Döndüğünde traducir inglés
4,331 traducción paralela
Şans rüzgarı tersine döndüğünde hem vücudu hem de ruhu bir arada tutan, bir yetenek.
A skill, which keeps both body and soul apiece when the wind of fortune turns cold.
Kuzenim Frances erkek arkadaşıyla Delmonico's'a gitmişti döndüğünde nişanlanmışlardı.
My cousin Frances went to Delmonicoâ s with a boyfriend, and she came back with a fiancé.
Bayan Peri Cuma günü New York'tan döndüğünde pasta kesip hediyelerini vereceğiz.
When Mrs. Peri gets back from New York on Friday, we're gonna have cake and presents.
Güney Osetya'dan döndüğünde Alex'e beyin ve beden taraması yapmıştık. - Hiçbir şey bulamadık.
We gave Alex a full brain and body scan when she got back from South Ossetia- - didn't find anything.
Sinead O'Connor'u beğendiğini söylediğin zamanı hatırlıyor musun? Hikaye bize döndüğünde, sen kız lisesinde Pagan dinini öğretmeye başlamıştın.
Remember that one time you said you like Sinead O'Connor, and by the time it got back to us, you were teaching Wicca at a women's college?
Döndüğünde, hâlâ yapmamız gereken bir konuşma var.
When you get back, we still need to have a conversation.
Matthias geri döndüğünde, eminim sevinçten ağlamışsındır.
I'm sure you cried of joy when Matthias came back.
Liddy masaya döndüğünde şöyle desen :
If Liddy came back to the table and you said...
Haven'a her döndüğünde aynı yaşta oluyor.
She's always the same age every time she returns to Haven.
Ama geri döndüğünde bu açığa vurduğum büyük aile sırrı falan değil ama sorumluluğu ona ağır gelmişti.
But when he came back- - and this is no big family secret I'm giving away here or anything- - that responsibility weighed on him.
Odasına döndüğünde P-Hound'un, öğrenci barınma ofisine, resmi şikayette bulunduğunu öğrendi.
And upon returning to his dorm, he discovered that P-Hound had officially filed a grievance with the student housing office.
Ve o kadar minnettar kalmış ki Avrupa'ya döndüğünde Pedro'yu şeyle ödüllendirmiş...
And he was so grateful that when he returned to Europe he rewarded Pedro with...
Nereden geri döndüğünde?
Get back from where?
Charlie döndüğünde burada olmalıyım.
I got to stay. I got to be here when Charlie gets back.
Bu yüzden geri döndüğünde bu şeyi sonuçlandırmak zorunda kalacağız sanırım.
So I guess we'll have to finalize this when you get back.
Conrad döndüğünde burada kalmanın iyi bir fikir olmadığını umarım anlıyorsundur. - Al.
I hope you understand that it's not a good idea for you to be staying here while Conrad returns.
Pekâlâ, geri... geri döndüğünde sana şeyimi göstereceğim.
So, when you get back, I'Il show you my thing.
Döndüğünde, Shefler'a git.
When you're back, go to Shefler.
Tahran'a geri döndüğünde, ben de senin için aynı şeyi yapacağım.
You go back to Tehran, I'll do the same for you.
Geri döndüğünde detaylıca konuşuruz.
And we'll talk it through when you're back.
Geri döndüğünde, ben 19 yaşındaydım. Aile şirketi için çalışıyordum.
When she came back, I was 19, working for the family company.
Ethan döndüğünde anlatmak için sabırsızlanıyorum.
I can't wait till Ethan comes back so we can tell him.
Eve döndüğünde güzel bir sürpriz olacağını düşündüm.
I thought it'd be a nice surprise when he got home.
Geri döndüğünde burada senin için de bir marpuç olacak.
Well, there's an extra nipple here when you come back.
Döndüğünde 30-31 yaşlarında olacaksın.
When you come back, you'll be 31 or 32.
