You think i'm lying traducir turco
284 traducción paralela
You think I've been lying to you all the time?
Sence sana hep yalan mı söyledim?
If you think I'm going to let a cheating, lying wretch like that upset my plans, you're wrong.
Öyle hilekâr, yalancı bir zavallının planlarımı bozmasına izin vereceğimi sanmıyorsun ya?
- Look, if you think I'm lying.
- İnanmıyorsan kendin bak.
I think you're lying.
Sanırım yalan söylüyorsun.
You think I'm lying, don't you?
Yalan söylediğimi düşünüyorsun, değil mi?
I should have known you were lying to make me think well of him.
- Bunu anlamalıydım. Onun bir kahraman olduğunu sanmam için bana yalan söyledin.
Well, I'm not even sure anymore. Do you think I was... worried about remembering some license plate when Laura was lying there?
Sizce Laura orada yatarken arabanın plakasını hatırlamak mı aklıma gelir?
Of course, for a true test of bodily coordination, I think there's nothing better than lying in a hammock, but I suppose that would only appeal to those of you who enjoy living dangerously.
Kuşkusuz, bedensel eşgüdümün doğru bir testi için, hamakta uzanmaktan daha iyi bir şey olmadığını düşünüyorum, fakat sanırım bu sadece aranızdan tehlikeli yaşamdan hoşlananlara cazip gelecektir.
Do you think I'm lying to you?
Yalan mı söylüyorum yani?
I think it was you and I who were supposed to be lying there.
Sanırım şu an, yerde yatması gerekenler bizdik.
You refuse to believe me. Do you think I'm lying?
Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun?
You think I'm lying too?
Yalan mı söylüyorum?
If you think I'm lying, why don't you try and take that barricade?
Yalan söylediğimi düşünüyorsan, neden barikatı geçmeyi denemiyorsun?
You think I'm lying, don't you?
- Sence yalan mı söylüyorum?
If you think I'm lying, try to drink it.
Yalan söylediğimi düşünüyorsan, içebilirsin.
I think you probably changed into her dress while she was lying there, and then you and the doctor went to the airport and had that fake argument on the plane, didn't you?
Sanırım orada upuzun yatarken sen giysi değiştiriyordun ve daha sonra sen ve doktor havaalanına gittiniz ve şu düzmece tartışmayı yaptınız. Hayır!
Ask Unari, if you think I'm lying!
Yalan söylediğimi düşünüyorsanız, Unari'ye sorun!
You think I'm lying?
Sizce yalan mı söylüyordum?
What do you think I'm lying here for?
- Şimdi ne dersen de.
While you're lying there. I'd like you to close your eyes... and I'd like you to think that this is a sexual experience - that we're making love - or anything you want to. anything that turns you on.
Orada uzanıp yatarken, gözlerini kapatmak istiyorum ve bunun bir cinsel deneyim olduğunu, seviştiğimizi seni azdıran her ne varsa onu yaptığımızı düşünmeni istiyorum.
You think I'm lying.
Yalan söylediğimi sanıyorsunuz.
If you think I'm lying, snitch to the cops.
Yalan söylediğimi düşünüyorsan, beni polise ihbar edebilirsin.
You think I was lying when I wrote I'm still sick!
Hala hastayım diye yazdığımda yalan söylediğimi sanıyorsun!
You think I'm lying.
Yalan söylemiyorum!
What's the matter, you think I'm lying to you?
- Sizce ben burada çalışmıyorum da, yalan mı söylüyorum?
You think I'm lying. Think?
Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun.
You think I'm lying, sherif.
- Yalan söylediğimi sanıyorsun şerif.
If I didn't wanna be honest about it, do you think I'd be silly enough to leave a poem he gave me lying around in the house in a book of Walt Whitman?
İstemesem, bana verdiği şiiri aptal gibi Walt Whitman kitabının arasına koyar mıydım?
Do you still think I'm lying to you?
Hala sana yalan söylediğimi mi düşünüyorsun?
YOU THINK I'M LYING.
Yalan söylediğimi sanacaksın ama araba şöyle dedi :
You think I'm lying?
! Yalan attığımı mı sanıyorsun?
I think you're lying.
Sanırım yalan söylüyorsunuz.
You think I'm lying? Sa's with Ricky, he's working against us now. - Don't you know that?
Şu Holivud'a bi gitsem, olcam orda sonra çıkacam çayıra herkes siksin.
- You think I'm lying to ya?
- Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun?
You think I'm stupid enough to have two kilos lying around the fucking house?
Lanet olası evde iki kilo mal bulunduracak kadar aptal olduğumu mu zannediyorsunuz?
If you think I'm lying, drop the bomb.
Yalan söylüyorsam, bombalayın.
I know. You think I'm lying to you.
Yalan söylediğimi sanıyorsun.
You'd probably think I was lying, no matter what I told you, so I'm gonna let you talk to a little friend of mine.
Ne söylersem söyleyeyim nasıl olsa yalan söylediğimi düşüneceksin. Bu yüzden benim küçük arkadaşımla konuşmanı istiyorum.
I suppose you think I've been just lying here... all these weeks in a state of paralyzed sloth.
Sanırım haftalardır burada felçli bir kadın gibi yattığımı düşünüyorsun.
You think I'm some lying asshole.
Yalancı bir piç olduğumu düşünüyorsun.
Then how much longer do you think it'll be before she figures out you've been lying to her. I'm gonna tell her..., don't worry.
O zaman yalan söylediğini anlamasının ne kadar süreceğini düşünüyorsun?
- You think I'm lying?
- Sence yalan mı söylüyorum?
You think I'm lying?
Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun?
I hope you didn't think I was lying about that.
- Çünkü seni sevdim, oğlum. Umarım bu konuda yalan söylediğimi düşünmemişsindir.
What'd you think, I'm just gonna waltz out of here, you lying motherfucker?
Çekip gideceğimi mi sandın?
- You think I'm lying?
- Yalan mı söylüyorum sence?
You think I'm lying.
Benim yalan söylediğimi düşünüyorsun.
You think I'm lying to you?
Sana yalan mı atıyorum?
- You think I'm lying or deluded.
Yalan söylediğimi ya da kandırdığımı sanıyorsun.
- Oh, you think I'm lying? - I think you are.
- Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun?
Do you think I'm lying?
Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun?
you think you're better than me 60
you think you know me 62
you think i'm stupid 121
you think you're funny 32
you think i'm joking 22
you think too much 36
you think you're so smart 30
you think i'm a fool 21
you think 2028
you think about it 93
you think you know me 62
you think i'm stupid 121
you think you're funny 32
you think i'm joking 22
you think too much 36
you think you're so smart 30
you think i'm a fool 21
you think 2028
you think about it 93