Birşey daha var traducir inglés
391 traducción paralela
Ve, izin vermediğimiz birşey daha var, kadınlarımızın etrafında dolaşmayın.
And there's one thing we don't allow, and that's messin with our women.
Birşey daha var...
And... And there's one more thing.
Birşey daha var ; bana sattığın saat sana geri vereceğim.
And another thing, I'm gonna give you back the clock you sold me.
- Birşey daha var.
There's something else.
Birşey daha var, Bu tepelerin arasındaki her gölde balık avladım.
THAT'S ANOTHER THING. I'VE FISHED EVERY LAKE IN THESE HILLS...
Birşey daha var.
There's one more thing.
- Birşey daha var.
- There's one more thing.
Birşey daha var, diğer adı hatırladım.
Oh, and another thing - I've remembered that name.
Birşey daha var.
And I'll tell you something else.
Tek birşey daha var.
There's one other thing.
Başka birşey daha var.
There's something else.
Birşey daha var.
One last thing.
Birşey daha var, Çavuş.
Just one more thing, Sergeant.
Birşey daha var.
There's just one more thing.
Birşey daha var, Bay Capone.
There's just one thing, Mr. Capone.
Başka birşey daha var, artık evlenmemiz hiç de tuhaf değil.
You know something else? There's nothing ridiculous about getting married.
Birşey daha var.
- One other thing.
Unutmadan, birşey daha var.
One more thing before I forget.
Birşey daha var.
One thing.
Benim için yapabileceğiniz birşey daha var.
And there's one other thing you could do for me
Birşey daha var... Sizi bilmem ama ben o helikopteri kullanmayı öğrenmek istiyorum.
And another thing, you do not know how you... but I want to learn to manage helicopter.
Birşey daha var.
I'd show you. And another thing.
- Birşey daha var Kaptan.
- One more thing, Captain.
Sormak istediğim birşey daha var.
There's something else I wanted to ask you about.
Istakoz, ekşi krema... Ama sanki birşey daha var. Oyun hamuru.
let me guess- - lobster, sour cream, but there's something else.
Şimdi, sana göstereceğim birşey daha var Peter.
NOW, I HAVE ONE MORE THING TO SHOW YOU, PETER.
Başka birşey daha var, Al.
And that is another thing, Al.
Kızmama gereken başka birşey daha var mı?
Anything else that I should be mad about?
Birşey daha var.
And there is one more thing.
Sana sormak istediğim birşey daha var.
Now there's one more thing I want to ask you.
Birşey daha var.
Another thing...
Daha sonra, başkaları geldi, birşey var. Bu işin katı kuralları vardır, kuralların ne olduğu önemli değildir.
Afterwards, nothing was ever clear again, except for one thing, to hold strictly to the rules, only the rules matter.
Efendim. Sanırım taktiklerinizi daha etkin hale getirmek için size verebileceğim birşey var.
I think I can give you something that will make your tactics more effective
Sen belki normal insanlardan daha iyi görebilirsin, ama çok da iyi göremediğin birşey var.
You may see better than normal people do, but there's one thing you didn't see so well.
Daha önemli birşey var.
There's one more thing.
Daha önce yapmam gereken. birşey var 157 00 : 11 : 06,600 - - 00 : 11 : 08,640 Tamam acele etme.
There's one thing I've got to do first.
Başka birşey daha var.
Yeah. Oh, there was just one other thing.
Burasının geldikleri yerden daha iyi olduğunu düşünenler gibi, burasının birşey olduğunu düşünüpte gelenler var. böylece herkes birşey arıyor, bir şekilde bir cevap arıyor.
It's like people that are nowhere are coming here because there are people they think are somewhere so everybody is really looking for, you know, for some kind of answer.
Birşey daha var fairchild.
GO TO IT. RIGHT AWAY, SIR.
- Kireçten daha beyaz birşey var mı?
- Is there anything whiter than lime?
Buna yolaçan diğer yaratıkların akıllarında tek birşey var, daha büyük bir gücün keşfi.
Created by other monsters who have only one thing on their mind, the discovery of greater power.
Oh, birşey daha var.
I can't walk in here with you.
Kısacası Cakarta, soruların cevaplardan çok daha fazla olduğu bir şehir... Fakat kesin olan birşey var :
In short, Jakarta is a city where the questions outnumber the answers... but one thing is certain :
Sanırım daha öncesinde görmen gereken birşey var.
I think there's something you ought to see first.
Külahıma anlat. - Ve birşey daha - Bana ihtiyacın var adamım.
And another thing, man, you need me, man.
Bende daha iyi birşey var.
I have something better.
Daha ağır birşey var bunun arkasında.
They've got more heavy stuff in the way.
Daha güçlü birşey var mı?
Got something stronger?
Onun için yaptığım çok daha iyi birşey var.
I got something much better for him out there.
Bu anı olduğundan daha mükemmel yapabilecek birşey var mıdır sence?
Is there anything that could make this moment any more perfect than it is now?
Daha ucuz birşey var mı?
Do you have anything for less?
birşey daha 28
daha var 27
daha var mı 21
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
daha var 27
daha var mı 21
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44