Чудесном traducir turco

Подумай о чудесном малыше, который нас соединил.

Bizi birleştiren muhteşem çocuğu düşün.

А потом это сообщение о её чудесном выздоровлении.

Sonra da birden iyileşiveriyor.

Я не веду судовой журнал, и мне хотелось узнать ваше мнение о происшествии с кальмаром. А в особенности о моем чудесном спасении.

Ben seyir defteri tutmam, ve açıkçası, dev mürekkep balığıyla ilgili yazdıklarınızı merak ettim, özellikle de kurtarılmam kısmını.

Вы в чудесном саду, повсюду растут цветы. Тишина.

Her yanı çiçeklerle dolu, çok güzel bir bahçedesiniz.

Попробуй догадаться, кто живет в чудесном отеле Монополь, в номере 17 по соседству с известным нам господином.

Ünlü Monopol Otel'in 17 numaralı odasında kim kalıyor tahmin et.

В этом чудесном уголке Сицилии честь нередко является причиной смерти.

Sicilya'nın bu pitoresk köşesince niceleri onur adına öldürüldü.

Я просто хотел узнать, нравится ли вам в нашем чудесном городке.

Küçük şirin kasabamızda kalmaktan... memnun olup olmadığınızı merak etmiştim.

На самом деле, те, кто восхищался портретом, говорили о чудесном сходстве и приводили как свидетельство таланта художника то, что рисуя свою любовь, он так выразил её, что она вышла дьявольски прекрасна.

Portreyi görenler aslına olan benzerliğinden adeta bir mucizeden bahseder gibi bahsediyor ve bu benzerliğin sadece sanatçının kudretinin değil, resmini yaptığı güzele karşı beslediği aşkın da bir kanıtı olduğunu konuşuyorlardı.

Они олицетворяют собой высочайшие ценности в чудесном мире шоу-бизнеса и искусства.

Büyüleyici şov dünyasında, sanatta en yüksek değermiş gibi gösteriliyorlar.

Где бы я ни видел звезды и полосы они всегда напоминают мне о чудесном слове "флаг".

Ne zaman yıldızlara ve şeritlere baksam o muhteşem kelimeyi hatırlıyor olacağım "Bayrak"

Теперь, вместо того, чтобы приспосабливаться к своему параличу, он начнет думать об этом Вашем чудесном исцелении.

Şimdi sadece senin şu mucizevi tedavini düşünecek.

Доктор я был в чудесном месте, где много кирпича и огня.

Oh, Doktor, ateş ve kükürtle dolu harika bir yerdeydim.

Только что я была на чудесном концерте.

Biraz önce harika bir konser izledim.

А теперь скажи мне как ты можешь заботиться о своем чудесном загаре а загар и вправду чудесный когда у тебя есть проблемы поважнее?

simdi söyle bana, John, nasil cildini bronzlastirmaya yogunlasabiliryorsun? - Bu arada, bu hos bronz bir cilt. - elinde ilgilenmen gereken daha mühim ve öncelikli isler varken?

То есть, осуществить твою мечту, если только она не заключается в чудесном исцелении!

Mucizevi bir tedavi olmadığı sürece senin rüyanı gerçekleştirmek istiyorlar.

Да ещё в этом чудесном русском домике.

Bayıldım. Küçük mavi Rus evindeki şu şeye bak.

Стоит ли говорить о чудесном божественном воскрешении нашего Господа?

Tanrı'nın ilahi, dönüşümünün mucizesi hakkında mı konuşmak istiyorum?

Представьте в этой части музыки, что вы - струна, что вы на лугу, на чудесном ланшафте, в идиллическом месте, где вы отдыхаете под тенью дерева, закрыв глаза в сладком сне.

Müziğin dizelerini bir geçit... olarak düşünün, siz.. bir ovasınız... güzel bir manzaralı, cennet gibi bir yer... biz bu ağaçların gölgesinde dinleniyoruz... gözlerimiz kapalı ve düşlüyoruz.

Вряд ли кто-нибудь станет думать об убийстве в таком чудесном месте.

Ama böyle güzel bir yerde kimsenin aklından cinayet falan geçmez herhalde.

Я живу памятью о чудесном времени, которое мы проводили вместе ты, Гарри и я.

Tek düşündüğüm sen, Harry ve benim birlikte geçirdiğimiz o değerli zamanlar.

Я родилась в чудесном южном монастыре.

Güneyde güzel bir manastırda doğdum. Ne? !

Хорошо бы и тебе бросить – быть в этом чудесном настроении.

Keşke sen de şu göz kamaştırıcı tavrını uzatmasan artık.

Джозефо говорил, Бог рассказал ему о чудесном ребёнке.

Josepho, Tanrı'nın onunla bir mucize çocuk hakkında konuştuğunu söyledi.

В каком-то чудесном, возмутительном, щедром, самовлюблённом смысле.

Muhteşem, sinir bozucu, cömert, ben merkezci bir deli.

Я в чудесном ресторане наслаждаюсь обедом, за который не могу заплатить

Çünkü hoş bir restaurantta... hesabını ödeyemediğim bir yemek yiyorum.

"Мы живем в таком чудесном мире, где есть Мэл Брукс перед сном".

Ve diyorsun ki uyurken izleyebileceğim bir Mel Brooks'un olduğu harika bir dünyada yaşıyoruz.

Никогда в жизни не думала, что буду умирать в таком чудесном месте! Совершу столько невероятных поступков!

