunla tanıştım.
I'm already roped in. Run while you still can, Sylvie.
Ben çoktan söz verdim ama sen kaçabiliyorken kaç Sylvie.
I just want to make my powder potatoes with Sue while you and Axl sit on the couch and watch sports and Brick does whatever it is he does.
Sen ve Axl kanepede oturmuş maçı izlerken, Brick her ne yapıyorsa onu yaparken Sue'yle patates püresi yapmak istiyorum.
Your phone rang while you were downstairs.
Alt katta telefonunuz çaldı.
Want to go ahead and guess my weight while you're at it?
Gittiğiniz sırada devam etmek ve kilo vermek ister misiniz?
While you still can.
Hâlâ ederken.
While you see Sergeant Blake dying on the ground, pretend to be a witness to the shooting.
Çavuş Blake'in can çekiştiğini görünce görgü tanığı rolüne büründün.
We should get a drink while you're in town, Naomi.
Buralardaysan, bir kahve içmeliyiz, Naomi.
You know, I'd hate to bring up the fact that while you've been off making cupcakes for kindergarten, I've had your back here.
Gerçekleri konuşmaktan nefret ederim ama anaokuluna kek yapmak için burada yokken sana destek oldum.
By any chance, do you remember a Meghan while you were there?
Orada olduğunuz zamanlardan Meghan diye birini hatırlıyor musunuz?
But while you've been off playing Superman, I'm the one that's been there for her.
Sen dışarıda Süperman'cılık oynarken ben... burada onun yanındaydım.
And while you may not ask for my help, it's here if you want it, sir.
Yardımımı istiyor olmasanız da eğer isterseniz buradayım, efendim.
Instructions on how to overcome the trauma of elimination will be given to you while you return your uniform.
Üniformanı iade ederken sana elenme travmasıyla başa çıkma talimatları verilecek.
Well, thanks to Dr. Borden, we knew you sent part of the microchip intel to Patterson while you and Roman were supposed to be stealing it.
Dr. Borden sayesinde Roman ile çalman gerekiyorken mikroçipteki bilginin bir kısmını Patterson'a attığını biliyoruz.
Me stuck here while you claim the best treasure.
Ben burada tıkılıp kalırken sen en iyi hazineleri alacaksın.
Not to mention the thoughts that you have while you are asleep, so, unfortunately, now,
Uyurken düşündüklerinden bahsetmeye gerek yok.
Tell me how and while you're at it, tell me why
Nasıl yapacaksın söyle, bu arada nedenini de söyle
And you called in the Paranormal Containment Unit for backup while you go behind enemy lines.
Düşman hattına doğru giderken paranormal koruma birimi olarak yanında olacağız.
So, you need us to houses it while you're gone.
Yani, burada kalıp sabahlamamızı istiyorsun.
They've been guarding you while you slept, protecting you from the real monsters.
Uyurken sizi gerçek canavarlardan korudular.
You know, you should probably lie low for a while.
Bir süreliğine sakin yaşasan iyi olur gibi.
Can you hang out here for a while today?
Burada biraz daha kalabilir misin?
I think you should stay here for a while.
Bence burada bir süre daha kalmalısın.
Dr. Grey, you've been doing that for a while.
Dr. Grey, uzun süredir yapıyorsunuz.
Maybe it's time we go at it alone for a while, you know?
Belki tam sırasıdır tek başımıza başımızın çaresine bakmanın?
Want me to leave you here while I go check it out?
- Kontrol ederken seni burada bırakmamı ister misin?
Now, you get her to sign the paperwork while we work, and we'll be done before you know it.
Biz çalışırken sen de imzasını al ve göz açıp kapayıncaya kadar işi bitirelim.
Um, while they're doing that, may I talk to you for a moment?
Onlar çalışırken seninle biraz konuşabilir miyiz?
I was terrified for a while- - you know, how she'd turn out- - she was rudderless, single mom, dropped out of school.
Bir zaman korkmuştum bilirsin işte, alt üst olmuştu başıboş kalmıştı, boşanmış bir anne, okuldan atılmış.
So do what you do best, walk away while I clean up your mess.
En iyi yaptığın şeyi yap, ben pisliğini temizlerken sen de çekip git.
Dad, would you mind if we're just quiet for a little while?
Baba, sorun olmazsa bir süre sessiz kalabilir miyiz?
Looks like you guys are gonna be here for a while.
Görünüşe göre bir süre burada kalacaksınız.
You're on your own for a while.
Bir süre kendi başınasınız.
The plan is, you and I stall while Rufus finds the supplies to the Lifeboat.
Plan şu, sen ve ben onları oyalarken, Rufus'da makina için gerekli malzemeleri toparlayacak.
The mess you caused by tossing him under the bus while baring your soul to Dan Harris?
Dan Harris'e içine dökerek onu ortada bırakarak açtığı beladan mı?
If you're so sure, why are we sneaking around while she's at book club?
Eminsen neden o kitap kulübündeyken gizli gizli yapıyoruz?
Hey, do you guys mind watching the store while I grab a taco?
Çocuklar ben tako almaya gidip gelene kadar dükkana bakar mısınız?
You could search her room while it's all still there.
Hala hepsi oradayken odasına bakabilirsin.
I guess what I'm asking you is... to bear with me while I break it off with her.
Sanırım senden istediğim şey... ben ondan ayrılırken bana dayanman.
You have to understand, while each test has an obvious goal, what's really important is what's behind them.
Anlamalısın ki, her sınavın belli bir amacı var ama asıl önemli olan ardındaki şey.
I'll leave you and your brother alone for a while.
Seni ve abini bir süreliğine yalnız bırakacağım.
Did you ever see him meet with anyone while he was here?
Buradayken onu hiç başkasıyla buluştuğunu gördünüz mü?
You wanted him to stay in his cabin, supposedly working on a solution, so that he would be unavailable to answer questions while the damage took hold.
Kulübesinde kalmasını istediniz, sözüm ona bir çözüm üzerinde çalışıyordu böylece zarar kök salarken, sorulara cevap vermek için müsait olmayacaktı.
You got to rotate the apple in your right hand while pushing just under the skin with your left thumb.
Sol başparmağınla kabuğun hemen altına baskı uygularken sağ elinle de elmayı çevirmelisin.
So, Toby, while we have "nine to 11 minutes or until golden brown," I'd like to ask you a... confidential question about something.
O zaman Toby, "9 ila 11 dakika ya da kenarları kızarıncaya kadar vaktimiz var" sana bir konu hakkında aramızda sır olarak kalacak bir soru sormak istiyorum.
You can if the entire system is off-line while it's being checked for signs of hacking.
Hekleme izi araştırılırken bütün sistem devre dışı bırakıldıysa, gidebilirsin.
Hmm. This might be the last job Hera puts you in charge of for a while, big guy.
Bu Hera'nın seni sorumlu yapacağı son iş olabilir koca oğlan.
I'm not gonna let you put me in some room while everyone I care about is in danger.
Sevdiğim herkes tehlikedeyken beni bir odaya kapatmana izin veremem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]