Berbat durumdayım traducir inglés
166 traducción paralela
Berbat durumdayım.
I'm wretched here.
Berbat durumdayım.
I'm in a terrible spot.
Berbat durumdayım, Bay Bedeker. Davanızı aldığımdan beri berbat haldeyim.
I'M MISERABLE, MR. BEDEKER.
Siz nasılsınız? Eğer merak ediyorsan, berbat durumdayım.
- If you must know, I'm miserable.
Berbat durumdayım.
I feel sick.
Ne yazık ki hala berbat durumdayım.
Unfortunately, I'm still screwed up.
Çok berbat durumdayım.
I feel miserable.
Berbat durumdayım.
I'm ruined.
Berbat durumdayım.
I feel awful.
Berbat durumdayım.
I am so bummed.
Marjo'yu seviyorum ama hala berbat durumdayım.
I love Marjo but yet I hit the skids.
Tanrım, berbat durumdayım.
God, I'm such a mess.
Dosyamda bir başarı olsa çok iyi olur, çünkü berbat durumdayım.
Another feather in my cap would be nice cos the one I got is looking mangy.
Berbat durumdayım.
I am in despair.
Çok berbat durumdayım.
I'm in a bad fucking spot here.
Çok berbat durumdayım.
A bad fucking spot.
- Bilmiyorum. Berbat durumdayım.
- l don't know, but I feel wretched.
- Berbat durumdayım.
- I'm a mess.
Berbat durumdayım.
I'm beat.
Ben berbat durumdayım.
Well, I'm a wreck.
Berbat durumdayım ve açlıktan geberiyorum!
And I'm a mess, and I'm starving!
Berbat durumdayım.
I'm a mess.
Berbat durumdayım.
I'm terrible.
Ama eminim ki senden daha berbat durumdayım.. çünkü fazla zamanım kalmadı. Seninse önünde çok yol var.
What I am sure about is that I'm worse off because my time is over, and you, girl, have a lot ahead.
Golfte berbat durumdayım.
My golf game is shot.
Fotoğraf çekme. Berbat durumdayım.
No pictures. I look awful.
Berbat durumdayım ama gergin değilim.
I stink, but I'm not nervous.
Berbat durumdayım!
I'm so fucked!
Berbat durumdayım.
It's a mess.
Tanrım. Berbat durumdayım.
God, I fucked up.
Berbat durumdayım.
I'm dirty.
Berbat durumdayım.
I'm in a pickle here.
- Beni tanıyorsun, berbat durumdayım.
- You know me, a mess.
Berbat durumdayım.
I'm a wreck.
Bak, berbat durumdayım.
Look, I'm a wreck!
O kadar berbat durumdayım ki doğru dürüst düşünemiyorum bile.
I'm so fucking railed I can't even fucking think straight. This town is a fucking desert, man. What the fuck?
- Berbat durumdayım.
- l'm a mess.
Berbat durumdayım.
I feel terrible Like I'm trapped under a stone
- Berbat karışık bir durumdayım.
- Dreadful situation.
Berbat bir durumdayız, dostlarım.
We're in a fine fix, my friends. It's a fine country we're living in!
Berbat bir durumdayım.
I'm just screwed up.
Berbat bir durumdayım...
# I'm in a terrible fix... #
Berbat bir durumdayım.
I'm in a dreadful mood.
Berbat bir durumdayım.
lm in a silly mood.
Berbat bir durumdayım.
I'm in deep shit.
Kalksan iyi olabilir çünkü berbat bir durumdayım.
You know, really, you're better off anyway. I'm pretty messed up.
Berbat bir durumdayım!
I'm a wreck!
Evet berbat bir durumdayım.
I'm a mess.
Berbat bir durumdayım.
I'm in a messy situation.
Berbat durumdayım dostum.
that's fine, but I just wanna... I'm fucking beat, man.
- Berbat bir durumdayım.
- I'm in an impossible situation.