You feel guilty traducir turco
1,258 traducción paralela
I think you`re trying to help him because you feel guilty.
Bence suçluluk hissettiğin için ona yardım etmek istiyorsun.
I thought of all the mean things thatd make you feel guilty.
Gerçekleşen her şey senin kendini suçlu hissetmene sebep oldu.
What do you feel guilty about, Max?
Suçluluk konusunda ne bilirsin sen Max?
Sorry I'm late, Herr Rothman. You know that horrible little tramp whose always making you feel guilty, Herr Hitler.
Herr Rothman, biliyorsun senin arkadaşların suçluluk duyuyorlar Hitler gibi.
Why did you feel guilty?
Neden suçlu hissettin?
You're just a guy who's grown tired of screwing the same girl and you feel guilty about it.
Sadece aynı kızı becermekten sıkılmış bir adamsın ve bu yüzden suçluluk duyuyorsun.
Why would you feel guilty if this Jossen... was about to fire at you?
Jossen sana ateş etmek üzere olduğuna göre... neden suçluluk duyuyorsun?
I know you feel guilty or whatever about ripping off some guy's thesis.
Çocuğun birinin tezini çaldığın için suçluluk duyduğunu biliyorum.
I know you feel guilty about ripping off some guy's thesis.
Çocuğun birinin tezini çaldığın için suçluluk duyduğunu biliyorum.
You can do what you want, and no one makes you feel guilty... Because no one cares.
Canının istediğini yapabiliyorsun, ve kimse seni suçlu hissettirmiyor çünkü kimsenin umrumda değil.
MAKE YOU FEEL GUILTY? GO ON.
Hadi, git ve kızlarla motor sür!
IS IT JUST'CAUSE YOU FEEL GUILTY ABOUT WHAT HAPPENED?
Olanlar yüzünden kendini suçlu hissettiğin için mi?
Do you feel guilty?
Suçluluk mu duyuyorsun?
If that's not what you feel guilty about, then what is?
Suçlu hissetmenin sebebi bu değilse, ne peki?
You feel guilty... but you can't- - you can't look away.
Ve kendini suçlu hissedersin ama... Başka bir yere bakamazsın.
Do you feel guilty?
Suçlu hissediyor musunuz?
You feel guilty and we want to relieve you from this sense of guilt.
Suçlu hissediyorsunuz ve bu duygunuzu hafifletmek istiyorsunuz.
Why do you feel guilty when you haven't done anything?
Bir şey yapmadıysan neden kendini suçlu hissediyorsun?
- I know you feel guilty about it... - That's not it.
- Ben bu konuda suçlu hissediyorum biliyorum - - değil bu.
That you feel guilty?
Kendini suçlu hissetmeni mi?
I understand that you have to leave, I have bigger things to worry about then making you feel guilty
Ayrılman gerektiğini anlıyorum. Seni suçlu hissettirmekten daha önemli sorunlarım var.
Why should I feel guilty? Because I fell in love with you?
Sana aşık olduğum için mi?
So clearly you do feel guilty.
Ve sonunda sende suçluluk duyuyorsun. Hayır!
I almost feel guilty asking you this because I don't want to take you away from your work.
Senden bunu her istediğimde suçluluk duyuyorum. Çünkü seni işinden alıkoymak istemiyorum.
You want me to feel guilty.
Kendimi suçlu hissetmemi istiyorsun.
You won't make me feel guilty.
Suçlu hissetmemi sağlayamayacaksın.
You feel guilty for leaving the orca homeless.
Düşmanlarını arkadaşın yapmak istiyorsun.
Or that you might feel a little guilty about the way things ended, or despite all your protestations to the contrary that you still want to save this girl?
Ya da işlerin bu şekilde sonuçlanmasından kendini sorumlu tuttuğunu kabul etmen? Ya da bütün itirazlarına rağmen bu kızı hâlâ kurtarmak istediğini?
So you start by talking about his jerk-like qualities, which everyone agrees with, but it also makes'em feel a little guilty because he's laying there dead and all.
Önce pis özelliklerini anlatmaya başlıyorsun. Herkes kabul ediyor. Ama öldüğü için de insanlar vicdan azabı çekiyor.
Not so drunk that you should feel guilty about taking advantage.
Bundan yararlandığını düşünmeyeceğini bilecek kadar da ayığım.
Then I wouldn't have to feel guilty about being so reluctant to help you out myself.
