English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You just stay here

You just stay here traducir turco

723 traducción paralela
You just stay here and finish your drink.
Sen burada kalıp içkini bitir.
Lucy, now you just stay here inside with Doc, where you belong.
Lucy, sen içerde Doktor ile kal oldu mu? Ait olduğun yerde.
You just stay here.
- Sen burada kal.
No, no You just stay here, relax, search the office
Hayır, sen burada kal, dinlen, büroyu ara.
Not now, darling. Darlings, you just stay here.
Yapmayın çocuklar, sakin olun.
You just stay here and make sure he doesn't leave the room.
Sadece burada durun ve onu odadan dışarı çıkartmayın
- You just stay here.
- Burada kal.
Look, you just stay here and I'll be back as soon as I can.
Dinle, sen burada kal, ben hemen geri döneceğim.
You two stay here, if the driver comes back, just all stay with the car, all right?
Siz burada kalın, eğer şoför gelirse, burada bekleyin, tamam mı?
I just pushed her a little bit on the bed, just jokingly, like pretending that I'm like scaring her. "You're gonna stay here," or something.
Şaka amaçlı onu biraz yatağa ittim, onu korkutuyormuş numarası yapıyordum "Bir yere gitmiyorsun" gibi.
Just, whatever happened, I don't think it's safe for you to stay out here.
- Ne olursa olsun burada kalmanın senin için güvenli olduğunu düşünmüyorum.
Will you please stay here just a minute?
Lütfen bir dakika burada bekler misiniz?
Really, I just think you love to stay here.
İşin aslı, burayı sevdiğinizi sanıyordum.
We've been chased all over the world and they stay right here in Brooklyn, and they do just as good as you do.
Dünyanın her yerinde polis peşimize düştü... ama onlar burada, Brooklyn'in ortasında senin kadar iyi iş çıkartmışlar.
Is that why you stay here, just to be near me?
Bu yüzden mi burada kalıyorsun. Sırf yanımda olmak için mi?
If you don't like me in civilian clothes, we'll just have to stay here all the time.
Sivil elbise giymemden hoşlanmıyorsan, sürekli evde oturmak zorunda kalırız.
I've just got to stay here with you.
Burada seninle kalmalıyım. Korkudan öleceğim.
I JUST- - WELL, YOU CAN'T STAY HERE NOW.
- Tamam, ama burada kalamazsın.
Well, then, I'll just go up in the bow and hang off the anchor chain. You can stay back here in the stern and do whatever you have to.
Ben öne geçip çapa zincirini takayım, siz burada arka tarafta kalıp... ne yapmanız gerekiyorsa onu yaparsınız.
- Mother. - You just stay right here.
- Orada bekle.
You stay here, however, for I shall weave back in just one minute.
Bununla birlikte, siz burada kalın, çünkü tam bir dakika içinde döneceğim.
You can stay here, all of you, and work for him just as before.
Hepiniz burada kalabilir ve eskisi gibi çalışmaya onunla devam edebilirsiniz.
Now she's turning all that down just to stay here with you.
Bunu seninle burada kalmak için geri çevirdi.
Are you just going to stay here?
gitmek yerine burada mı kalmayı tercih ediyorsun?
That's for sure! Here we stand in this crummy little shop, with the whole world out in front of us, with anything to wish for that we want, and you just stay on my back...!
Önümüzde tüm dünya dururken biz burada süprüntülerle dolu bu küçük dükkanda ayakta dikiliyoruz istediğimiz her şeyi dileme hakkımız varken senin tek yaptığın arkamda dikilmek!
David, you can't just stay here in your room all the time. Not eating, not talking to anybody.
David, bütün gün odanda yemeden kimseyle konuşmadan böyle oturamazsın.
So you will just stay here and rest, eh?
Sen burada otur ve biraz dinlen olur mu?
And I just can't stay here and watch you be killed.
Burada kalıp seni öldürmelerini seyredemeyeceğim.
I've been thinking if you're not going to take that couple's gold, I'll just stay here and pan.
Düşünüyordum da, şu çiftin altınını almayacaksan burada kalıp kumları elerim.
You just stay right here with me.
Burada benimle kalabilirsin.
You're just gonna stay here and show us all.
Burada kalacak ve hepimize göstereceksin!
I just want to say that whether they're Poles, Austrians, or Whites... You can stay here.
Diyorum ki gelenler Leh, Avusturyalı, Galiçyalı ya da Beyaz bile olsa bizimle kalabilirsiniz.
If I`m gonna stay here a couple days, I just thought you should know.
Bir kaç gün burda kalacaksam bilmeni istedim.
I just want you to stay here and be with him for a minute.
Sadece burada onunla bir dakika kalmanı istiyorum.
Bertha, you just stay here.
Sen burada kalacaksın.
I'll just stay here and be me when you're gone!
Burada olacağım ve siz gittiğiniz zaman kendi halime döneceğim!
You can stay here all night just looking and not see a thing out yonder.
Tüm gece burada kalıp etrafına baksan bile bir şey göremezsin.
Now, you can't just stay here.
Orada kalamazsın.
I just thought it would be nice to stay here with you.
Burada seninle kalmak, iyi olur diye düşünmüştüm, sadece.
You just stay out here.
Sen burada kaI.
Ah, well, just the same, I'll stay here and watch till you're out of the woods.
Pekiala, yine de burada kalıp, ormandan çıkana kadar seni izleyeceğim.
It'll be safe for you here. Just stay here and I'll be right back.
Benimle gelmen tehlikeli olabilir, hemen döneceğim.
Okay, you just stay right here and I'll be right back.
Tamam, burda kalın. Birazdan geri geleceğim.
Now, you boys just stay here and watch the car.
Siz şimdi burada kalıp arabaya göz kulak oluyorsunuz.
There might be some vandals around who wanna steal somethin', so you boys just stay here and keep your hands on the car until one of my aassociates arrive.
Arabayı çalmaya çalışan serseriler olabilir. Yani çocuklar, burada kalıp ellerinizi arabanın üzerinde tutuyorsunuz. Diğer polisler gelene kadar.
Look, a few minutes ago, you said you didn't want to just wait here to be captured. Now, all you want to do is stay?
Demin beklemek istemiyordun şimdi burada mı kalmak istiyorsun?
You just stay right here on the bed?
Şimdi bu yatakta dinlenecek misin?
Stanley, I hope you don't mind that I stay here just a moment.
- Stanley. Umarım bir süre burada kalmamın mahzuru yoktur.
Honey, I'm home, and I'll stay here just as long as you need me. I promise.
Canım, ben yanındayım ve ihtiyacın olduğu sürece burada olacağım, söz.
Just stay in here as long as you can.
Kalabildiğin kadar fazla kal orada.
You know, Diane, the important thing here is just to relax and stay calm.
Burada önemli olan Diane, rahat ve sakin olman.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]