Такова traducir turco

Такова суровая правда жизни.

Bunlar Dünyanın diğer yüzünden sert gerçekler

Позиция нашей страны такова : любая ядерная ракета, которая пересечет линию блокады вокруг кубы, будет считаться актом нападения Советского Союза и повлечет за собой полномасштабный ответный удар...

Küba'yı çevreleyen ambargo hattını geçen,... tüm nükleer füzeler ve saldırgan silah taşıyan gemiler... Sovyetler'den Birleşik Devletler'e yapılmış bir saldırı olarak nitelendirilecek ve Sovyetler Birliği'ne tam bir misilleme cevabı verilmesine sebep olacaktır.

Ситуация сейчас такова... что твой телефон опять звонит.

Öyleyse bu durumda... Yine telefonun çalıyor.

Такова жизнь.

Hayat böyle işte.

Такова ситуация здесь, в Бангкоке, Таиланд.

Bangkok, Thailand'daki durum bu şekilde.

Такова была воля Аллаха.

Allah'ın takdiri.

Такова моя природа.

Doğam böyle.

Такова была сделка, приятель!

Anlaşma böyleydi!

Такова наша работа, кто-то все равно захочет нашей смерти, так?

Birkaç kişi bizi öldürmek istemiyorsa işimizi iyi yapmıyoruz demektir değil mi?

Это звучит безумно, но такова моя теория.

Delice gelse de teorim şu :

Ситуация такова : Мы располагаем скромными средствами.

Perişan bir bütçeyle iş görüyoruz.

Совсем не веришь в наши отношения. Такова примета, Дэвис.

İşte bu, ilişkimize inanmadığını gösteriyor

Такова твоя доля.

Yapmayın şunu.

Такова концепция, Мак. На клавишных нам нужен человек, который может играть и так, и так.

Klavyede ikisini de çalabilen birine ihtiyacımız var.

Такова сила всемирной паутины.

internetin gücü işte.

Такова жизнь, евреи!

Yahudiler işlerine baksın!

Реальность такова, что эта ирландская гниль расскажет мне все, что мне нужно знать.

Gerçek şu ki ; bu İrlandalı serseri bana bilmem gereken her şeyi söylüyor.

Такова жизнь.

Bu işler böyle.

- Что-то подсказывает? Вэнс, такова уж эта работа.

Vance, böyle bir işteysen bazen, doğru şeyi yapmak için kuralları boş vermen gerekebilir, tamam mı?

Такова жизнь!

Hayat böyle artık!

Собственно, суть моей задумки такова, Уолли.

Fikrimdeki en önemli nokta bu, Wally.

Да, такова была сделка.

- Evet, anlaşma buydu.

Но раз такова цена, что я должен заплатить за твою безопасность, значит так, блядь, я и сделаю.

Ama güvenliğini sağlamak için gereken buysa ben de yaparım amına koyayım.

Такова жизнь.

Hayat nasıl da komik.

Такова жизнь.

Elden birşey gelmez.

Такова его сущность.

Onun tabiatı böyle.

- Такова моя работа - расследовать.

- Bunu araştırmak da benim görevim.

Это не делает мне чести, но такова правда.

Bu durum hoşuma gitmiyor ama gerçek de bu yani.

Такова ваша реакция на детство... школу и тому подобное.

Çocukluğuna ait tepkilerin okuluna ait ve benzeri.

Лучшая техника только у топовых команд, такова реальность мира "MоtоGP".

Yalnızca en iyi takımlar son teknoloji ekipmanı alabilir, bu MotoGP dünyasının haksız bir gerçeğidir.

Но такова природа братских отношений.

Ama kardeşler arasında normaldir.

Такова реальная жизнь.

Bu, gerçek hayat.

Такова магия любви, она делает тебя уязвимым.

Aşkın büyüsü seni çok hassas yapar.

Такова она - любовь

Bu nasıl bir sevgi?

Такова она любовь

Bu nasıl bir sevgi?

Фигово, но такова жизнь.

Şey gibi... Gayet normal ve iğrenç bir şey.

Такова уж ее природа.

Reklam içgüdüsünün doğası böyle.

Такова моя жизнь.

Dünyama hoş geldin.

Такова цена ведения бизнеса.

İş yapmanın bedeli bu.

Такова жизнь.

Hayat bu.

Ладно, ситуация такова.

Durum şu :

[Подсмеивается] Реальность такова, что 95 %... национальных лесов Соединенных Штатов уже вырублено.

Gerçek ise Birleşik Devletler'deki ulusal ormanların yüzde 95'nin kesilmiş olması.

Если такова ваша рекомендация.

Tabii sizin öneriniz buysa.

Не, ситуация такова, что ты кормишь крыс в собственном доме.

Hayır, durum şu ki kendi mekânında muhbirleri besliyorsun, ahbap.

Прости, Анджело, но такова моя жизнь.

Üzgünüm, Angelo. Bu da benim hayat hikâyem.

Прости, Анджело, но такова моя жизнь.

Üzgünüm, Angelo ama bu da benim hayat hikâyem.

И такова обычная политика Торчвуда?

Bu standart Torchwood prensibi mi?

Такова наша английская натура.

Bu bize has bir şey.

У Джозефа есть мечта, но суровая реальность такова, что сегодня ему предстоит нырять ещё дважды, чтобы свести концы с концами.

Joseph'in hayalleri var. Ama gerçek şu ki, karşılığını alabilmek için bugün iki kez daha dalacak.

Политика Арчфорда такова, что они распечатывают тесты в день экзамена.

Archford yönetmeliklerine göre sınav sorularının bulunduğu sayfa, sınav günü çoğaltılırmış.

У нас будут потери, но такова цена победы, а посе... а посему... " На.

Kayıplar vereceğiz. Ama savaşın bedeli... Bundan dolayı...