Hayatımda hiç yapmadığım şey, sanırım... böyle güzel bir yere gelebilmek,... bu kadar inanılmaz şeyler yapabilmekti.

Мы нанесли визит твоей матери, в ее чудесном маленьком коттедже.

Evine gidip anneni ziyaret ettik.

О, это выставило бы нас в чудесном свете!

Bu bizi iyi gösterdi.

Да, новость о чудесном исцелении Майка по Вистериа Лэйн распространилась быстро, и остановила каждого с его занятой жизнью...

Evet, Mike'ın mucizevi iyileşmesinin hikayesi Wisteria Lane boyunca hızlıca yayıldı. ve herkesin hareketli hayatı bir anda duruverdi...

Да, очень умно, ты знал, что Сирена придет домой и расскажет о чудесном Дне Благодарения, который она провела с Дэном, его отцом, о, да, и с его матерью.

Evet, ama en sonunda Serena'nın eve gelip bana Dan'le babasıyla ve ah tabi, annesiyle ne kadar güzel bir Şükran Günü geçirdiğini anlatacağını biliyordun.

Николас, мы предлагаем тебе шикарную должность с великолепным котеджем, в чудесном месте, которая признавалась деревней года

Nicholas, sana süper bir memuriyet teklif ediyoruz. Bilmem kaç kez "Yılın Köyü" seçilmiş küçük şirin bir beldemizde çalışacak, şahane bir müstakil evde oturacaksın.

У нас, в чудесном штате Нью-Мексико, используется смертная казнь.

Burada, muhteşem New Mexico eyaletinde hala idam cezası uygulanıyor.

В твоем чудесном платье в горошек

... ve o güzel puantiyeli elbiseyle bir sırtlan gibi gülüyordun.

Будет замечательно... провести вечность с ней в том чудесном океане.

O güzel denizde eşimle sonsuzluğu paylaşmak çok güzel olacak.

Следующее, что я помню - это твоя мать, которая рассказывала мне истории о замечательном, чудесном ребёнке, который остаётся ей предан несмотря на то, что она подвела его, подвела во всём.

Bundan sonra hatırladığım, annenin odamda oturmuş bana, onu pek çok kez hayal kırıklığına uğratmış olmasına rağmen iyi günde ve kötü günde yanında olan bu zeki, sadık çocukla ilgili hikayeler anlattığıydı.

- Я скоро ее верну, и расскажу вам все о том чудесном времени, - которое мы провели на острове Мюстик.

Hemen geri getireceğim ve sizlere, Mustique'de geçirdiğimiz harika zamandan bahsedeceğim.

Ну, наверное, тебе нужно знать, что мой любимый момент в этом чудесном представлении - это когда можно слышать!

Belki bilmek istersin bu mükemmel küçük işlemin en sevdiğim yanı kopuşları duyduğum anlardır.

- Что мы здесь делаем? Мы летели 36 часов, чтобы оказаться в этом чудесном месте.

Madem öyle, buraya gelmek için 36 saat uçmamıza ne gerek vardı?

Майкл Тэнсли, Рон Свонсон.. Собраны вместе одним чудесным днем в чудесном парке.

Michael Tansley, Ron Swanson bu güzel günde, bu güzel parkta bir araya geldi.

Мы не можем остановиться на том чудесном моменте?

Burada ne halt ediyorsun?

Кто в курсе, как отсканировать фото на этом чудесном дорогом компьютере, который купила нам Ильза?

Ilsa'nın bize almış olduğu lüks ve pahalı bilgisayarın resmi nasıl tarattığını biliyor musun? Şuna bak ya.

Я понимаю, это вопрос правдивости некоторых заявлений, которые вы, возможно, сделали во время своего заключения в чудесном месте под названием тюрьма Райкерс Айленд.

Anladığım kadarıyla Rikers adıyla da bilinen ceza ve tevkif evinde yatarken duymuş olduğunuz ya da olabileceğiniz bazı konular hakkında dürüst olup olmadığınızı anlamak amacıyla sorular sormak için burada olduğumu biliyorsunuz.

Я хочу, чтобы вы рассказали мне об удивительном Энди и его чудесном мире насекомых.

Harika Andy'nin muhteşem böcek dünyası hakkındaki tecrübelerini öğrenmek istiyordum.

Ты живёшь в чудесном городе, Тэд.

Burada çok güzel bir şehrin var, Ted.

Мы рады провести быстротечный час в этом чудесном месте.

Bu mükemmel ortamda kısacık bir saat harcamak için değer.

Мои планы изменились, когда я услышал о чудесном воскрешении твоего отца.

Babanın mucizevi dirilişinden haberim olduğunda planlarım değişti.

Так ты зарезервировала столик, в каком-нибудь чудесном местечке, полном мерцающего света свечей?

Yanardönerli mumlarla dolu bir mekân için yer ayırttın mı?

Мы напустим туману, опуская кровавые подробности, и сосредоточимся на чудесном возвращении Виктории.

Olayı belirsiz tutacağız korkunç detaylardan uzak duracağız ve Victoria'nın mucizevi dönüşüne odaklanacağız.

-... всех собравшихся на этом чудесном Хэллоуине.

Yani hepinizi gördüğüme çok sevindim.

Ты вроде говорил о "чудесном катере"?

Sen hoş bir hız teknesinden bahsetmemiş miydin?