English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ D ] / Dünyaya

Dünyaya traducir inglés

13,833 traducción paralela
O adamlar işlerinde iyiler çünkü dünyaya isteklerine göre şekil vermede rakipsizler, ve o adamların kalbini ve aklını kullanmakta ve yönetmekte.
Those men rose to their stations because they are peerless when it comes to shaping the world to their will, in creating a narrative and wielding it to compel men's hearts and minds.
Bazılarımız dış dünyaya açılıp kendilerine arkadaş bulamıyorlar bu yüzden ruh eşimi bulana kadar ruh biriktirmeyi bırakmayacağım.
Some of us can't go out into the world to find companionship, so I'm not gonna stop collecting souls
Bu yüce hayranlığın tadını çıkardığı için dünyaya karşı uyuşuk olmak sonunda cazibesini kaybetmişti.
# Conquer it to feel you're higher... # As she basked in sublime adoration, being numb to the world finally lost its appeal.
Benim doğduğum dünyadan biraz daha fazla kabullenme olan bir dünyaya doğuyordu.
She was being born into a world just a little more accepting than the one I had been born into.
Sence dünyaya açılacak cesaretim olmasaydı o genç adamlar evime gelip çalışırlar mıydı sanıyorsun?
You think any of those young men would have come over to work at my house if I didn't have the guts to approach them in the world?
Mayflower yeni dünyaya giriş yaptığında...
When the Pilgrims landed in the New World...
Tamam ama Mayflower yeni dünyaya giriş yaptığında Columbus tarafından başlatılan yerli halklara kötü muameleye... devam ettiler.
Okay, but when the Pilgrims landed, they continued the mistreatment of indigenous peoples started by Columbus.
Bu dünyaya basit bir iş yapmaya geldim. Ve bu işi yapma şansım olmadan öleceğim.
I was put on this earth to do one simple thing, and I'll be dead before I get the chance.
Bunu dünyaya yapamam.
I can't do that to the world.
Jane, bizi gerçek dünyaya hazırlamak için okula gidiyoruz.
Jane, we go to school to prepare us for the real world.
Her türlü talihsiz ve kötü şey dünyaya dökülmeye başladı ve o zamandan beri, insanlığa acı verdi.
"every misfortune and evil thing in the world came pouring out, " and they have afflicted mankind ever since,
Diğer teröristlerle ilgili önemli bilgilere sahipse belki ona ulaşmak için kendi zihninizi maddi dünyaya açmanız gerekir.
If he holds valuable intel on other terrorists, maybe in order to reach him, you need to expand your mind on the so-called material world.
Size iki dakika veriyorum Ajan Mulder, sonra gerçek dünyaya dönüyorum.
I'll give you two minutes, Agent Mulder, and then I'm due back on Earth.
Kapsam olarak da hızla dünyaya yayılıyor.
A scope that quickly becomes global.
Dünyaya karşı siz.
You against the world.
Dünyaya aitim.
I belong to the wide, wide world.
Sunny Leone'nin seksiliği adına bu zalim dünyaya, gerçekten bir oyuncak bebek olduğunu göster!
In the name of JLo's sex appeal show this cruel world, you truly are a Baby Doll!
Ben de güçlerimi gizledim. Ta ki son zamanlarda meydana gelen bir kaza kendimi dünyaya ifşa etmeye zorlayana kadar.
And so I hid my powers until recently when an accident forced me to reveal myself to the world.
Onu kurtarmaya çalışmazsam dünyaya bir şey olmaz.
The world is better off without me trying to save it.
Diğer haberimize gelirsek, bugün hayvanat bahçesinde bir su samuru dünyaya geldi.
In otter news, an otter was born - at the zoo today. - Oh!
Komadaydı ve ona doğru eğilip dedim ki "Dünyaya ayakta kendini dinlettin."
He was in a coma, and I, uh, leaned over and said to him... "You made the world stand up and listen."
