Your lawyer's here traducir turco
59 traducción paralela
Chef, your lawyer's here.
Şef, senin avukat geldi.
Sir, your lawyer's here.
Efendim, avukatınız geldi.
Take out seven hundred thousand for your lawyer's fee, your parcels and your money orders, but the rest is still here.
700,000 kadarı avukatının masraflarına ödemelere falan gitti ama gerisi duruyor.
Here's your lawyer, daughter of demon.
Avukatın geldi, şeytanın kız kardeşi.
Your lawyer's one of the best here in naples... recommended by Don RaphaeI.
Avukat Napoli'nin en iyisi. Don Raphael tavsiye etti.
There are millions at stake here... so why don't you get your tight, little lawyer's butt over to the camp and get me that lease?
Burada milyonlarca kazık var... yani biraz gerginleşmen gerekmiyor mu avukat butt kampı kiralamamı sağla?
Otherwise your being here seems a bit like illegal client solicitation with Carl Lee already having a lawyer.
Aksi takdirde... burada bulunmanız yasa dışı avukatlık istemine benziyor... çünkü Carl Lee'nin zaten bir avukatı var.
Well, first off, here's your thousand dollars back for hiring that lawyer... and $ 750 for the drawing... and here's a couple of bucks for your trouble.
İlk olarak avukata ve çizime verdiğiniz parayı size geri ödeyeceğim bir de uğraşlarınız için birkaç dolar buyurun.
Your lawyer's here. He wants to see you.
Avukatın geldi seni görmek istiyor.
Well, here's the news for your daddy's lawyer.
Pekala, işte babanın avukatı için haberler.
I'm here for the- - where's your lawyer?
Buraya şey için... - Avukatın nerede?
I'm guessing that's why you didn't request a lawyer - - so you can sit here and say whatever shit comes into your head.
Bir avukat istememenin nedeni de bu sanırım böylece orada oturup aklına gelen her boku söyleyebiliyorsun.
Your lawyer's here.
Avukatın geldi.
Jacobson, your lawyer's here.
Jacobson, avukatın geldi.
We've known that your lawyer was smuggling the pages out here for weeks, so we intercepted them.
Haftalardır avukatınızın o sayfaları buradan sızdırdığını biliyorduk, bu yüzden onu engelledik.
- Your lawyer's here.
- Avukatın geldi. Harika.
Paxton... your lawyer's here to see you.
Paxton avukatın seninle görüşmek istiyor.
Your lawyer's here.
Avukatın burada.
Mr. Johnny, your lawyer's here.
Bay Johnny, avukatınız gelmiş.
So before your lawyer gets here and ties everybody's hands, let's make a deal.
O yüzden, avukatın gelip de, herkesin elini kolunu bağlamadan önce bir anlaşma yapalım.
Mr. Black... He's here, isn't he? Your boss got a pricey lawyer.
Bay Black burada değil mi?
- Hi, Frank, your lawyer's here.
- Merhaba Frank. Avukatın burada.
Yeah, maybe not, but it's going to take your firm at least 24 hours to get a lawyer here from Los Angeles.
Evet, belki. Ama firmanın Los Angeles'tan buraya bir avukat göndermesi en az 24 saat sürer.
If your lawyer was here, he'd tell you that's the most stupid thing you could do...
Avukatın olsaydı, sana söylerdi. Bu, yapabileceği en aptalca şey...
He's your boss's lawyer. He's here to protect your boss.
Patronunun avukatı ve onu korumak için burada.
Your lawyer's here.
Avukatınız burada.
Your lawyer's gonna be here in a couple of minutes.
Bir kaç dakikaya kadar avukatın burada olur.
It's nice to see you here with both your lawyer and your shrink.
Seni burada iki avukat ve psikoloğunla görmek ne güzel.
It was a double message there, you know, it was a hey, we know were you live, man we know your name and here's something from our lawyer.
Burada çifte mesaj var. Hey Nerede yaşadığını, kim olduğunu biliyoruz.
You come here, you argue in front of witnesses, you finally realise you can't stand each other, you go home and get back in touch with your divorce lawyer.
Seninle buraya geldik, görgü tanıklarını tartışıyoruz... nihayet birbirimizi yemeyi bıraktık, eve döndüğümüzde boşanma avukatımla temasa geçeceğim.
And that's why I'm here, as your lawyer, to warn you.
Bu nedenle buradayım, avukatın olarak seni uyarmak için.
That's why I'm here as your lawyer.
Bu nedenle avukatın olarak buradayım.
Your lawyer's here.
- Evet? - Avukatın geldi.
Your lawyer's here.
Avukatınız geldi.
Hey. Your lawyer's here.
Avukatın geldi.
- So, your lawyer, he's based here?
- Yani avukatın burada mı yaşıyor?
Smith, your lawyer's here to see you.
- Smith, avukatın seni görmeye geldi.
Your lawyer's here to see you.
Avukatın seni görmeye geldi.
- Your lawyer's here.
- Avukatın burada
Look, Piper, I've come here as your lawyer and I think it's best if we just stick to the case.
Bak, Piper, buraya avukatın olarak geldim ve davaya bağlı kalsak iyi olur.
Beale, your lawyer's here.
Beale, sizin avukat geldi.
Your lawyer's here to see you.
- Avukatın seni görmeye geldi.
Your family's lawyer's gonna be here in about 20 minutes.
Aile avukatınız 20 dakikaya burada olacak.
Your lawyer's here to see you.
Bea, avukatın görüşmeye geldi.
Someone's here from your lawyer's office.
Avukatlardan birisi burada.
McNeil, your lawyer's here.
McNeil, avukatın geldi.
I want my son's lawyer here before he answers any of your questions.
Sorularınızı cevaplamanızdan önce oğlumun avukatını istiyorum.
You know what? I'm glad your lawyer's here, because I'm gonna hit you, and I want proof that it was provoked.
Avukatın iyi ki yanında çünkü yumruğumu yiyince tahrik var diyen biri olacak.
The good news is your lawyer's here. He's gonna get you out of here.
İyi haber, avukatınız geldi ve şimdi sizi buradan çıkaracak.
Hey, Ross. Your lawyer's here. - Now?
Ross, avukatın geldi.
Your lawyer's here to see you.
Avukatın seni görmek için geldi.
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20