Değişim traducir inglés
3,762 traducción paralela
Rastgele değişim yaşanıyor.
We are transitioning randomly.
Değişim zor olabilir.
Well, change can be rough.
Kesiğin değişim ve derinliği bize bıçağın hangi yöne gittiğini söyler.
The change and depth of the incision tells us which way the blade travelled.
Değişim geliyor.
Change is coming.
Ama değişim hiçbir zaman beklediğimiz gibi olmaz.
But the changes... they're never what we anticipate.
Ama değişim hiçbir zaman beklediğimiz gibi olmaz.
But the changes-they're never what we anticipate.
Evet belki başta olur ama değişim bazen iyi gelir.
At first, it might be, but sometimes change is a good thing.
Hayır daha ziyade Danimarka siyasetinde bir değişim gerektiğini düşünenlerin yeri.
No, more a kind of forum for those who believe Danish politics should change.
Burada söz konusu olan sıradan bir gündem değil. Ciddi bir değişim gerektiğine inanıyoruz.
And this is not just some petty agenda, it's because we believe that there should be a serious change.
Eh, Bu değişikliği daha iyi bir değişim için değiştirmeye gidiyoruz
Well, we're going to turn this change into change for the better.
Böyle bir değişim sadece Espanola'da meydana gelmedi. Farklı adaların farklı modelleri oldu.
Such a change didn't happen just on Espanola, different islands had their own versions.
Bu yüzden, sonuç olarak evrimsel değişim geçirirler.
And so, consequently, does evolutionary change.
Doğal olarak, dostum ve iş arkadaşım olan Marty Kaan uyumsuzlukları açığa çıkardığında biz bunu B. D. Ulusal Bankasında gerçek bir değişim fırsatı olarak gördük.
So, naturally, when my friend and colleague, Marty kaan, brought these... Inconsistencies to light, we saw this as an opportunity to bring about some real change here at U.S. national.
Merkez değişim zamanının geldiğini düşündü.
The centre felt it was time for a change.
Peki zihin gücünde bir değişim yarattığını söyleyebilir misiniz?
And would you say it's... changed the power of his brain?
Bir değişim öğrencisiyim.
I'm an exchange student.
Uluslararası kültürel değişim programından esinlendim.
I was so inspired by that war simulation program.
Mayıs'a kadar, doktor olmak için kurstaydın yani bu birden değişim de neyin nesi?
Up until May, you were on course to be a doctor, so... why the sudden change?
Değişim kalıcı.
The change is permanent.
Liam, değişim için zamanın geldiğine inanıyor. Ben de aynı şeyi düşünüyorum.
Uh, yeah, he thinks it's time for a change, and I do, too.
Kader çizgisinde ve kalp çizgisinde bir değişim gördüm.
I saw a conversion of his fate line and heart line.
Değişim öğrencisi istemiştin.
You wanted an exchange student.
... değişim çok boktan bir şey.
Transformation sucks.
Değişim tuhaf şeydir.
Change is a funny thing.
Nasıl bir değişim?
Change how?
Değişim rüzgârlarından etkilenmeyen bir adam gurur duyulası bir adamdır.
A man who does not bend to the winds of change is a man that you can be proud of.
Bir adamı değişim rüzgârları ve teslim olmama konularında konuşturacak türde şeyler mi? Yer ayağımın altından kayıp gidecek gibi olduğu hâlde hem de?
The kind of things to get a man talking about winds of change and standing firm, even though it feels like the ground is about to crumble out from under me?
Günümüzde yeni enerjiyle uğraşan bilim insanları artık elektrik, yer çekimi, manyetizma ve itici gücün arasındaki ilişkiyi tanımlamak için yeni yollar bulma girişimindeler. Ama tarihten de öğrendiğimiz gibi değişim öyle kolaylıkla gelmez.
New energy scientists today are attempting to find new ways to define the relationship between electricity, gravity, magnetism, and propulsion, but as history has shown, change does not always come easy.
Değişim tarihini göre sınırlandırabildim.
I was able to narrow down the date of the switch.
Değişim, Doğu Afrika'nın her yerinde.
Change is everywhere in East Africa.
Bu kıtadaki vahşi hayatın... son 50 yılda gördüğü değişim... son iki milyon yıldakinden fazla.
The wildlife of this continent has seen more changes in the last 50 years than it has in the last two million.
Bu projenin kalbinde Maasai savaşçılarının... tavırlarındaki muazzam değişim var.
Critically, at the heart of this project is a huge attitude change by these Maasai warriors.
Kanımda başka kimyasal değişim iyi olmaz.
Now's not the time for any more chemical changes to my blood.
Değişim güzel bir şey.
Nice to have a change.
Soracağım ve bu değişim hakkında olacak.
I will, and it's about that change.
Değişim teorisi.
The theory of variation.
Bu ani değişim kişide ağır depresyon ve kendisine olan saygısını yitirmeye sebep olur.
That rapid change can manifest itself in extreme depression and low self-esteem.
Öğrenci değişim.
Foreign exchange.
Değişim, ölüm, yıkım, acı, hapsedilme, ihanet.
Upheaval, death, destruction, pain, imprisonment, betrayal.
- Sadece değişim fikri hoşuma gitmiyor.
I'm just not good with change. Yeah.
" Biraz değişim ister misin?
" Do you want fusion?
Ben değişim sevmiyorum.
I don't like change.
İğne bunu tektonik değişim olarak algılıyor ve bayağı algıladı.
The needle picks it up like it would a tectonic shift, and it's picking up a lot.
Sorunuza cevap olarak, restoran piyasasında, birçok değişim ve yönetimde değişiklikler olur.
Oh, well, to answer your question, in the restaurant industry, there's a lot of turnover and changes in management.
Muhtaç görünmek istemem ama ama halletmemiz gereken Carrion / Padma'nın babası değişim olayımız var ve yardım etmen gerçekten iyi olurdu.
Well, not to sound all needy, but we do have the whole Carrion / Padma's father exchange thing to deal with, and I could really use your help.
Bugünün zor bir gün olduğunu biliyorum ve bu değişim bizim için biraz fazla.
I know today's a hard day, and it's a lot of change for all of us.
Değişim zordur, insanın gözünü korkutur.
Change is hard, daunting.
Renkteki bu zarif değişim, ışığı emdiğinde şeklini değiştiren rodopsin moleküllerinden kaynaklanır.
This subtle shift in colour is caused by the rhodopsin molecule changing shape as it absorbs the light.
Galapagos'taki türlerin değişim gücü her yerde olduğu gibi burada da aktif.
Here, the species transforming power of the Galapagos is as active as everywhere else.
- Malum artık gençleşmiyorum ve değişim zamanı geldi. - Devam et.
Go on.
Çok iyi bir değişim oldu.
Yeah, I love the island.