English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You holding up

You holding up traducir turco

1,657 traducción paralela
"How are you holding up?" Stuff like that.
"Nasıl gidiyor?" Böyle şeyler.
so how you holding up?
Nasıl hissediyorsun?
How you--you know, How you holding up?
Ne durumdasın?
- So, how you holding up?
- Nasıl alıkoyuyorsun?
- How are you holding up?
- Nasılsınız?
How are you holding up?
Nasıl dayanıyorsun?
How are you holding up?
Nasılsınız?
How you holding up, captain?
Nasıl gidiyor,'kaptan'?
How you holding up?
nasıl dayanıyorsun?
How you holding up?
Çıkar bakalım ağzındaki baklayı...
- How you holding up, kiddo?
- Nasıl gidiyor, ufaklık?
- How you holding up?
- Nasılsın?
How are you holding up?
Nasılsın?
So, how are you holding up?
Ee, nasıl gidiyor?
How are you holding up, Robert?
Nasılsın Robert?
How are you holding up?
Ne durumdasın?
How are you holding up?
Sen nasıl idare ediyorsun?
How are you doing? You holding up okay?
Sen ne alemdesin?
You holding up?
Dayanıyor musun?
How you holding up, man?
Durumun nasıl, adamım?
How you holding up?
- Sen nasılsın? - Harikayım.
So, how are you holding up?
Pekala, nasıl gidiyor?
How you holding up?
nasıl gidiyor?
- How you holding up here?
Alışabildin mi? Alışıyorum.
Hi, how are you holding up?
Merhaba, nasılsınız?
How you holding up?
Nasılsın?
How are you holding up?
Senin durumun nasıl?
How are you holding up?
Onu geç de, iyileştin mi artık?
- How you holding up?
- Durumun nasıl?
How you holding up?
Nasıl dayanıyorsun?
How are you holding up?
Sen nasılsın?
- How are you holding up?
- Nasıl gidiyor?
How you holding up?
Biraz toparlanabildin mi?
How you holding up?
Nasıl gidiyor?
how you holding up?
Nasılsın?
How are you holding up?
Nasıl gidiyor? İyi.
Hey, tiger. How you holding up?
Selam kaplan.
How are you two holding up?
Peki, siz ikiniz nasılsınız?
Look, buddy, you're holding up the line
Bak ahbap, sırayı meşgul ediyorsun.
Waldorf, you're holding up the curtain.
Waldorf, senin yüzünden perde bekliyor.
Good thing you're holding your hand up so I don't get my feelings hurt.
İyi ki elini kaldırdın yoksa duygularım incinebilirdi.
You are holding up a government project.
Devlet korumasındaki bir projeye müdahale ediyorsunuz.
How you holding up?
Bilmiyorum.
Everyone's very impressed with how you're holding up, under the circumstances.
O şartlar altında nasıl dayandığın konusunda herkes bayağa etkilendi.
They want to give you a holding deal and they want to make sure that nobody snags you up.
Seninle yıldız anlaşması yapmak ve seni başka kimsenin kapmayacağından emin olmak istiyorlar.
Seriously, I yelled "FBI," and you opened up the door holding that?
Ben "FBI" diye bağırıyorum ve sende ciddi ciddi elinde bunla mı kapıyı açıyorsun?
I bet you it was holding up some sort of lightning rod.
Eminim bir tür paratoner tutturulmuştur.
Hey, I was holding back so you could keep up. Ha ha!
Ben arada duruyorum da anca yakalayabiliyorsun.
And I'd stand outside your apartment all night holding up a boom box except you told me you hate'80s music.
Bütün gece dairenin önünde durdum. 80'lerin müziğinden nefret ettiğini söylemene rağmen elimde bir müzik çalar vardı.
That doesn't make any sense You can't keep holding me up.
Bu kadarı da fazla artık. Beni böyle oyalayamazsınız.
'Cause you're kinda holding up traffic here.
Trafiği kapadım çünkü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]