You've done well traducir turco
1,040 traducción paralela
You've done very well at the track recently, Mr. Gild.
Son zamanlarda at yarışlarında iyi kazandın, Bay Gild.
You've done well, Scottie.
İyi işti, Scottie.
Well, now you've done it!
Teşekkür ederim. Pekâlâ istediğin oldu.
You've done well. Go home to mom and be received as heroes!
Evinde bekleyen annesine kahramanca çarpışıp öldü demeyeceksiniz, değil mi?
You've done well, Kharis.
Görevini yaptın Kharis.
You've done very well for yourself Joe.
Kendin için çok iyi yaptın Joe?
Darling, you've done far too well out of one small store.
Küçücük bir dükkanla başlayıp işleri epey büyüttün.
You've done very well.
- Çok iyi yapmışsın.
Well, the least you could've done is knock, because this is my room.
En azından kapıyı çalsaydınız.
- You've done extremely well.
- Son derece iyi iş başardınız.
Well, you've done rather well, Ned.
Çok iyi yaptın, Ned.
Well, Roger, if I've done anything human, I'll make it up to you.
Peki Roger, eğer insancıl bir şey yaptıysam, telafi ederim.
Well, you've done all right.
İstediğini aldın.
Well, I suggest you just give him the photos... and have done with it.
Tavsiyem ona fotoğrafları vermeniz ve bu işi bitirmeniz.
I'll bet I've almost done as well as you have, you old pro.
Bahse girerim, yapılabilecek her şeyi yaptım, başardım.
You've done your homework real well.
Ödevini çok iyi yaptın.
You've done well!
Aferin!
Well, you've done good work.
İyi iş çıkarmışsın.
You've done very well to advise me, Louise.
Bana haber vermekle iyi yaptın, Louise.
Well, yes. Mind you, but we've only done the preliminary tests.
Evet ama hatırlatırım, sadece ön deneyleri yaptık.
You've done well.
İşini iyi yaptın.
Well, Scotty, now you've done it.
- Pekâlâ, Scotty, işte yaptın.
Up to now, I think I've done pretty well on my own, don't you?
Şu ana kadar işimi oldukça iyi yaptım. Ne dersin, beğenmedin mi?
You've done well, Bill.
İyi iş yapmışsın Bill.
Every time in the last year that I've dared take a woman to dinner... or been reckless enough to bring her home to meet you... you've done all you could to make her unwelcome. Well, I've had it.
Geçtiğimiz yıl boyunca bir kadını her yemeğe çıkardığımda ya da sizinle tanıştırma gafletinde bulunduğumda onu rahatsız etmek için elinizden geleni yaptınız.
Well, I mean, like, you've done it.
Yani, yapmışsındır.
You've done well.
İyi yaptın.
Well, you've done your bit.
Neyse, siz numaranızı yapmışsınız.
You've done well both of you.
çok iyi oldu ikinizde.
I want to tell you something. What I've done hasn't worked out well.
Yaptığımın pek işe yaramadığını söylemeliyim.
You said I was to do the thinking for both of us. Well, I've done a lot of it since then and it all adds up to one thing : You're getting on that plane with Victor where you belong.
İkimiz için benim karar vereceğimi söyledin ve Victor'la o uçağa biniyorsun.
Well, you've done your civic duty.
Sen yurttaşlık görevini yerine getirdin.
Would he say unto you, " Well done, thou good and faithful servant ;
O da size diyecek mi, " İyi amel işledin, iyi ve inançlı kulum, :
You've done well, thank you.
- Evet, çok iyi yaptı. Teşekkürler.
Well, you've accomplished something that you didn't think you would probably end up being around after it was done.
Her şey olup bittikten sonra hayatta kalamayacağınızı düşündüğünüz bir iş başarmıştınız.
You've done extremely well in our disorientation tests.
Şaşırtma testimizde çok başarılıydınız.
Well, let's see how you've done then.
Bakalım nasıl yapmışsınız.
Well done! You've learnt your lessons well.
Dersini iyi öğrenmişsin.
- You look like you've done well.
- Giyimine baklrsa islerin yolunda.
You've done well for yourself.
Kendi adına iyi iş başardın.
You've done well?
İyi yaptın mı?
You've done well.
- Harika, Danglars
You've done exceedingly well.
- Mükemmel şekilde bitirdin işini
You've done real well, Pope.
İyi iş çıkardın Pope.
Well, young Jonathan you've done marvelously well.
Harika genç Jonathan harikulade bir şekilde yaptın.
Let me see how well you've done.
Bakalım burda ne varmış?
- You've done well.
- İyi iş başardın.
You have done well by water... and you by land.
Siz su işinde iyisiniz ve siz de arazi işinde.
Well, to do like Marcellus done and buy ourselves you, me, the children and Mama Kizzy it costs near $ 6000.
Marcellus'un yaptığını yapıp kendimizi satın almak seni, beni, çocukları ve Kizzy Ana'yı yaklaşık 6000 $ tutacak.
You've done well
İyi işler yapmışsın
You know fully well what you've done
Yalancı!
you've done it now 22
you've done enough 157
you've done it 103
you've done it before 58
you've done your homework 25
you've done a great job 28
you've done very well 21
you've done it again 57
you've done 17
you've done nothing 25
you've done enough 157
you've done it 103
you've done it before 58
you've done your homework 25
you've done a great job 28
you've done very well 21
you've done it again 57
you've done 17
you've done nothing 25
you've done a good job 17
you've done this before 93
you've done enough already 17
you've done nothing wrong 28
you've done all you can 16
you've done more than enough 18
well 438053
wells 385
weller 130
wellington 57
you've done this before 93
you've done enough already 17
you've done nothing wrong 28
you've done all you can 16
you've done more than enough 18
well 438053
wells 385
weller 130
wellington 57
welles 22
wellesley 18
well done 4465
well thank you 29
well hello 20
well spotted 23
well played 346
well then 1046
well i don't know 35
well said 253
wellesley 18
well done 4465
well thank you 29
well hello 20
well spotted 23
well played 346
well then 1046
well i don't know 35
well said 253
well you know 47
well come on 26
well that's good 18
well i'm sorry 20
well no 77
well spoken 20
well now 184
well in that case 21
well yeah 97
well i 89
well come on 26
well that's good 18
well i'm sorry 20
well no 77
well spoken 20
well now 184
well in that case 21
well yeah 97
well i 89