Hayır. Eminim sana yardım etmekten zevk duyacaktır.
You have nothing to feel guilty about.
Suçluluk duymanı gerektirecek bir şey yok.
Jen, why do you still feel guilty?
Jen, neden hâlâ kendini suçlu hissediyorsun?
You got nothin to feel guilty about...'cause you, my friend, did nothing wrong.
Senin hiç bir şey hakkına kendini suçlamana gerek yok... çünkü sen arkadaşım, yanlış bir şey yapmadın.
I know what happens at these things... and you should not feel guilty... and you don't have to tell me anything.
- Bu partiler nasıl olur bilirim. Suçluluk duyma. Bana hiçbir şey söylemene gerek yok.
I feel so guilty leaving you alone after -
Seni yalnız bıraktığım için kendimi çok suçlu...
You sit there and make me feel guilty for a kiss...
Orada oturup bir öpücük için kendimi suçlu hissetmemi sağlıyorsun- -
I always feel guilty with you.
Sana karşı kendimi hep suçlu hissediyorum. - Ne oldu?
Laura, I have talked to all of them : to his colleagues, to their mothers, to the teachers, you are a great mother and don't have any reason to feel guilty.
Laura, bak, bütün arkadaşlarıyla, onların anneleriyle, öğretmenleriyle konuştum, mükemmel bir anne olduğunu söylediler, suçlu hissetmen için bir sebep yok.
You don't feel guilty about this at all?
Bu konuda hiç suçluluk hissetmiyor musun?
Angel, you can't feel guilty for anything Angelus did.
Angelus'un yaptığı hiçbirşey için kendini suçlayamazsın Angel.
After about a mile or two, you start to feel guilty that you've abandoned the person, and you turn around.
Bir iki kilometre sonra onu yolda bıraktım diye vicdan azabı çekip dönersin.
- You cannot feel guilty about that.
- Onun için vicdan azabı duyamazsın Dawson.
You do if you're gonna make me feel guilty for getting a free massage.
Ücretsiz masaj yaptırdığım için beni suçlu hissettireceksen, zorundasın.
I will not let them make me feel guilty for doing that and I will not let you make me feel guilty for doing that either.
Ödemek zorundaydım. Bunu yaptığım için bana vicdan azabı çektirmelerine izin vermeyeceğim.
I feel guilty. So what are you gonna do about it?
Kendimi suçlu hissediyorum.
And if you feel it's possible to care too much, Then here I sit guilty as charged.
Ve çok fazla önemsemenin mümkün olduğunu düşünüyorsanız, pekala, suçlaması yapılmış bir suçlu gibi burada oturuyorum.
You can't make me feel guilty for asking for help.
Yardım istediğim için kendimi suçlu hissetmemi sağlayamazsınız.
I feel guilty leaving her with you all day.
Onu bütün gün seninle bırakacağım için kendimi suçlu hissediyorum.
You know, it's funny, I feel... ridiculously guilty about pulling the wool over his eyes.
Bu çok garip, Onu... kandırdığım için gerçekten suçlu hissediyorum.
I know how guilty you feel about that woman and her baby.
O kadın ve bebeği için ne kadar suçlu hissettiğini biliyorum.
you feel me 201
you feeling better 72
you feel better 80
you feel better now 24
you feel bad 27
you feeling okay 78
you feeling any better 33
you feel it 70
you feel okay 24
you feel so good 17
you feeling better 72
you feel better 80
you feel better now 24
you feel bad 27
you feeling okay 78
you feeling any better 33
you feel it 70
you feel okay 24
you feel so good 17
you feel good 50
you feel that 128
you feeling all right 58
you feel 41
guilty 731
guilty conscience 20
guilty as charged 154
guilty or not guilty 32
you fucking pussy 17
you fucked up 69
you feel that 128
you feeling all right 58
you feel 41
guilty 731
guilty conscience 20
guilty as charged 154
guilty or not guilty 32
you fucking pussy 17
you fucked up 69
you fucking bitch 144
you fucking idiot 110
you flatter me 83
you fucking dick 17
you found me 135
you fucking asshole 99
you fucking whore 34
you fucking cunt 67
you figure it out 87
you fucked me 29
you fucking idiot 110
you flatter me 83
you fucking dick 17
you found me 135
you fucking asshole 99
you fucking whore 34
you fucking cunt 67
you figure it out 87
you fucked me 29