You mind traducir turco
53,815 traducción paralela
Do you mind if I give you a kiss?
Bir kez öpebilir miyim seni?
Rather than return directly to Philadelphia, would you mind if we made a short trip to Buckhorn, South Dakota?
Direkt Philadelphia'ya geçmektense Buckhorn, Güney Dakota'ya kısa bir ziyaret yapsak sana uyar mı?
You mind if we go inside?
İçeri girsek olur mu?
Um, do you mind?
Almamın sakıncası var mı?
Ward... you mind joining us for a second?
Ward bize katılmak ister misin?
Would you mind excusing us? I need to speak with my son.
İzninle oğlumla konuşmak istiyorum.
- Do you mind if we don't talk about my girlfriend tonight?
- Bu gece kız arkadaşından bahsedecek miyiz?
Would you mind coming over?
Şuraya geçip oturalım mı?
Uh, Detective... would you mind if I grab Mr. Murdock for a moment?
Dedektif, Bay Murdock'la bir dakika görüşebilir miyim?
Harold, you mind if I tell the story?
Harold, hikâyeyi anlatmama izin verir misin?
You know what, do you mind if I take the bed?
- Yatağı ben alsam sorun olur mu?
Do you mind?
Müsaade eder misin?
Hey, do you mind?
- Mahsuru var mı?
Would you mind if we rested in your humble home for the night?
Gece mütevazı evde dinlenebilir miyiz?
Do you mind opening your mouth for me?
Benim için ağzını bir süre açmanda sakınca var mı?
Trish, do you mind telling me your surname?
Trish bize soyadını söyleyebilir misin?
You mind?
Sorun olur mu?
Now, if you don't mind, our son's home alone waiting for his supper, and in case you think we're neglecting him, he's being watched by our neighbor as a favor, and we'd like to go.
Şimdi müsaadenizle, oğlumuz evde yalnız ve akşam yemeğini bekliyor. Onu ihmal ettiğimizi falan düşünmeden söyleyeyim komşumuz ricamız üzerine ona bakıyor ve biz de gitmek istiyoruz.
Sir, if you don't mind my saying, I'm a little concerned.
Efendim, söylememde bir sakınca yoksa biraz endişeliyim.
But with the video, if you don't mind, editing it and putting it into the audition tape.
Ancak video ile, eğer sakıncası yoksa, Düzenleme ve seçme şeridine koyma.
But, uh, look, I don't want to be involved in whatever solution you have in mind.
Aklında ne gibi bir çözüm var, bilmiyorum ama buna bulaşmak istemem.
Why did you change your mind?
Neden fikrini değiştirdin?
I don't know what's going on here, but I do know that we have a problem, and I need you in your right mind to help me figure out how to correct it.
Neler olduğunu bilmiyorum ama bir sorunumuz olduğu kesin ve bunu çözmek için aklının başında olmasına ihtiyacım var.
Why, Mr. Rand, I have a mind to report you to HR.
- Sizi İK'ya şikâyet etmek zorundayım.
Did you have a number in mind?
Aklında bir rakam var mı?
Why don't you do something to take your mind off of it?
Başka şeyler düşünmeye çalış.
Is that what your father had in mind for you when he was raising you to be Danny Rand?
Baban, Danny Rand'i yetiştirirken hayal ettiği şey bu muydu?
- You out of your mind?
- Aklını mı kaçırdın?
You think you're so clever... with these little mind games.
Böyle akıl oyunları yaparak kendini zeki falan mı sanıyorsun?
If you change your mind,
Eğer fikrini değiştirirsen,
Mind if I tell you something?
Bir şey diyebilir miyim?
Are you gonna talk to me about whatever's on your mind?
Aklındakini bana da söyleyecek misin?
You mind if I explain later?
Sonra anlatsam?
All online, you look it up, make up your own mind.
Her şey İnternet'te var. Araştırıp kararınızı verin.
Yeah, speaking of TV, we're gonna be doing a little controlling of our narrative, so you guys mind clearing out?
TV demişken, burada kendi hikayemizi yöneteceğiz de biraz. - Burayı boşaltır mısınız?
Hey-o! You guys mind if I shower in that leaky urinal again?
Su sızdıran pisuvarda gene duş alsam sorun olur mu?
- Hey, you guys mind if I go in the bathroom and smoke some PCP?
Tuvaletinizde melek tozu kullansam sorun olur mu?
- Hey, hey! Hey, you guys mind if I go in the bathroom and smoke some PCP?
Tuvaletinizde melek tozu kullansam sorun olur mu?
Are you out of your mind?
Aklını mı kaçırdın?
I'll understand if you don't want to have one but you better make your mind up soon.
Bir tane olmak istemiyorsan anlayacağım. Ama aklını bir an önce hazırlasana iyi olur.
You know, this is not what I had in mind.
Aklımda olanın bu olmadığını biliyorsun.
You've always known your own mind.
Her zaman ne istediğini bilen biri oldun.
Have you lost your mind?
Aklını mı kaçırdın?
The police can be here quickly. No-one will mind you using it.
Polis anında burada olacaktır kullanmaktan sakın çekinme.
Call me if it gets late. I'll give you a lift, I won't mind.
Geç vakte kalırsan beni ara, seni eve bırakırım sorun olmaz.
But you know how Diane could be when she made her mind up about something.
Ama Diane'in nasıl inatçı olduğunu sen de biliyorsun.
Shankland's out of his mind about the possibility of publishing it with you.
Shankland bunu seninle yayımlama fikrine çok öfkelendi.
- Then fine, if you don't mind...
- Peki, sorun olmazsa...
What have you lost your mind?
Sen aklını mı kaçırdın?
Have you lost your mind?
Sen aklını mı kaçırdın?
You need to open up your mind, DJ Frankie Wheels.
Açık fikirli olmalısın DJ Frankie Wheels.
you mind if i 42
you mind if i take a look 18
you mind if i come in 25
mind 439
mindy 774
minded 447
mind over matter 19
mind the gap 34
mind your head 41
mind your own business 391
you mind if i take a look 18
you mind if i come in 25
mind 439
mindy 774
minded 447
mind over matter 19
mind the gap 34
mind your head 41
mind your own business 391