English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ C ] / Calıstım

Calıstım traducir inglés

44,181 traducción paralela
Benim gittiğim gün çalıştığın yerde işe başlaması mı?
He gets a job where you work the day I leave?
Ben de kendimi buna inandırmıştım. Bana bir şeyler anlatmaya çalıştığından o mezara doğru çekilmiştim. Tıpkı sana olduğu gibi.
But I had let myself believe, like you, that she was trying to tell me something.
Onu düşünmemek için terapide çok çalıştım.
I've worked very hard in therapy not to think of her.
Kurumsal şubelerinde değil restorantlarında çalıştım.
Arby's, not corporate but one of their stores.
Benim de denemeye çalıştığım şey bu.
That's exactly what I was trying to do.
Sana söylemeye çalıştım.
I really tried to tell you.
♪ Ait olduğun yeri bulmaya çalıştığının farkındayım ♪
♪ I know you got to find your place ♪
Bunu unutmaya çalıştım.
I tried to forget it.
Evet, ama Jane'e çıkma teklif etmeye çalıştığımda tam bir korkak tavuk oluyorum.
( laughs ) Yeah, except when it comes to asking Jane out. Then I'm a total chicken.
İşte bu yüzden, bu övgüleri almak için çok çalıştım ve çok iyi bir sanatçı olarak kendimi markalaştırdım.
So, with that said, that's why I've worked so hard to get these accolades and be able to brand myself as a top performer.
Çalıştığım zamanlarda, orada olup olmadığımı bile hatırlayamıyordum.
Around the time when I was working, I couldn't recall if I got it there.
Bilmiyorduk işte, çünkü hasta olduğum o dönemde çok çalışmıştım.
We just don't know'cause I worked so much at that period of time when I was infected.
Brezilya'da çalıştığım o günü hatırlıyorum, kendimi çok ateşli hissetmiyordum.
But I remember I wasn't feeling as hot when I got to Brazil at this one particular time I was working.
Çok çalıştım herhâlde diyordum.
I thought it was just I was overworked.
Virüsün nasıl çalıştığını öğrenince, sanırım o zaman bana bulaşmıştı ve bundan haberim yoktu.
Learning how this virus works, that's probably at the time where I was probably infected and didn't even know.
Amacım, bunu benim adıma yapacak insanları çalıştırmak, böylece daha fazla yapmak zorunda kalmamak, anlarsınız ya.
I want to eventually, like, hire people to do it for me, so, like, I don't have to do it anymore, you know what I mean?
Zaman zaman BunnyRanch'e gidip çalıştım.
Off and on, I went to the BunnyRanch for a minute and worked.
Her neyse, kibarlık yapmaya çalıştığını anladım ve başaramadın.
Regardless... I saw you try to be kind... and, you know, fail.
Tyler'ın çektiği fotoğraf yayıldıktan sonra günlerce seninle göz göze gelmeye çalıştım.
For days after Tyler's picture went around, I tried to catch your eye.
Bazı seçenekler bulmasına yardım etmeye çalışmıştım.
And I tried to help her find some options.
Cevapları mı çalıştıracaksın? Hayır.
Coach me on what to say?
Böylece bir liste yapmaya başladım. Hayatımın nasıl bu kadar ters gittiğine dair parçaları birleştirmeye çalıştım.
So I started making a list... trying to piece together just exactly how my life had gone so wrong.
Kızımı neyle suçlamaya çalıştığınızı anlamadım.
I'm not sure what you're trying to pin on my daughter...
Birlikte çalıştığımız Crestmont'a gelip üniformasını iade etti.
She returned her uniform to the Crestmont, where I worked with her.
Yolumuzu kesmeye çalışır sanmıştım.
Thought he'd try to block us in ahead.
Şey, sanırım yapabilirsin Ben tür diyelim Onlar için çalıştı.
Well, I guess you could say I sort of worked for them.
Kızı arıyorum Kim burada çalıştı son gece.
I'm looking for the girl who was working here last night.
Çalıştırınca kornaya basalım.
- We lay on the horn when we start it...
Yardımcı olmaya çalıştım.
Just trying to help.
Bunu yapmaya çalışmıştım.
That's what I tried.
Bu çalışacak sanmıştım ama...
I thought this was the one, but...
Onu öldürmeye çalıştım.
I tried to kill her.
- Engellemeye çalıştım sonuçta.
- Well, I tried to diffuse her.
O da haklı. Sonuçta gözünü çıkarmaya çalıştım.
I did try to poke your eye out, in his defense.
Seni bu işin dışında tutmaya çalıştım, ama istemeyerekte olsa seni bilgilendirmem gerekirse dualarımız... safça ve kolaylıkla işlenebilir... adapte oldu.
I tried to keep you out of this, but I gotta regretfully inform you that our prey... previously unsophisticated and easily killable... has adapted.
Babam için çalıştım. Şefti.
I worked for my dad, the chief.
Konuşmamızdan sonra seni Facebook'tan eklemeye çalıştım.
Hey, so after we talked, I tried, uh... I tried to friend you on Facebook.
Eskiden 1975'te birlikte çalıştığınız bir yazar hakkında sorularım vardı.
I had a few questions for you about a writer you worked with back in 1975.
Kardeşimin beni soymaya çalıştığını mı söylüyorsunuz?
You're saying... My brother was trying to Rob me?
Ve inşa etmek için çok çalıştığınız, bir işi satmak sizin için sorun olmaz mı?
And you'd be okay with that, selling a business that you worked so hard to build?
Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım.
I... I tried... my best.
Bunu durdurmaya çalışan bazı iyi insanlarla tanıştım ve umarım başkaları da vardır.
I met some good people who are trying to stop it. I hope there are others.
Eskiden kötü insanlarla çalıştım.
I ran with some bad people once.
Hayır, bu başarmaya çalıştığımız her şeyi mahveder.
No. That goes against. Everything we're trying to accomplish.
O benimkini anlamaya çalıştı mı?
Did he try to understand mine?
Sana ulaşmaya çalıştım.
I've been trying to reach you.
Birlikte çalıştılar demiyorum.
I'm not saying they were.
Abu Dabi'de onunla çalıştım.
I just worked with her in Abu Dhabi.
İlk senato kampanyamda çalıştın mı?
Did you work on my first Senate campaign?
Bana baskı yapmaya çalıştığında, eski günlerin hatrına yapmam gerekeni yaptım.
After you pressured me, for old times'sake, I did exactly what I'm supposed to do.
Ben çok şiddetli ortamlarda, Bağdat'ta, İslamabad'da çalıştım.
I mean I have worked intense environments in... in Baghdad and Islamabad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]