Emma ile ilk tanıştığımda, o dünyaya kendimi öylesine kaptırmıştım ki artık kendimi bile tanıyamıyordum.
You know, when I met Emma, I was so deep into that world that I didn't even recognize myself anymore.
Cambazın Baş Aşağı dünyaya gitmesinin hiç yolu yok mu?
Well, is there any way for the acrobat to get to the Upside Down?
Dünyaya yeni müziği tanıtmak.
To introduce the world to new music.
Sen, dünyaya karşı.
You against the world.
Artık sadece sen, dünyaya karşı değil, Albright. Siz, onlara karşı.
It's not just you against the world no more, Albright, it's you against them.
SEÇİM GÜCÜMÜZÜ UYANDIRIR - Onu dünyaya tanıt.
- Introduce him to the world.
Yalnızca gerçekten cesur olanların dünyaya bakabileceklerine ve her şeyi anlayabileceklerine inanırım. Tanrılar, insanlar diğer her şeyin sonu kötü bitecek.
I believe that only the truly brave can look at the world and understand that all of it- - gods, men, everything else- - will end badly.
Yeni bir insan dünyaya geldiğinde,
When a new human is born
Bu dünyaya geldiğinde bağırıyorsan korkmuşsan ve elinden bir şey gelmiyorsa her şey senin içinmiş gibi gelir.
When you're born into this world and you're screamin and you're terrified and you're pink as gum, the thing is, you think it's all for you.
Dünyaya ve sana, böyle bir şeyi yapacak kadar kızgındım sadece.
I was just angry enough at the world... at you... to do it.
Bunun uluslararası düzeyde dünyaya ulaşacağını biliyorum.
I'm just remembering that this is gonna go out nationally to the world.
Dünyaya Usain Bolt'un neden bu kadar çağdaş, herkesin önünde olduğu sırrını veriyoruz.
People, we are showing the world a secret as to why Usain is so cutting edge, always ahead of the pack.
Tüm dünyaya dağılmış durumdalar.
They're scattered all over the world. You have one.
İblis dünyaya on adamla birlikte on ordu salacak.
The beast will loose 10 men with 10 armies onto the world.
Diyelim ki Deccal olmak için bu dünyaya geldin.
Let's just say you're meant to be the Antichrist.
Hadi dünyaya tekrar birlikte olduğumuzu söyleyelim.
Let's just tell the world we're back together.
Virginia Eyaleti, bu dünyaya melez çocuk getirmenin adil olmadığını ileri sürüyor.
The state of Virginia will argue that it is unfair to bring children of mixed race into the world.
Dünyaya iyilik yapıyoruz, değil mi?
Hey.. We're doing the world a favor, right?
- Gerçek dünyaya hoş geldin.
Welcome to the real world.
Ben gerçek dünyaya dönüyorum.
I'm going back to the real one.
Ya da dünyaya hükmetmek isteyen yapay bir süper zekanın bir adım önünde olmaya çalışmıyorken.
Or trying to stay a step ahead of an artificial superintelligence bent on world domination.
Bu, dünyaya deli olmadığımızı kanıtlamak için büyük bir fırsat.
This is our chance to prove to the world that we're not crazy.
Acı beni dünyaya bağlıyor.
Pain tethers me to the world.
Seni endişelendiren şey dünyaya yaptığın katkıların genel toplamıysa Harold bunun için bir çözümüm var.
If it's the sum total of your contributions to the world that's worrying you, Harold, I have a solution.
Sonrasında dünyaya virüsten etkilenmemiş bir şekilde geri dönebilecek.
Then it can return to Earth unharmed by the virus.
Bu dünyaya gelmene yardım ettim.
I helped bring you into this world.
İnsanların yarattığı dünyaya bak.
_
Bazen bir daha dünyaya gelsem diye düşünüyorum.
Uh, I think in another life,
Sanki yeni bir dünyaya doğuyormuşsun gibi.
It's like you're born into a new world.
Dünyaya hizmet ediyorum ben.
I'd be doing the world a service.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]