English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / With everything that's happened

With everything that's happened traducir turco

152 traducción paralela
Now, now, in spite of everything that's happened, I see no real reason why you shouldn't go through with the wedding.
Şimdi, olan bunca şeye rağmen nikahın kıyılmasına engel olacak gerçek bir sebep görmüyorum.
Everything that's happened here lately is because you brought me back with you, even the danger we're in from the pirates.
Herşey beni buraya getirmeniz ile oldu... Korsan tehlikeside benim yüzümden.
After everything that's happened with us, you had to give the kid the name Jimmy.
Aramızda yaşanan onca şeyden sonra çocuğa Jimmy adını vermek zorundaydın zaten.
With everything that's happened, I er, I just... I need to get away for a little bit.
Olanlardan sonra bir süreliğine buradan uzaklaşmak istedim.
Something's happened here. I'm telling you, with everything we know about science, about the makeup of the human body, what happened in that classroom is impossible!
Orada olan şey, bildiğimiz insan vücudu ve, bilimle ilgili birşey değildi.
I mean, with everything that's happened, it's the human side of you that's made you weak.
Demek istediğim, bütün bu olanlar, senin insan tarafın.. .. seni zayıflatan.
Are you ok hon? Ma? I just dreamt that me and Stan and Kyle and Kenny were trapped on a bus and we were talking about everything that happened to us except that it was all wrong, and ended with us eating ice cream.
Anne, rüyamda Stan, Kyle, Kenny ve ben otobüste mahsur kaldık, başımıza gelenleri konuşuyorduk, ama hepsi yanlış anlatılıyordu ve hep dondurma yiyişle bitiyordu.
Even with everything that's happened, I have still never been married. And I still deserve a beautiful dress.
Bütün olanlara rağmen ben hala hiç evlenmemiş oluyorum ve hala güzel bir gelinliği hak ediyorum.
Yeah, well, I was thinking, with everything that's happened, and your new power making life a little crazy... All right, crazier, I figured that the least I could do is make it somewhat normal.
Evet, düşündüm de, onca olan şeyden sonra senin yeni gücünün de işi biraz karıştırınca, tamam daha da karıştırınca en azından normal bir şeyler yapabilirim diye düşündüm.
you know, awkward, with everything that happened at the end of last year. But I was wrong.
... yani bilirsin, garip, geçen seneki olanları göz önünde bulundurduğumuzda ama yanılmışım.
Everything that's happened is part of a plan with something worse than the Beast sketching the blueprints.
Olanlar, canavardan daha da kötü birşeyin büyük planın parçaları.
With everything that's happened, I... I'm worried about yourjudgment.
Bütün bu olanlardan sonra, ben senin kararların hakkında endişeliyim.
With everything that's happened, you happy?
Bütün olanlardan sonra mutlu musun?
With everything that's happened
Bütün olan biteni...
I mean, with everything that's happened...
Yani olan bunca şeyden sonra...
With everything that's happened this is how you're going to tell me?
Bütün olan biteni... Böyle mi anlatıyorsun bana?
Then I thought with everything that's happened to her, to us, I didn't want to upset her.
Sonra düşündüm ki olanlar ; anneme, bize, onu üzmek istemedim.
To keep The Covenant from ever doing what they want with Rambaldi's DNA, I'm gonna have everything that's happened in the past two years removed.
Mutabakat'ın Rambaldi'nin DNA'sıyla yapmak istediğini engellemek için,.. ... iki yılda olan her şeyi hafızamdan sildireceğim.
Actually, everything that's happened with Caleb and me I think it's best I stay home.
Aslında, Caleb'la aramızda olanlardan sonra en iyisi evde kalmak.
But with everything that's happened, it just...
Ama tüm bu olanlarla birlikte, sadece...
Everything that's happened here today... it's been hard going through it with you again.
Bugün burada olan herşey... - Sensiz olmak zordu.
I know with everything that's happened, you've seen me do things that before now you thought were unimaginable.
Bugün beni hayal bile edemeyeceğin şeyler yaparken gördün.
I was invited to this big new year's eve party and with everything that happened with kimber, i thought you might actually be vulnerable enough to be my date.
Şu büyük yeni yıl partisine davetliydim ve Kimber'a olanlardan sonra, düşündüm ki benim çıkma teklifim sana iyi gelebilirdi.
Turk, with everything that's happened, I'm just having trouble trusting you.
Turk, olan biten onca şeyden sonra, sana güvenmekte zorlanıyorum.
