Упрямец traducir turco
63 traducción paralela
Вот что, упрямец, наврал ты мне. Машину ты увел у виллы Сен-Марсо. Да что Вы?
Üstelik itiraf etmeliyim senden hoşlanıyorum Bayan Dora Monnier.
Упрямец.
İnatçısınız.
Нет, не упрямец.
Hayır inat meselesi değil.
Тебе надо было заняться боксом, но нет, это не для тебя, упрямец.
Alt tarafı boks yapacaktın, ama hayır, yapar mısın hiç, seni inatçı.
Наш Кетсби Хестингсу открыл все карты, но вспыльчивый упрямец заявил, что раньше сам лишится головы, чем даст согласие лишить престола дитя его любимого монарха.
Catesby bizim işle ilgili olarak Hastings'i yokladı. Adam huzursuz olmuş ve hararetle karşı çıkmış. "Efendisinin evladı" nın, saygıdan bu ifadeyi kullanmış, İngiltere tahtını kaybetmesine göz yummaktansa kellesini kaybetmeye razıymış.
Затем Упрямец, Красотка Полли и Сабрина
Arkasından Headstrong, Pretty Polly ve Sabrina geliyor.
Да ты и впрямь упрямец, да?
İnatçı herifin tekisin, değil mi?
Мистер Спок, а вы упрямец.
Mr. Spock, katır gibi inatçı bir adamsın.
К тому же, вспыльчивый упрямец, вас могли убить.
Ayrıca, seni kirpi kafalı ve eğri boyunlu ölümüne neden olabilirdin.
Ну надо же, какой упрямец.
Neden bu kadar inatçıydı?
О, всего лишь упрямец Чампарана.
Çamparan'ın inatçısı.
Мы же знаем, что ты сам участвовал в нескольких, упрямец.
Senin de birkaç kavgaya karıştığını biliyoruz, inatçı adam.
Господин упрямец!
Bay Sert.
Ван Шаньтань упрямец.
Wang Shantang çok inatçı biri.
Упрямец.
Çok inatçıdır.
- Иди вымойся, упрямец!
- Banyo yapmalısın, inatçı!
Вот упрямец!
Ne inatçı şey!
Упрямец, всё равно уже поздно.
Görmüyor musun artık çok geç!
- Он упрямец.
- Sadece biraz inatçı o kadar.
Пэйс, ты упрямец, и даже не пытайся противоречить мне, потому что я заслужила право сказать это.
Pace, çok inatçısın. Sakın bana karşı çıkmaya çalışma çünkü bunları söyleme hakkını elde ettim.
Это и есть наш упрямец?
Bu mu bizim canavar?
Послушай, упрямец, мы не готовы.
Bırak gelsin. Dinle sert çocuk, hazır değiliz.
Но Давид не послушался. Давид был упрямец.
Ama David inatçıydı.
Я знаю, в чём твоя проблема, упрямец.
Evet probleminin ne olduğunu biliyorum ama sağlam olman gerek.
Ты хочешь со мной поговорить, упрямец?
Beni dışarı mı çağırıyorsun, sert çocuk?
Привет, малыш. А кто же ещё? 14 лет а всё такой же упрямец.
Tabii. 14 yaşında ama hâlâ aptal gibi davranıyor.
Такой же упрямец.
İnatçı.
Упрямец
İnatçı herif.
Ты упрямец среднего возраста, который не хочет обслуживать парней.
Erkeklerle birlikte olmayan inatçı, orta yaşlı bir fahişesin.
Какой же он упрямец.
Çok inatçı bir adam.
Ну что за упрямец!
Cidden!
- Ты упрямец.
- Amma inatçısın.
Ладно. Упрямец.
İyi, inatçı şey.
Чего он добился, этот старый упрямец?
Yiğitlikleri onlara ne kazandırdı?
Слушай, Нолан – нахал, несносный упрямец, но он хороший парень.
Bak, Nolan ukala, inatçı bir baş belası olabilir ama iyi birisi.
Такой упрямец.
Ne kadar inatçısın.
А этот упрямец заявился ко мне один в своей дурацкой синей ветровке. Постучал в дверь, сказал, что ищет Роллинса.
Ama bu huysuz herif üzerine rüzgarlık giyip tek başına kapımı çalarak Rollins'i arıyordu.
Вот упрямец!
Şu velet!
Упрямец Мэтью, малышка Хилари... и наша егоза Кэйт.
Dik kafalı Matthew küçük Hilary ve özgür ruhlumuz, Kate.
О, а вот и упрямец :
Ve şartım da şu.
Упрямец!
İnatçı...
Ты такой же упрямец, Джеймс, как и твой отец.
Çok inatçısın James. Aynı baban gibi.
упрямец, гордец, он не думает о последствиях.
Elindekini kaybedene kadar değerini bilemeyecek biri.
Ты упрямец.
İnatçısın.
Вот же упрямец.
İnatçı herif.
Ну ты и упрямец!
İnatçı hergele seni!
И почему это я упрямец? !
Nesi inatçılık bunun, zırtapoz!
— Я не очень хорош во всех этих держаниях за руки. — Упрямец.
- Bu el ele tutuşma şeyinde hiç iyi değilim.
Упрямец. Упрямец.
İnatçı adam seni.
Упрямец.
- Tutarsız!
Упрямец Кирк.
- Sıkılmazdım.