Altın nerede traducir inglés
287 traducción paralela
- Altın nerede?
- Where's the gold?
100,000 altın nerede peki? !
There's your £ 700,000!
Sana altın nerede dedim?
I said, where's the gold?
- Altın nerede?
- Then where's the gold?
- Sevgilim, altın nerede?
Where's the gold? - The marquis!
Altın nerede?
Where is the gold?
Peki bu altın nerede saklı?
Now, where is this gold kept?
O altın nerede
Where is that gold?
Altın nerede Konuş.
Where is it gold? Speak.
"Altın nerede?"
"Where is the gold?"
- Altın nerede?
- Now, where is the gold?
Altın nerede?
Where's the gold?
- altın nerede?
- Where's the gold?
Bana düşen yarım milyarlık altın nerede demiştin?
Now where did you say my half a billion in gold was?
Altın nerede?
Now, where is the gold?
Altın nerede?
Where's that gold?
Altın nerede?
Whereabouts is the gold?
- Evet, altın nerede bize anlatarak.
- Yeah, by telling us where the gold is.
İsveçlinin nerede saklandığını öğrenmek altı yılını aldı.
It took him six years to find out where the Swede was hiding.
Silah, altın torbası ve Ed Carter soyulurken nerede olduğun.
The gun, the sack of gold dust and where you were when Ed Carter's office was robbed.
Altın yumurtlayan tavuk nerede?
Where's the loaf of bread with a file in it?
- Luke dedi ki nerede altın varsa...
- Luke said where there's gold...
Tadı da altın gibi, nerede bulunuyor?
Tastes like gold. Where does it live?
Hunsrück'te altın var ve nerede olduğunu biliyorum.
I know where there's gold here.
Çünkü adam tüm denizleri dolaşıyor ve her tanıştığı kadına "Altı ay sonra nerede olacaksın?" diye soruyor.
Because he sails the seven seas, and to every woman he meets, he says "Where will you be in six months?"
- Altının nerede?
- Where's your gold?
Ben altın madenini buldum, sana nerede olduğunu söylemem.
I found this goldmine. I'm not telling an old claim-jumper who she is.
Altın post diye birşey var mı, ve varsa nerede?
Does the Golden Fleece exist? And if so, where is it?
Önce Apaçilerin altınının nerede saklandığını bulalım.
First, find out where the gold of the Apaches is clogged.
Hayır. Apaçi altınlarının nerede olduğunu sadece şefler biliyor.
No, only the chiefs know where the gold of the Apaches is.
Altınları nerede sakladığını öğreneceğine söz vermiştin.
You promised to find out where she keeps the gold.
Pekala, altın şimdi nerede beyler?
And where is the gold now, gentlemen?
Altın şu anda nerede?
Where is the gold now?
Piccolo Sokağı ve Altın Tirbuşon nerede acaba?
Excuse me, where is Rue Piccolo and "The Golden Corkscrew"?
Altının nerede olduğunu bilmiyor musun? Benden kaçamazsın!
You knew where that gold had come from, didn't you?
Altın güvenli bir yerde mi? Nerede olduğunu söyleyemez misin?
Is the gold hidden in a safe place?
Altının nerede olduğunu biliyorum Bay Helm.
But I know where the gold is, Mr. Helm.
Altının nerede olduğunu bilmiyorsunuz... yoksa sadık hizmetkarım Yu-Rang'i kandırmaya çalışmazdınız.
You don't know where the gold is... otherwise you would not have attempted to corrupt my loyal servant, Yu-Rang.
Henry J., Ordu'nun altını nerede?
Henry J., where's the Army's gold?
Bay Ben Agajanian... söyleyeceğiniz her şey aleyhinize kullanılabilir. Şimdi... Ordu'nun altını nerede?
Mr. Ben Agajanian... it's my duty to warn you that anything you say will be held against you.
Hey kunduracı, altının nerede olduğunu söyleyecek misin?
Hey, shoemaker, you going to tell us where the gold is?
- Ordu'nun altını nerede?
- Where is the Army's gold?
Altın çubuklar nerede?
Where are the gold bars?
Altının nerede olduğunu, sadece o biliyor.
He knows where the gold is.
Altının nerede olduğunu, sadece ben biliyorum,... seninle bir anlaşma yapalım.
Only I know where the gold is. And you won't get it. Unless... you make a deal with me.
Rüyamda Archangel kulağıma Wonka Altın Bileti'ni nerede bulabileceğimi fısıldıyordu.
I dreamed the Archangel whispered into my ear where to find a Golden Ticket.
- Nerede bir hata varsa altında hep sen varsın.
Blundering, making mistakes, causing trouble wherever you were.
- Banyo nerede, yatağın altında mı?
- Where is the bathroom, under the bed? - That's right.
- Altını nerede buldun? - Her yerde vardı.
Where did you find the gold?
Şimdi sen edeceksin altın gizli nerede olduğunu söyle!
Now you're gonna tell me where the gold is hidden!
Sen nerede oturuyorsun, dükkanın altında mı, arkasında mı yoksa üstünde mi?
And where do you live - above, behind or below your shop?
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden biliyorsun 934
nereden geliyorsun 129
nerede o 1480
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse bitti 135
neredeyse 363
neredeyim ben 198
nereden biliyorsun 934
nereden geliyorsun 129
nerede o 1480
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse bitti 135
neredeyse 363
neredeyim ben 198