But we have to face it. We haven't been able to recreate that here, not with everything that's happened, not with the stones or your mom and all of the lies.
Ama kabul etmeliyiz ki tüm olanlardan sonra, onu tekrar yakalamamız mümkün değil.
Yeah, with everything that's happened.
Evet, olanlardan sonra.
After everything that's happened, you can't imagine sleeping with me anymore.
Bu kadar olan bitenden sonra artık benimle yatmayı bile hayal edemiyorsun.
Well, to be honest, ma'am, it happened so quick... and with everything that was going on... it's kind of hard to remember who was where.
Açık konuşmak gerekirse, her şey çok ani gelişti ve orada olup biten bazı şeyleri hatırlamak çok güç efendim.
We orchestrated all of this with the greatest care everything that's happened.
Bütün bunları çok büyük bir özenle hazırladık bütün olanları.
With everything that's happened to you, that is what you've forgotten.
Başına gelen her şey yüzünden unuttuğun bu.
- He doesn't deserve clemency. - No, but the country doesn't deserve a long impeachment process, either, with everything that's happened.
- Evet, ama ülke de bu olanlardan sonra... uzun bir suçlama sürecini hak etmiyor.
With everything that's happened, you didn't have time to open it yet.
Bütün bu olanlar yüzünden, açmaya henüz vakit bulamadın.
And with everything that's happened between you and Carter...
Ve sen ve Carter'ın arasında olan her şeyle...
WITH EVERYTHING THAT'S HAPPENED WITH CONNOR,
Conor'la ilgili olan herşey ve,
Okay. But it's my fantasy, and I don't know... with everything that's happened this year, I just...
Ama benim hayalim ve... bilmiyorum... bu sene olan her şeyle, ben sadece... buna ihtiyacım var.
After everything that happened with the baby- - it's not about that.I am relieved that I'm not having a baby now.
Bebekle olan tüm şeylerden sonra - Onunla ilgili değil. Şu anda bebeğimiz olmayacağımız için rahatladım.
You know, with everything that's happened this year with my family, I didn't want to take it out on you.
Bu yıl ailemin başına gelenlerin acısını senden çıkarmak istememiştim.
I'm so impressed, Sam, with everything that's happened.
Sam, bu olanlardan çok etkilendim.
And after everything that's happened with her, I'm not so psyched about her standing that close to him.
Evet. Ona bu kadar yakın olmasının sonuçlarını tahmin etmek için medyum olmaya gerek yok.
Jenny, I know how painful it's been with everything that's happened between me and your dad.
Jenny, ben ve baban arasında olanların senin için ne kadar zor olduğunu anlıyorum.
After everything that's happened with my family and to you...
Benim ve senin ailenin başına gelen onca şeyden sonra...
It's just that jj's missedso much school already with everything that's happened.
Olanlardan ötürü, J.J. zaten fazlasıyla okulunu aksatmış durumda.
I'm sure he would have delivered it himself, but uh... he's been real busy with everything that's happened.
Eminim kendisi de getirebilirdi ama malum olay yüzünden çok meşgul.
It's like with everything that's happened, we've become chaos junkies.
Başımıza gelen herşey böyle. Felaket tiryakileri olmuşuz.
I don't know if I can concentrate with everything that's just happened.
Bütün bu olanlardan sonra kendimi işe verebilir miyim bilmiyorum.
I just figured that, you know, after everything that happened with madison, you could use a little RR, that's all.
Madison'la olanlardan sonra belki biraz tatil yapmak istersin diye düşünmüştüm.
Regarding what happened with our Lady in the park. E-Everything's exposed? I'm told that you were going to "take her away"?
Öyle görünüyor ki söylediklerin Tama'yı sinirlendirdi.
- No... I'm amazed that you would even care what my sister has to say, after everything that's happened with you two.
- Hayır... Ablamın söylediklerine kulak asmana şaştım, hele aranızda geçenlerden sonra.
She, a mortal, and me, a vampire, but with everything that's happened, maybe there's hope that things could be different.
O, bir ölümlü ve ben bir vampirim. Ama olan biten herşeyden sonra belki herşeyin farklı olabilmesi için bir umut vardır.
With everything that happened with "the comet," I just It's nice to know That your work has merit and relevance, you know?
"Kuyrukluyıldız" kitabımda başıma gelen her şeye rağmen yaptığım işin birilerince takdir edildiğini ve ilgi gördüğünü bilmek çok güzel bir şey.
Starkwood was involved with everything that happened today.
Starkwood bugün olan herşeye bulaşmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]