English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You find something

You find something traducir turco

3,080 traducción paralela
Can I help you find something today?
Bir şey bulmana yardımcı olayım mı?
You find something to back it up and we can talk.
Hipotezini destekleyecek bir şey bulduğun zaman konuşalım.
Did you find something?
- Bir şey buldunuz mu?
Uh, can I help you find something?
Aradığınız bir şey varsa yardımcı olabilir miyim?
You find something?
Sen buldun mu?
Hey, can I help you find something?
Bir şey arıyorsan yardımcı olabilirim.
You find something?
Bir şey bulabildin mi?
Call me if you find something new.
Yeni bir şey bulursan beni ara.
You find something out?
- Bir şey mi buldun?
Did you find something about him or...?
Onun hakkında bir şeyler buldun mu?
You find something?
- Bir şey buldun mu?
You find something you didn't expect. Yes.
- Ummadığın bir şey buldun mu?
Hey, Gibbs. Abbs, you find something in Johnson's car?
- Abbs, Johnson'ın aracında bir şey mi buldun?
Call me when you find something, okay?
Bir şey bulduğunda beni ara, tamam mı?
"If you find something you love to do, you'll never work a day in your life."
"Yapmaktan hoşlandığın bir şey bir şey bulursan, ömrün boyunca tek gün çalışmazsın"
You find something, which you won't, it won't be admissible.
Aradığın şeyi bulamayacaksın, kabul edilmeyecektir.
DID YOU FIND SOMETHING?
Birşey buldun mu?
Well, maybe you could help him find something positive to focus on?
Belki de, onun odaklanması için düzgün bir şey bulmalısın.
Can't you find a-a microbe or something that can you tell you what this thing is?
Bunun bir mikrop mu ne olduğunu söyleyemiyor musunuz yani?
I'm copying the family records from the storage file, hoping to find something valuable we can exploit, but you need to do your part on the Christopher front.
Ben faydalanabileceğimiz bir şey bulma umuduyla aile kayıtlarını kopyalıyorum ama sen de yapman gerekeni yapmalısın.
So you better pull yourself together and start helping me find something.
Bu yüzden iş birliği yapsan ve bir şeyler bulmada bana yardım etmeye başlasan iyi edersin.
If you're gonna find something, especially with the eagle Ford shale play still red hot down South, you're gonna have to go out of state.
Özellikle petrolle kaplı alanın güneye uzandığı ile ilgili bir şey bulursan şehri terk etmek zorunda kalırsın.
I'm gonna find you something to wear.
Sana giyecek bir şeyler getireyim.
Kids, someday you're gonna throw a party, and you might find yourself worrying if something's gonna go wrong.
Çocuklar, bir gün parti verdiğinizde bir şeyler ters gidecek mi düşüncesiyle endişelenebilirsiniz.
It's gonna be hard to find something you're both equally good at.
İkinizin de aynı derecede iyi olduğu bir şey bulmak çok zor.
When you need help, when you need to find something, is there someone you reach out to?
Yardıma ihtiyacın olduğunda, bir şeyi bulman gerektiğinde temas kurduğun biri mi var?
But I advise you to set that aside for a while and find something about him to hate!
- Ama bu kurguyu bir süre kenara bırakmanı ve ondan nefret edecek bir şey bulmanı tavsiye ederim.
Meanwhile, you and I are gonna look at the town budget and we're gonna find something expendable.
Bu arada, sen ve ben şehir bütçesini inceleyeceğiz ve bir açık bulacağız.
You know what? Maybe we should find you something with a little more lumbar support.
Aslında biz sana, bel desteği biraz daha iyi olan bir araba bulalım.
If you want to achieve something, you'll find a way.
Bir şeyi gerçekten başarmak istiyorsan bir yolunu bulursun.
Did you find something?
- Bir şey buldun mu?
Can't you get your government-funded asses in gear and find me something?
Devletin karşıladığı bunca zımbırtıyı kullanıp bir şeyler bulamaz mısınız?
If he thinks you shouldn't see in the box, well, you don't want to find something that would tarnish your memories of Mike.
Eğer senin kutudakini görmemen gerektiğini düşünüyorsa, o zaman, sen de Mike ile ilgili anılarını lekeleyecek bir şey görmemiş olursun.
Come on, let's find you something fierce to wear.
Hadi, sana da giyecek ateşli bir şeyler bulalım.
Now let's find you something fun to do here, shall we?
Pekala, sana burada eğlenceli bir şeyler bulalım, olur mu?
Nothing says fun like a GSW. See if you can find something to bind these towels with.
Havluları birbirine bağlamak için bir şeyler bulmaya çalış.
Did you find something?
Bir şey mi buldun?
I hate to intrude on your little brother-sister breakfast, only because I find the concept nauseatingly Midwestern, but I just had to show you something :
Kardeş kahvaltınızı bölmekten nefret ediyorum. Bu iğrenç konsepti ben bulduğumdandır. Size bir şey göstermem gerek.
If there's something to find, you and Maura need to find it.
Eğer bulunacak bir şey varsa, sen ve Maura onu bulmalısınız.
You're gonna get in the shower, and I'm gonna find you something to wear, okay?
- Tamam mı?
Do you think it's possible we could actually find something different from the same crap that's killing us now?
Sizce, şu an bizi öldüren pislikten farklı bir şey bulmamızın imkânı var mı?
If we find something, we'll bring it to you.
Bir şey bulursak size getiririz.
But first you're going to have to help me find something.
Ama öncelikle bir şeyi bulmama yardım etmen gerek.
Hey, hey, hey, hey. I'll dive right into this with you as soon as I am back, and we will find something. All right?
Döndüğüm gibi araştırmaya dalacağız ve bir şey bulacağız, tamam mı?
The mirror's destroyed, so you guys need to find something to extract and contain Alice.
Ayna parçalanmış, o yüzden Alice'i çıkarıp hapsedecek bir şey bulmanız lazım.
Something with a bit more kick, like the ring you gave me to find Snow.
- Pamuk'u bulmak için verdiğin yüzüğe benzer afili bir şeyler arıyordum.
T.J., why don't you, uh, help me find something to eat for all these firefighters here?
- T.J. Neden burada ki bütün itfayecilere yiyecek bulmama yardım etmiyorsun?
No, come on, come on. - We're gonna find you something else, all right?
Yapma, başka bir şey buluruz sana.
I've heard you've been looking for something, and as luck would have it, I'm a man who trades in hard-to-find objects.
Bir şey aradığınızı duydum ve şans bakın ki bulunması zor şeylerin ticaretini yapan biriyim.
I want to find something that really motivates you.
Seni gerçekten motive edecek bir şey bulmak istiyorum.
Why don't you see if you can find something in that bourbon-drenched book of his so we can get the hell out of Dixie, all right?
Neden o eski kitaptan bir şeyler bulmuyorsun ve biz de bu kahrolası yerden gitmiyoruz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]