You like them traducir turco
7,226 traducción paralela
I don't know, but you like them.
Ne, bilmiyorum ama çok seviyormuşsun.
- You like them?
- Sevdin mi?
You like them?
Onu sever misin?
How do you like them apples, huh?
Harika manzara, değilmi?
How do you like them apples?
Buyur buradan yak bakalım.
Do you like them?
Hoşuna gitti mi?
You like them?
Onları seviyorsun da ondan.
- Oh, you like them now?
- Şimdi onları beğeniyor musun?
When I told them that you were here, their eyes filled with this, like, sparkle, you know, with, like, childlike wonder, and then they just started dancing together.
Onlara burada olduğunu söylediğimde, gözleri, nasıl desem, parıltıyla, çocuksu bir merakla doldu, ve sonra beraber dans etmeye başladılar.
But a guy I know once told me that if you like somebody, you should just be straight-up with them and tell them that you're into them.
Ama bir zamanlar tanıdığım bir adam bana eğer birinden hoşlanıyorsan, ona karşı dürüst olup aşık olduğunu söylemelisin.
Travis, here, he's got a real good eye for things like that, and h-he said you looked like one of them guys that, uh... w-what was it you said again, Travis?
Travis tam bir insan sarrafıdır ve senin şeylere benzediğini... Ne demiştin Travis?
Look, Ari, I have thoughts about this movie, and my father would like for you to take them seriously.
Ari, bu filmle ilgili fikirlerim var ve babam ciddiye almanı isteyecektir.
I think you killed them one by one just like Martha Livingston.
Bence hepsini Martha Livingston gibi teker teker öldürdün.
- Yeah, tell them what you like...
- Evet, hoşuna gidenleri anlat...
So you gave them, like, one second of blue skies and jet packs and hope...
Onlara bir saniye için mavi gökyüzü, sırt jeti ve umut verdin...
Keep embarrassing them like that and no one will fight you.
Onları böyle rezil etmeye devam edersen kimse seninle dövüşmez.
What I'd like you to do with them is to take them, all 2,600 copies, and stack them on Kottke's desk and tell him Steve says, "Happy New Year to you."
Ya bu 2.600 kopyanın hepsini alıp Kottke'ın masasına yığmanı istesem. ve Steve'den "Mutlu yıllar." mesajımı iletsen.
Can you imagine what it was like for them up there?
Yukarıda olmak nasıl bir şey hayal edebiliyor musun?
Listening to music on headsets, unaware you are staring at them like a dirty ol'man.
Kulaklıkla müzik dinlerken, onlara ihtiyar bir sapık gibi baktığını fark ettirmez.
I get to see them like once a month, you know how it is?
Onları ayda bir defa görebiliyorum, bu nasıl bir duygu biliyor musun?
It's like Oprah said : "When someone shows you themselves, believe them."
Oprah'nın dediği gibi : "Biri size kendisini gösterdiğinde, onlara inanın."
If you treat them like they're not resilient, they're going to be not resilient.
Eğer onlara metanetsizlermiş gibi davranırsan metanetsiz olacaklar.
" You don't like them, so you say,
" Onları sevmiyorsun ama bir dene.
When I compete against someone like you... like now... I often invent dehumanizing nicknames for them... in my mind.
Senin gibi biriyle yarışırken... şimdi olduğu gibi... genelde zihnimde o kişinin insan olduğunu unutturan... lakaplar uydururum.
I think you'd like them.
Onları seveceğini düşünüyorum.
Yeah, so, you know, we try to keep them like, uh... just a little bit removed from that.
Evet, onları dış dünyadan biraz uzak tutmaya çalışıyoruz.
Looks like you dragged them through a Haybine.
Yerde sürüklemişsin gibi duruyor.
I have known many like you, men who, once their hairs bleed grey and their spines cut them like daggers, come to revise their own history.
Senin gibi çok insan tanıdım, Saçları biraz beyazlasın, .. azıcık kamburları çıksın..
Man like you would not distinguish them from Indians.
Sizin gibiler, onları Kızılderililerden ayırt edemez.
Would you like me to send them?
Sana göndermemi ister misin?
You know, I'll tell them about the time that I jumped in the pool and I broke your Lincoln Log house - and you were crying like a little girl.
