English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Bakın

Bakın traducir inglés

115,844 traducción paralela
Bakın, millet.
Look, guys.
Şuna bakın.
You guys, look at this.
- Buraya bakın!
- Over here!
Bakın, Martha Stewart çakmasını bir süre ödünç almalıyız.
Look, we need to borrow D-list Martha Stewart for a while.
Talimatlar için aşağıdaki linke bakın.
Look at the link below if you want directions.
Hayır, gerçek anlamda götüm. Bakın.
No, my actual ass.
- Bakın, bu...
- Listen, this is...
Devrim geldiğinde, ororspu çocukları... Kendi başınınızın çaresine bakın.
When the revolution come, motherfuckers, you on your own.
Çocuklar, bakın, bu Palyaço Puto.
Hey, kids, look, it's Puto the Clown.
Bakın öğlen vakti kim uyanmış, seni uykucu.
Yeah, look who's up at the crack of noon there, sleepyhead.
Ve bakın ne diyeceğim.
And you know what?
- Aman Tanrım Lucy, bu... - Bakın ne diyeceğim.
- Jesus Christ, Lucy, that's...
- Bana verdikleri aptal kitaba bakın.
Look, look at this stupid book they gave me.
Bakın, sorun bu değil.
No, no. Listen, that's-that's not the point.
Aslında, bakın ne diyeceğim.
Actually, you know what?
Bakın hele.
My, my.
Bakın kim varmış.
_
Bakın.
You know...
Bakın.
Look!
- Ateşime bakın.
Take my temperature.
- O zaman tekrar bakın.
Then take it again.
- Kapıya bakın!
Get the door!
Millet, bakın ne diyeceğim.
Hey, everybody, guess what?
Bakın, ben sadece...
Uh, look, I just... I just want to, um...
Bana onunla ilgili her şeyi anlatmalısınız ama önce plaktaki örümceğe bir bakın.
You must tell me all about him, but first, take a look at the spider on the record.
Ev aletleri ve Elektronik, 241'e bakın.
Appliances and Electronics, pick up 241.
Bakın.
Look.
Bakın, kızgınlığınızı anlıyorum.
Look, I understand that you're angry.
Bakın, kontrol etmem gerektiğini biliyorum.
'Look, I know I should've checked.
Bak şimdi, sizlerden beklediğim tek minnettarlık şehrimden ayrıldığınızı görmek.
Now look, the only gratitude I need from any of you is seeing you leave the city.
Bakışlarını çevir!
Look away!
- Bak,... belki sen ve seninkiler farklı şekilde yapıyorsunuzdur, ama benim geldiğim yerde,... bir anlaşma yaparsan, ona uyarsın.
- Look, maybe you and yours do it differently, but... where I'm from, you make a deal, you keep it.
Kalabalık odada karşıdan ona bakışını biliyorum.
And I know the way you look at her from across a crowded room.
Bak, uzmanın işe yarasa iyi olur.
All right, look, your expert better pay off.
Bak Marty, ne yapmaya çalıştığını biliyorum.
Look, uh, Marty, I know this angle.
Tamam, bak, ikimiz de diğer şovların bu çocuklar için bir şey ifade etmediğini biliyoruz.
Okay, look, we both know those other shows don't mean shit to these kids.
Hey, yumurta salatasının tadına bak.
Hey, enjoy the egg salad.
Bakış açın yok.
No point of view.
Kadın bakış açın ne hiçbir fikrim yok.
I have no idea what your female perspective is.
Kadın bakış açısı olan kimse yok adam bakış açısı olan kimse olmadığı gibi.
There is no one female perspective, just like there is no one guy perspective.
Bakın hele!
Look out!
Bak, bu aynalar şimdiye dek yaptığın her şeyi gösterir.
See, these mirrors show you everything you've ever done.
Bakın şuna? Dövüşü sevdin mi Abby?
How'bout him? Yeah? Whoa!
Kıza bakışı, ve kızın ona bakışı...
The way he's looking at her, and the way she's looking at him...
Kendini biraz fazla kaptırmışsın bakıyorum?
Got it. And do you take a vow of celibacy, as well?
Bak, bu etkinliğe gitmek zorundasın, tamam mı?
Look, you have to go to this writer's weekend, okay?
Yumurtalarının tadına bak.
Taste your eggs.
Bakın ne diyeceğim.
I tell you what.
Einstein buraya bak ve bana Sırbistan'ın bu gördüğünden daha önemli olduğunu söyle.
Einstein... look in here and tell me Serbia is more important than what you see.
"Doğal Işığın Oluşumu ve Dönüşümü Üzerine Bulgusal Bir Bakış Açısı"
"On a heuristic point of view concerning the production and transformation of light."
Gökyüzüne bakın.
Look at the sky.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]