Dinle, ofise geri döndüğünde- -
Listen, when you get back to the office- -
- Döndüğünde beni ara.
- Call me when she's back.
Ekrana döndüğünde ışığı düzgün alman için...
When you turn to the monitor,
Ekrana döndüğünde iki santimetre geri çık ki biz de yüzünü görebilelim.
You have to slide your chair back about an inch when you turn to the monitor - so we can see your face.
Arkanı döndüğünde seni aldatırlar.
They cheat you when your back is turned
Peki kocana döndüğünde...
So... so when you go back to your husband...
- Neyse geri döndüğünde, onu güzelce benzeteceğim.
All right, well, when he comes back, I'm gonna smash him up good.
Döndüğünde burada olacağım.
I'll be here when you get back.
Döndüğünde ona karakola çağrıldığını söyle.
Have him call the station when he gets back.
Bay Bohannon döndüğünde, tren hazır.
When Mr. Bohannon comes back, his train is ready, all right?
Döndüğünde berbat durumdaydı.
He came back all messed up.
Geçen yıl Oliver Queen Starling City'e döndüğünde çiçeklerle ve iyi dileklerle karşılanmıştı.
Last year when Oliver Queen returned to Starling City, he was met with flowers and well-wishes.
Bunu da abim ölümden döndüğünde vermişti bana.
And my brother gave me that when he came back from the dead.
Bunu açıklığa kavuşturmaktan nefret ediyorum ama döndüğünde görecek.
I hate to bring up the obvious, but he will see them when he gets back.
Böylece anladım, Tim, Texas'a geri döndüğünde, Vermeer'in resim yaptığı odanın birebir aynısını yapacaktın, değil mi?
So I understand, Tim, that when you go back to Texas, you're going to construct a replica of the exact room where Vermeer painted?
San Antonio'ya geri döndüğünde, Tim kuzeye bakan bir depo kiraladı, aynı Vermeer'in stüdyosu gibi, ve deneyini gözlemlemesi için Londra'dan Profesör Philip Steadman'ı davet etti.
When he got back to San Antonio, Tim rented a warehouse that faced North, just like Vermeer's studio, and invited Professor Philip Steadman over from London to look over his experiment.
Tim San Antonio'ya geri döndüğünde, başı dertteydi.
When Tim got back to San Antonio, he was in trouble.
Cehennemde dört yıl hayatta kalıp yuvasına döndüğünde güvende olması gerekirken nasıl ölür?
How does he survive four years of hell over there, just to come back home and die where he's supposed to be safe? !
Ona gidişinin beni ne kadar kızdırdığını, ne kadar incittiğini ya da geri döndüğünde nasıl dehşete kapıldığımı bile söyleyemedim.
I can't even tell him how angry that makes me, or how much it hurt when he left, or how terrified I was when he came back.
Ve hayata geri döndüğünde seni tekrar öldüreceğim, ne kadar gerekirse.
And when you come back to life, I'll kill you again, as many times as it takes.
Babam ülkesine geri döndüğünde, diğer Almanya'dan getirdiği yeni pantolonlara, bugün gösterdiğim bu çocukça haz tam olarak neden?
Why precisely today I have this pueril joy of showing off my father's pass for his return to the country the new pants he brought from the other Germany?
Ancak döndüğünde Georgiana'yla görüşmek için benden izin istedi.
However, he has asked my permission to seek Georgiana's hand on his return.
Albay Fitzwilliam, döndüğünde Georgiana'yla görüşmek için benden izin istedi.
Colonel Fitzwilliam has asked to seek Georgiana's hand on his return,
Eğer o kapıdan çıkarsan, döndüğünde ben burada olmayacağım
You walk out that door, and I'm not gonna be here when you get back.
Döndüğünde, sadece bunu yakınına bırak ve çık git.
When it does, you just drop this nearby and walk out.
Döndüğünde... 27 Eylül 1963 Mexico City Marina, Dallas'a döner dönmez...
Marina, as soon as you get back to Dallas...