Havuza atlayıp senin küçük odun evini kırdığım ve senin küçük bir kız gibi ağladığın zamanı anlatacağım.
It's just those type of people that think they're, like, better than everyone and, like, no one else really matters but them and, like, everyone else is just kind of, like, worthless, you know?
Herkesten üstün olduklarını düşünüyorlar. Başka kimse onlar için önemli değil. Kendileri hariç herkesi değersiz görüyorlar.
Like, at school with, you know, Avery and stuff. Like, filming them.
Okuldayken Avery'nin yaptıklarını kaydetmek için.
I don't know. Would you like to count them?
Saymak ister misin?
And you like to avoid them all.
- Sen de hep kaçınıyorsun.
And I believe they exist to lure men like you into them.
Ve senin gibi insanları çekmek için var olduklarını düşünüyorum.
On SkyArk you warned us. Are you naughty... send them down like the monsters.
Skyark'ta, canavarlar seni yesin diye buraya gönderileceğini söylediklerini hatırlıyor musun?
Well, you see, Don, it turns out that.... Some girls over at that lodge where them fellas did their business they described someone that looked just like you.
Evet, Don, olay şu ki adamların işlerini yaptıkları yerde çalışan kızlardan bazıları tam olarak senin gibi birini tarif ettiler.
You'll like them.
Çok beğeneceksin tekliflerimi.
I'm just saying, like, you know how they normally wear them little, weird glasses that's all crooked, and pimples all over their face from drinking soda?
Demek istediğim genelde küçük, tuhaf, yamuk gözlükler takarlar ve gazoz içmekten yüzleri sivilce doludur ya?
When we go outside, you know, just out of respect for them because they came here, just act like, you know, you're still thinking about it.
Dışarı çıktığımızda, diğerlerine saygısızlık olmasın diye onlar da geldi sonuçta, hâlâ düşünüyormuş gibi yap.
You describe them and then like instantly they're here.
- Ne? Onları tarif ediyorsun ve hemencecik buradalar.
Like... some people might think that... writing novels is better than, you know... writing about them.
Örneğin... Bazı insanlar roman yazmanın onlar hakkında yazmaktan daha iyi olduğunu düşünebilirler.
You have no clue what it's like to lose the people that you love, to feel abandoned by them.
Sevdiğin insanı kaybetmenin nasıl bir his olduğuna dair en ufak bir ipucun bile yok. Onlarca terkedilmiş hissetmek!
- Come on, it's not like there's a finite number of words in the room, and if I use them all, there won't be enough left for you.
Hadi ama, oda içinde sıkışmış sınırlı bir sayıdaki sözcükler gibi değil ki hepsini kullanınca, sana da yeterince kalmasın.
Don't forget, wearing a suit and tie will make them understand you're just like them...
Unutmayın kravat ve takım elbise giymek, onlardan farksız olduğunuzu anlamalarını sağlayacak.
Would you like to see them?
Görmek ister misin?
Hell, I wish the war wasn't over, so that when I was old enough, I could've fought and killed all them dirty Yankees, just like you did.
Keşke savaş bitmeseydi de yeteri kadar büyüdüğümde savaşıp tüm o lanet Amerikalıları öldürebilseydim tıpkı senin gibi.
Even these guys that work on props day by day, you know, this was still like a holy grail for them, too.
Bu adamlar bile bizimle her gün çalıştılar. Bu onlar için de hala kutsal bir şeydi.
Don't you have, like, a lot of really old instruments and you can sell them.
Satabileceğin bir sürü eski aletin yok mu?
You're not like them.
Sen onlar gibi değilsin.
you like it rough 18
you like that one 27
you like it here 38
you like me 141
you like baseball 16
you like it 795
you liked it 124
you like music 30
you like this 96
you liked that 20
you like that one 27
you like it here 38
you like me 141
you like baseball 16
you like it 795
you liked it 124
you like music 30
you like this 96
you liked that 20
you like him 175
you like what you see 23
you like' em 17
you like 225
you like those 17
you like her 166
you like that 642
you liked her 18
you liked him 30
like them 61
you like what you see 23
you like' em 17
you like 225
you like those 17
you like her 166
you like that 642
you liked her 18
you liked him 30
like them 61
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16